Sadece İstanbul'un değil tüm İslam Alemi'nin göz beği Eyüp Sultan'ın kabrinin bulunduğu bölge. Adına yapılan Camii ve etrafına kurulan onlarca vakıf, dergah, medrese ve hayır kurumları, çağının zarif özelliğiye adeta bölgeyi taçlandırmış. Güçsüzlerin, umutsuzların, borçluların, sıkışan kulların ağalayarak binlerce kilometre uzaklardan koşarak geldiği Türbe'nin etrafı bugünlerde para hırsına kurban edilmiş.
AK Partili Eyüp Belediyesi' adını aldığı Eyup Sultan Camii etrafını adeta rant alanına çevirmiş durumda. Türbe'nin etrafı nargile salonları, kafeteryalar, lüks lokantalar, sevgilileriyle arkadaşyarıyla gönül eğlendirmek isteyenlerin buluştuğu lüks pastanelerle çevrilmiş adeta. Eyüp Sultan Camii yüz metre mesafeden sadece mahzuh minaresiyle görülebiliyor.
Rantın kralı oluşturulmuş.
Geçenlerde AK Partili görgüsüz aday adayının son model jipiyle gezindiği o meydan bir zamanlar hatimlerin indirildiği, duaların okunduğu, müminlerin buluştuğu bir alandı. Şimdi talan edilmiş birbirinin üstüne adeta yığılarak kurulmuş derme çatma kabinlere süs-püslü tabelalar asılmış.
Döner, sucuk, köfte, kebap kokusuna nargile dumanları karışmış.
Hit şarkılara ney sesi de karışıyor arada bir, uyanık işletmeci arkadaş Eyüp Sultan'a gelen yiyici takımına bölgenin atmosferini yaşatmak istemiş olabilir diye düşünüyor insan.
Ünlü markalar bile bölgeye üşüşmüş. Mado köşeden kaptığı yerde müşterilerini ağırlarken içeride Pop müziğin ünlü kanallarını veriyor yayına. Hemen bitişiğinde bir başka müptezel markanın bahçesini liseli gençler doldurmuş. Şen şakrak kahkahaların yükseliyor.
İyi de sahiden burası Eyüp Sultan Makamı değil miydi?
Burası bir İslam'ın en önemli Sahabeleri'nden birinin medfun olduğu yer değil mi?
Muhafazakar kesimin son yıllarda gözlerini kör eden para düşkünlüğü, değerlerimizin üzerine kabus gibi çörekleniyor.
Buna İstanbul Büyük Şehir Belediyesi nasıl göz yumabilir?
Hele yerel seçimler öncesi talan edilen tarihi bölgelere yönelik bu saygısızlığın hesabını İstanbul halkı belki sormayabilir, ama hesap soracak bir makam illaki vardır.
Öyle değil mi ?
