ANKARA (AA) - YASEMİN KALYONCUOĞLU - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AA muhabirine, vefatının 7'inci yılında 40 yılı aşkın süre dava arkadaşlığı yaptığı Necmettin Erbakan'ı anlattı.
Erbakan'ı anlatmanın biraz zor olduğunu belirten Karamollaoğlu, kendisinin öncelikle çok inançlı, çok zeki, başarılı bir ilim adamı olduğunu, siyasetini ahlak ve maneviyat üzerine kurduğunu söyledi.
Karamollaoğlu, Erbakan'ın feraset ve basiret sahibi bir insan ve bir hadisenin arka planını anlayabilecek, o planı yorumlayabilecek vasıfta bir insan olduğunu dile getirdi.
Erbakan'ı, "Hemen görüntüye kapılarak karar veren bir insan değildi. Dirayet sahibi bir insandı. İnandığı prensipleri tatbik etmede, kendisine bir fırsat verildiğinde, iktidara geldiğinde tereddüt etmeyen bir insandı. Bunun için ne zaman iktidara gelmiş olursa olsun, çok hızlı kararlar aldı ve o kararları hemen tatbikata koydu. Bu önemli bir özelliktir." ifadesiyle anlatan Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Erbakan, kendi fikir, düşünce ve ideallerini yaşatabilmek için iktidarda biraz daha önü açılabilmiş olsaydı, Türkiye bugün bulunduğu noktada olmazdı. İslam ailemi bugün içinde bulunduğumuz noktada olmazdı. Dünya bile bugün kanaatime göre bu durumda olmazdı. Diyaloğa açıktı. Kendisiyle aynı fikri paylaşmayan insanlarla rahatlıkla oturup konuşabilir, müzakere edebilir ve onları da genelde ikna ederdi. Şunu da söylemem lazım, kaba tabirle 'üçkağıtçılığı' hiç bilmeyen bir insandı. Kendi inandığı fikirleri çok net ortaya koyar, karşısındakinin bilgisini ve yaklaşımını dikkate alarak izah ederdi. Bunun için de h esle rahat oturup konuşurdu. Çok nazik bir insandı."
"Çatışmaları uzlaşmayla çözerdi"
Karamollaoğlu, siyasi hayatı boyunca 5 ayrı parti kuran Erbakan'ın parti içi çatışmalar karşısında uzlaşmacı davrandığını, hiçbir şeyi zorla dikte etmeyerek, azimli bir kişilik gösterdiğini ifade etti.
"Erbakan'ı hiç anlamayan bir orduyla karşı karşıyaydık"
Karamollaoğlu, Erbakan'ın ordu ile ilişkisinde uzlaşmacı bir tavır sergilediğinin de altını çizerek, Türkiye'nin bir tane ordusu olduğuna, buna değer verdiğine ve ordunun gücüne hep inandığını vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
Erbakan'ın laikliği hep anlattığına ve karşıtı olmadığına dikkati çeken Temel Karamollaoğlu, kendisine ve yaşantısına bakılarak Erbakan'ı laiklik karşıtı olarak konumlandırıldığını söyledi.
"Erbakan bildiriye hemen imza atmış gibi göründü"
27 Şubat 1997'de adına post-modern darbe de denilen müdahalenin ardından, 28 Şubat'ta parti genel merkezinde kurmaylarını topladığını dile getiren Karamollaoğlu, Erbakan'ın kendisine verilen brifingi anlattığını aktararak, şöyle konuştu:
"Brifingin gazete kupürlerinden meydana geldiğini, ama gazetelerdeki kupürlerin gerçeği yansıtmadığını uzun uzun anlattı. 'Böyle bir problemle karşı karşıyayız. Burada bir yanılgı meydana gelmiş. Bizim şimdi bu çalışmalar karşısında yapmamız, parlamentonun bu işin karşısına çıkmasıdır. Çünkü bu bir müdahale. Hükümete de demokrasiye de müdahale. Parlamentoya da müdahale.' dedi. Onun için biz hemen arkasından muhalefette bulunan partileri ziyaret ettik. Erbakan bazı bilgiler aktardı. 'Sizden beklediğimiz şu: Bu, demokrasiye bir müdahaledir. Bu parlamento da grubu bulunan partiler olarak bizim kabul edemeyeceğimiz bir husustur. Sadece bunları söyleyin. Bizimle alakalı ne düşünüyorsanız istediğinizi söyleyin.' dedi. Ama bu o dönemde ne yazık ki yapılmadı."
Erbakan'ın Milli Güvenlik Kurulu'nun 18 maddelik bildirisine 6 gün sonra imza attığını, bildirinin ilgili bakanlara gönderildikten sonra tatbik edilip, edilmeyeceğine bakılarak hükümetin karar alacağının bildirdiğini kaydeden Karamollaoğlu, Erbakan'ın bu bildiriye hemen imza atmış gibi göründüğünü sözlerine ekledi.