Çipras İzmir'de; Birlikte çalışalım, kararlıyım tüm zorlukları aşaçağız

İzmir'de konuşan Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras önemli mesajlar verdi. Çipras konuşmasında "Türkiye ve Yunanistan bugün İzmir'de önemli bir adım attı. İnsani değerlerin, Avrupa Birliği müktesabatında önemli bir adım attık. Çok büyük bir hedef. Sabır ısrar ve inatla çalışmalara yön vermek zorundayız. Ben kararlıyım ve bütün gücümle bu mücadeleye, dayanışmaya, istikrara yön vermek üzere çalışacağım. Benim için çok büyük bir onurdur burada olmak" dedi.

09 Mart 2016 Çarşamba 00:49
Çipras İzmir'de; Birlikte çalışalım, kararlıyım tüm zorlukları aşaçağız







Çipras İzmir'de; Birlikte çalışalım, kararlıyım tüm zorlukları aşaçağız


İzmir'de Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Türkiye-Yunanistan 4'üncü Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) toplantısına katılan Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'a, İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde, onursal doktora unvanı verildi. Törende konuşan Mütevelli Heyeti Başkanı Ekrem Demirtaş, Yunanca teşekkür ettiği Çipras'a, "Yunanistan'dan sonra burada da aday olabilirsiniz ve rahat kazanırsınız" dedi. Çipras ise onur günü yaşadığını söyledi. Bu arad Başbakan Davutoğlu, Çipras'a İzmir Gevreği ikram etmeyi ihmal etmedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ilk olarak İzmir Konak'taki Başbakanlık ofisinde 11 bakanla toplantılar yapan, ardından Swissotel'deki Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ile Ege İhracatçı Birlikleri'nin düzenlediği Türkiye-Yunanistan Ekonomik Forumu'na katılan Aleksis Çipras, daha sonra İzmir Ekonomi Üniversitesi'ne geçti. Burada Konferans Salonu'ndaki törende Çipras, Rektör Prof. Dr. Oğuz Esen ve Mütevelli Heyeti Başkanı Ekrem Demirtaş tarafından karşılandı. Öğrenciler de Çipras'a ilgi gösterdi.

REKTÖR HERODOT'UN SÖZÜNÜ HATIRLATTI

Törende ilk konuşmayı Rektör Prof. Dr. Oğuz Esen yaptı. Esen, üniversitelerinin İşletme Fakültesi Dekanlığı'nın, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'a, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinin, peş peşe ortaya çıkan ekonomik, siyasi, insani krizlerle sarsıldığı ve mücadele ettiği bir dönemde toplumlara verdiği olumlu mesajlar ve uyguladığı umut vadeden politikalardan dolayı 'politik iktisat' alanında, 'onursal doktor' unvanı verilmesinin uygun olacağına oy birliğiyle karar verdiğini söyledi. Senatonun da, çok hassas bir küresel bağlam ve dönemde, bu öneriyi, oybirliği ile kabul ettiğini söyleyen Oğuz Esen, "Ortadoğu'dan Avrupa'ya uzanan bir bölgenin halkları olarak, birbiri ardına ortaya çıkan ekonomik, siyasi ve insani krizlerle sarsıldığımız ve bununla mücadele ettiğimiz bir dönemden geçmekteyiz. Daha geniş bir perspektifle bakıldığında, çatışma ve savaşlar ve bunların yol açtığı insani trajediler, Halikarnaslı Herodot'un tarihinden beri, bu bölgenin karakteristik özelliklerinden biri olmuştur. Ancak bugün Yunanistan ile Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya çatışma ve savaş yanında barış, dayanışma, işbirliği ve bireysel ve toplumsal gelişmenin de beşiği olagelmiştir" dedi.

Herodot'un, 'Kimse barış dururken savaş isteyecek kadar deli değildir' sözünü de hatırlatan Esen konuşmasına şöyle devam etti: "Herodot çünkü 'Barışta oğullar babalarını, savaşta ise babalar oğullarını toprağa verirler.' Herodot bu bölge halklarının savaş yerine barışı, çatışma yerine dayanışmayı seçecek kadar bilge olduklarından bahseder, en azından bunu umut eder. Herodot'un yazdıklarından 2000 yıl sonra, bölgemiz, Türkiye ve Yunanistan kıyıları yine yoğun bir insani trajediye sahne olurken, aynı zamanda her iki tarafta da bu trajedinin kurbanlarına, mültecilere destek olan çok çeşitli girişimlere şahit olunmaktadır. İzmir, Ege Bölgesi'ndeki bir çok kent gibi, bir kez daha başta Suriyeliler olmak üzere binlerce mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. İkinci Dünya savaşı sonrası en derin iktisadi krizlerinden birini yaşayan Avrupa'da, krize karşı uygulanan politikalarda, olayın insani yönünü öne çıkarmış ve bu durum, diğer iktisadi kriz mağdurları için de bir umut ışığı olmuştur. Yunanistan Başbakanı Sayın Aleksis Çipras'a, onursal doktora unvanını kabul ettikleri için teşekkürlerimi sunuyorum."

SEÇİMİ RAHAT KAZANABİLİRSİNİZ

Daha sonra kürsüye gelen Mütevelli Heyeti Başkanı Ekrem Demirtaş ise, Aleksis Çipras'a, Yunanca teşekkür edip, "Yunanistan'dan sonra burada da aday olabilirsiniz ve rahat kazanırsınız" dedi.

Üniversite olarak çok sık onursal doktora vermediklerini de vurgulayan Demirtaş şöyle dedi: "Sayın Çipras uyguladığı politikalar ile hem kendi ülkesinde hem de ekonomik krizden etkilenen diğer ülkelerdeki insanlara ve genel olarak tüm insani kriz mağdurlarına umut oldu. Geçtiğimiz yıl önemi giderek artan mülteci krizini şiddet dışında yöntemlerle, dayanışma ve sosyal politikalarla başarıyla yönetti."

Okulun eğitim yapısı hakkında da bilgiler veren Ekrem Demirtaş, "En kolay ve en çok ticaret en yakındaki komşu ile yapılır. Ama aramızda siyasi sorunlar vardı ve dış ticaretimiz sadece 200 milyon dolardı. Ticaret olmadığı gibi sosyal ve kültürel ilişkiler yok denecek kadar azdı. Oysa 1931 yılında odamıza, bir gemi dolusu, 300 Yunanlı işadamı, iş görüşmesi için gelmişti. Atatürk ve Venizelos çok iyi bir diyalog geliştirmişti. Uzun yıllar, ilişkiler giderek zayıfladı. Ama biz önce adalardan başladık, kıta Yunanistan ile devam ettik. Birlikte toplantılar yaptık. Sirtaki, harmandalı, zeybetiko oynadık. Eşlerimiz arkadaş oldu. Yıllarca Ege Denizi'nde, Ege'de savaş uçakları uçmasın, onları gürültüsü yerine martı sesleri duymak istiyoruz diye kampanya yürüttüm, barış istikrar olsun, ticaret yapılsın, dostluk kazansın istedim. Yıl 2016, yine ülkelerimiz arasında siyasi sorunlar çözülmedi, devam ediyor ama karşılıklı ticaretimiz 6 milyar doları aştı. Turizmde karşılıklı gelen giden turist sayımız 1 milyonu aştı. İşte biz de çocuklarımıza dostluk ve barış içinde yaşam için çalışmalarını öğütlüyoruz. Çocuklarımızın birbirine aşık olmasını istiyoruz. Bazen yıllarca kalpleri karartan ön yargılar bir buluşma, bir zeybek bir sirtaki ile yok olabiliyor. Barış bayrağını artık sizin ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ile çocuklarımızın elinde. Bu bayrağın dostluk zirvesine dikilmesini istiyoruz" dedi.

BENİM İÇİN ONUR GÜNÜDÜR

İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ekrem Demirtaş, daha sonra kürsüye gelen Aleksis Çipras'a, onursal doktora unvanı ile cüppesini verdi. Okulda tasarlanıp dokunan halı da yine Çipras'a hediye edildi.

Teşekkür konuşması yapan Çipras, kendisi için onur günü yaşadığını anlatıp, "Genç ve aydın kişilerle beraber olduğum için çok mutluyum. İzmir'de böyle tarihe imza atmış bir şehre, belki bazı insanların anlatımlarda olumsuzluklar olabilir ama İzmir uzun yıllardır değişik dinlerde ve değişik milletlerde insanlar barış içinde yaşadı. Bugün onur günüdür. Bilimsel açıdan çalışma yapmak senelere mahsustur. Ben faal siyasette olduğum için böyle bir zamanım yok. Ben sadece bilimin değerinden söz etmek istiyorum. Bilimin değeri her yerde kovuşturuluyor çünkü bunların toplumsal açıdan karşılığı yok. Üniversitelerin bilimselciliği geri kalmışlığa karşı kale teşkil eder" dedi.

Yunanistan başbakanı olarak konuşmak istemediğini söyleyen Çipras, "Siyasi açıdan solcu Avrupalı bir başbakanım. Sizlere siyasi ekonomi öğrencilerine hitap etmek istiyorum. Basın belki bunu bir paradoks olarak değerlendirir. Böyle solcu bir başbakana böyle önemli bir onur vermeniz de paradoks, çelişkidir. Çünkü marksizmin başlangıç noktası bilimseldir. Siyasi ekonominin kritik edilmesidir. Bu nasıl yorumlanır? Kısaca bunun görüş açısı bir olumsuzluktur. Kapitalizmin tecrübesidir. Yani bir sürü düşünürlerin belirttiği gibi bu bir objektif görüş açısı değildir. Buna zıt olaraktan bu bilinçli olarak emekçilerin gücüyle ortaya konmuştur. Emekçinin bakış açısı ortada olan durumu yansıtır. Her iki durumda da bu bir durumun değişmesi demektir. Bilimin değişmesi, gerçeğin ulaştırılmasıdır. İkinci durumda da siyasetteki pratikte toplumla, toplumdaki süreçle karşı karşıyayız. Bu öyle bir süreçtir ki bu toplumu değiştirmek nasıl olacaktır. Bakış açımızı ona göre değiştirmek zorundayız" dedi.

BAZI KİŞİLER HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADI

Bütün dünyanın olumlu bir tavır takındığını söyleyen Çipras şunları söyledi: "Menfaati olanlar bir tarafta, diğer yönde de diğerleri var. Bugün doğru yol almıyor. Bazı kişiler hayal kırıklığına uğramıştır, değişikliğe ihtiyaçları vardır. Benim sol bakış açım, siyaset alanında ne demiş olursa olsun neyi değiştireceğiz. Bugün sizin krallığınıza, bilimsel krallığınıza geliyorum, bugün neyi değiştirmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Ve sonra nasıl değiştirebiliriz, buna bakmamız lazım. Bu yaşadığımız ekonomi insanların hayatına gerçek bir yön vermiyor mu? 70'lerdeki krizden de söz etmek istiyorum. O zamanki kriz sermaye, banka krizi değildi, daha sahiciydi. Bugün daha zor bir kriz dönemindeyiz. Biz iyimser bir ekonomistin bile aşamayacağı kriz dönemindeyiz. Üst pay çıkarmak için değil, en uç neoliberal düşüncelerin bile varamadığı teknotrat krizlere işaret ediyor. Borç ekonomisidir, bu. Para ekonomisi esasında değerleri gene bir yönetici olaraktan az kişinin menfaatine uygun olarak hareket ediyor. Ama şimdi kişilerin değil ülkelerin menfaatine hizmet ediyor. Her ülke vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Faizleri nasıl denetleyebilir. Ne yapabilir? Röntgen çeker gibi bütün vatandaşlarının röntgenini çekmek ve ona göre faiz belirlemelidir. Banka sisteminin geleceğe yönelik günleri görmesi gerekir. 'Hemen para istiyorsan, bu siyaseti uygulayacaksın, bütün alt yapılarını özelleştireceksin, hassas konumda olan işçileri, insanları korumayacaksın' diyor. Bugün yürürlükte olan sistemin büyük bir sorunu var. Güvensiz bir sistem. Esasında güven kazanılır, güven zor kazanılır, kolay kaybedilir. 6 yıl önce Yunanistan'da bütün piyasada güven gitti, olimpiyat yarışmalarını bile kazanan Yunanistan aniden çöktü. Bu büyük başarısızlık, başka bir mekanizma derhal yürürlüğe girerek çok az insanın menfaatine uyarak, IMF'nin de öncülüğünde çok zor şartlarda kemer sıkma politikası uyguladı."

BU SİYASET SONUÇ VERMEYECEK

Seçim kazandıktan sonra kendilerine, "Biz anlaşma yapmaya gelmedik, dediklerimizi uygulamaya geldik" dendiğini söyleyen Çipras, "Bizler bu siyasetin bir sonuç vermeyeceğini düşünüyoruz. İnsanlara vatandaşlara fayda sağlamayacaktı. Artık bizler yumruğumuzu koyup bütün Avrupa'nın geleceğine yön vermek arzusundayız. Bu mimariyi esasında sarsmak istiyoruz. Çabalarımız neticesinde ufak adımlar atıyoruz. Kemer sıkma politikalarının ekonomik ve toplumsal yönlerden işe yaramadığını gördüler. Kemer sıkma politikaları aşırı sağcılara, ırkçılara bir yer açtı. Refah karşıtı olanların bu tip uygulamalarla hiçbir yere varamayacağı anlaşıldı. Bu siyaset artık bir çıkmaza giriyor. Beklentisi olmayan ülkeler tehlikeli yerlere gider. Şimdilerde mülteci krizi yaşıyoruz. Bütün yöremizi etkiliyor. 70 yıl içinde istikrar dönemi yaşadık. Mülteci krizi Avrupa'yı uyandırdı. Çünkü kapılarına geldi. 70 yıllık barış döneminden sonra Avrupa emekçilerin kazandığı haklardan sonra gelecek nesillere borcumu var, geçmişimize karşı da borcumuz var. İşbirliğinin içinden sorunlarımıza çözüm üretebiliriz. Öyle yollar bulabiliriz ki halklarımız da gücümüzle. Türkiye ve Yunanistan bugün İzmir'de önemli bir adım attı. İnsani değerlerin, Avrupa Birliği müktesabatında önemli bir adım attık. Çok büyük bir hedef. Sabır ısrar ve inatla çalışmalara yön vermek zorundayız. Ben kararlıyım ve bütün gücümle bu mücadeleye, dayanışmaya, istikrara yön vermek üzere çalışacağım. Benim için çok büyük bir onurdur burada olmak. Çalışmalarda bulunalım, her zaman çalışmalarımız, dostluklarım arasında köprü olsun" diye konuştu.
 
Son Güncelleme: 09.03.2016 00:52
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.