Gani gani'nin anlamı Türkçe'de bol bol anlamına geliyor. Geliyor da sanki bol bol rahmet eyliyor. Çünkü rahmet eyletmiyoruz. Birbirimizi yiyoruz.
 
Olan garibanın çocuğuna, kocasına, babasına, anasına ve evlatlarına  oluyor. Duydunuz mu şimdiye kadar hangi zenginin evlatı şehit düştü. Hangi varlıklının çocuğu pkk ve teröristler tarafından yaralandı. Gene fakirlere zarar veriyoruz. Onların acısı hiç dinmiyor. Onların canları maddi ve manevi devamlı yanıyor.
 
Gaziantep'te, Hatay'da ölenler ve daha önce şehit düşenlerde   öldükleriyle kalıyor.
 
Kimi öldürüyoruz?
Niçin öldürüyoruz?
Neyi paylaşamıyoruz? şu kısacık hayatta.
 
Kardeş kardeşi öldürüyoruz.
 
İki günlük hayatta sanki arkamızdan götüreceğimiz neyimiz var bilmem ki bu dünyada? Ancak 2 metre kefenlik kumaşımızı götürüyoruz. Bazılarına o biler nasip olmuyor. Başka yerde ölüyorlar, günlerce ölüsü bile bulunmuyor. Ne istiyoruz? suçsuz insanlardan, günahsız insanlardan. Öldükten sonra ancak söylediğimiz Allah ölenlerimize gani gani rahmet eylesin diyerek yetiniyoruz. Niye Allahtan bekliyoruz. Biz öldürmesek de kendi ecelleriyle ölseler, işte o zaman arkalarından Allah gani gani rahmet eylesin desek olmaz mı?
 
Türkü, Kürtü, Çerkesi, Lazı, Alevisi, Sünnisi hepsi insan değilmi?
 
Hepsi can taşımıyor mu? Onlarında bir canı bir kanı yok mu? Onların kanları akarken kırmızı akmıyor mu? Onlar da bir anne ve babadan olma değilmi? Onlarında yarayan yerleri kanamıyor mu?
 
Şu topraklarda kardeş kardeş oturmak varken dağdan inip kardeşlerini vuran insanların provakasyonlarına niye kapılıyoruz.Birbirimizin canını niye yakıyoruz. Bu dünyada gelen evlatlar kolay büyümüyor. Günlerce aç susuz hasta olduklarında başlarını bekliyoruz, belki biz aç kalıyoruz evlatlarımızı doyurmaya çalışıyoruz. Canımızdan bir canı yitirmek nedir bilirmisiniz? Allah hiç kimseye evlat acısı göstermesin deriz ama bir anda evladımızı yitiriz. İşte o an keşke ben ölseydim de o yaşasaydı isteriz. Ama nafile. Ölenle ölünmüyor diyoruz, boşuna çünkü ölen yakınızdan sonra onun yaptıkları, söyledikleri heran gözünüzde, kulağınızda. Aklınızdan hiç mi? hiç çıkmıyor. 
 
Ölen o kadar suçsuz insanlarımız, askerlerimizi bıraksak kendi ecelleriyle ölselerdi ne olurdu?
 
Çocuklarını anasız babasız bırakıyoruz, anaları babaları evlatsız bırakıyoruz. Gözü yaşlı sevgiliyi sevgilisiz bırakıyoruz. Evli çiftleri tek bırakıyoruz.
 
 
Artık korkarak yaşıyoruz bu hayatta. Hergün evden çıkarken acaba sağ salim evlatlarımıza, anamıza, babamıza kavuşacakmıyız diye  düşünüyoruz. Bugünde askerdeki vatanımızı koruyan askerimiz şehit olacak, bugünde bir can yanacak diye televizyon, radyo kanallarında, internet ve gazete sayfalarında gezinerek tanıdık bir isime rastlarmıyız diye bakar olduk. Alış-verişe gittiğimizde, çaybahçelerinde bir şey içer olduğumuzda, toplu taşıma araçlarına bindiğimizde bomba varsa şimdi patlar diye korku ile yaşar olduk.
 
Eskiden böyle korkularla yaşamıyordu bu evlatlarımız, çocuklarımız. Dağa, taşa, bahçeye, alış-verişe, toplu taşıma araçlarına bindiklerinde ve çaybahçelerine gittiklerinde korkmuyorduk. Oyun oynarken başına birşey gelir demiyorduk. Şimdi heran bir korku, bir endişe içindeyiz. Biz yaşarken çocuklarımıza öğreteceğimiz onca şey varken korku ve endişeyle mi? yaşamayı öğreceteğiz.
 
Sevgiyi, aşkı, kardeşliği, dostluğu öğretmeliyiz.
 
Öldükten sonra arkasından Allah gani gani rahmet eylesini değil. Ölmeden hayat vermesini öğretmeliyiz. Organlarımızı bağışlayarak bir cana can vermesini öğretmeliyiz. Can almasını değil.
 
Unutmayalım ki ölünce arkamızdan birşey götüremiyoruz. Ancak ve ancak yaptığımız iyilikleri, dostlukları anmalarıyla yada arkamızdan ölünce bir Fatiha okumalarıyla anılırız.
 
 
Biz kardeşiz, biz ana-babayız, biz çocuğuz birbirimize zarar vermektense şu topraklarda dostça yaşamalıyız.
 
Canlarımız yanmasın, bizi birbirimize katan insanları yetkililere bildirmeliyiz. Huzurlu ve mutlu olarak şu kısacık hayatı dolu dolu yaşamalıyız.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.