Lise yaşlarımda evde herkesin uyumasını beklerdim dans etmek için. Sessizce o meşhur misafir odası dediğimiz salona geçer kısık sesle müziği açar ve saatlerce dans ederdim. Demek ki diyorum gençlik ateşimi öyle yakıyormuşum :)))

Yandı yandı da sönmez mi bu ateş ayol :)) hala yanıyorum, hala yanıyorum. Kat kat giyinemiyor, hep yaka bağır havadar geziniyorum. Kışın ortasında miniler, karın ortasında tişörtler giyiniyorum.  ( Laf aramızda:)  Sevgilimle şey edip sarılıp yatıyoruz ama canım sen hala yanıyorsun diyor :)) eee diyorum itfaiye mi  çağırayım artık ne yapayım sönmüyor :))

Gerçekten garip ama vücut sıcaklığım aynı babama çekmiş. Öyle der annem hep. Bazen anacığımın yanına gidince hep sarılır birlikte yatarız. Ağlaşır koklaşır iki dk sonra ayrılırız. Çünkü anacığım kızım kalorifer gibisin yaklaşılmıyor der. Bilemedim :)))  Gençlik ateşinden çıktık nereye geldik yahu…. cık cık cık :))

Neyse gençliğime dönüyorum,
Gerçekten çok dans ederdim. Bilmeden dansın bedene özgüven verdiğini kendimi inanılmaz güçlü ve özgür hissederdim. Korkum yoktu. karşıma çıkan her sorunu çözücek gücüm olduğunu sanırdım. Aynı zaman da dansı, kararlarıma sadık kalmamı sağladı diye de düşünüyorum. Çünkü bu güne kadar dans ederken hayalini kurduğum şeylerin hepsi oldu. En çıkmaz anlarımda dans ettim. En zor günlerimde tapınağım gibiydi dans. Aşkların bittiği, yerine kor ateşlerin kaldığı günlerde yanan bedenimi söndüren su olurdu dans. İbadet gibi, nefes almak gibi, su içmek gibiydi dans. Ruhumun nefesiydi sanki.

En çok yaratıcılığımı borçluyum dansa. Bilimsel olarak da kanıtlanmış zaten, onun için çocuklarınızı bol bol dans ettirin derim. Teşfik edin derim. Utandırmadan, kınamadan yönlendirin daha çok derim…Evet artık teknolojik olarak çok gelişmiş bir çağda yaşıyoruz. Bu durum  yaratıcılık alanımıza bir çok kolaylıklar getirmiş olsa da, beraberinde gerek çocuklar, gerekse de yetişkinler için olumsuz tuzakları da içinde barındırmaktadır.

Özellikle çocuklarımızın tuzakları; ( sanırım büyüklerinde )
Televizyon,
Bilgisayar,

Ya da akıllı telefon ekranlarına olan bağımlılık,
Sağlıksız ve dengesiz beslenme,
Hareketsizlik,
ve daha bir çokları :((


Gerçekten zeki ama hareketi sevmeyen çocuklar çoğaldı etrafımızda. Tüm veli öğrencilerimin tek şikayeti neredeyse bu oluyor. Yaa üşengeçliğinden susuzluktan ölecek kalkıp bir bardak su almıyor…Sürekli elince telefonu tıkır tıkır fare gibi iki çift laf etmiyor…bıraksan öğlene kadar uyuyacak oradanda akşama bağlayacak…
Daha neleri neleri…


Eğer çocuklarımızı çok küçük yaşlarda egzersiz yapabileceği aktivitelere yönlendirebilirsek,  onların sağlıklı  yaşam tarzına çok büyük katkıda bulunmuş olabiliriz. Avrupa standartları bu aktiviteler için başlama yaşını 4 yaş belirlemiştir.
Hatta yeni uygulamalara göre bir çok merkezde bebekler için bile egzersizler yapılmaktadır.


Ben bütün faydalarını saymak istemiyorum kitaplarda ki gibi ama ileri de bizim yaşlarımıza geldiklerinde üzerlerinde bir yük taşımalarını da istemem. En azından şunları bilmeliyiz ki,


Çekingenlik ve utangaçlık duygularının giderilmesinde
Vücudunun postural duruşuna katkı da bulunmasın da
Güç, uzama ve esneklik kazanmasında etkilidir.


Büyüme hormonu, kemik kalitesi, disiplin, sorumluluk, sosyalleşme…..bunlar da en önemli katkıları.


Ama dedim ya…bu gün derslerime gelen bir çok insan yazdığım ilk üç madde ile hala sıkıntı içerisindeler. Onların her alanını hala etkiliyor. Özgüven pek beklenemiyor tabii bu durumda :((


Onun için sevgili ebeveynler,
Hiç bi şii yaptıramasanız açın müziği çocuklarınızla bol bol dans edin. Çünkü onlar enerjilerini sarf ederek büyüyecek, hayaller kurarak ilerleyecekler.


Bu arada eşleri ihmal etmek yok ama...
Düşünsenize sevişme öncesi eşinizle dans ettiğinizi...onu baştan çıkardığınızı...ya da onun sizi...bunlar güzel köprülerdir. Yolları sağlamlaştıran harçlardır. Kalbi yumuşatan dokunmalardır. Bunun ayıbı, günahı olmaz. Sevgi yolunda en güzel çiçeklerdir...Bedava üstelik.  Parada harcamayacaksınız. Sadece müzik. Ruhunuzu ve bedeninizi bırakıcaksınız aksın.


Neyse anacım,
Beni okuyan güzel gözlerinize,
Taşıdığınız güzel yüreklerinize sağlık.


Bu edepsizi takip edin olunur mu...
Ara da sıra da biraz ciddi yazılar yazmalıyım ama :( hep heyecan hep heyecan kalpten gidiceksiniz yahu.... :)))

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.