Başlığa bakıp hemen kızmayın. İngilizce fire değil bu, has Türkçe fire.

Bir nevi atık, tekstil atığı.

Büyük şehirde yaşayan soğuk havalardaki kabusu. Başta kalp, astım hastalarının üstüne geceleri karabasan gibi çöreklenen ağır havanın içindeki zehirli maddeleri bu fire denilen tekstil atığı çaputlar fırlatıyor ciğerlerimizin içine.

İstanbul'un havasını kış günlerinde en çok zehirleyen Zeytinburnu bu firelerin merkez üssü.

Zeytinburnu atık ticareti yapan tekstil şirketleriyle dolu. Bedavaya toplanan atıkların kilosunu birkaç liraya satan toptancılar, para etmenleri de çevrelerinde öbeklenen fakir fukaraya iyilik olsun diye dağıtıyor.
İyilikten maraz doğar derler ya..

Maraz değil adeta ölüm doğuyor.

Bir ara bol ödüllü Zeytinburnu Belediyesi'nden umudu kesen vatandaşlar ilçe kaymakamlığına bunun önlenmesi için başvurmuş, iki üç pankart asan Kaymakamlık, kendi çalışanlarının bile bununla ısındığını duyunca vazgeçmiş.
Zeytinburnu, İstanbul'un en büyük ilçelerinden biri.
Belediye, tekstil esnafının kendi sınırları içinde yaşadığını mı sanıyor belli değil, ama sadece kendisine iletilen şikayetlerden "Bize adres verin" diyor.

Dumanın izini akşam karanlığında sürebilecek kadar sağlam ciğerli biri henüz çıkmadığı için açık adres yok.
Zeytinburnu zabıtası da haklı olarak oturup yeni şikayetleri bekliyor.

Çevre ödüllü belediyenin çalışkan yönetimi zehir atan bacaların bulunduğu gecekondu sokaklarına girmediği için, sorundan henüz haberdar değil.

Zeytinburnu'ndan yaşayan üç beş hasta, umuma fire vermiş kime ne?

Vitrindeki ödüllerin üstüne is düşmesin yeter...


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.