Son günlerde Türkiye'de muhalefetin Başbakan Erdoğan için ağzından düşürmediği bir sıfat Diktatör, AKŞAM Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan, bugün bu sıfatın ruhunu anlatmış. Ocaktan'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin yakın tarihine projeksiyon tutan yazısında diktatör kavramını analiz ederken bakın nelere dikkat çekiyorRuhunda darbe virüsü bulunan başta Gezi ahalisi olmak üzere CHP ve ittifak içinde olduğu bütün Ergenekoncu, ulusalcı, devrim hevesi yarıda kalmış nostaljik solcular ve ayrıca CHPnin yarı resmi yayın kuruluşu durumunda olan Hürriyet benzeri gazetelerin sivil üniformalı paşaları, Başbakan Tayyip Erdoğan ne zaman değişim ve demokratikleşme hamleleriyle vites yükseltmeye başlasa, hemen yeni diktatör masallarıyla arzı endam ediyorlar. Eski Türkiye ruhuna bağlı ve darbe geleneğinin mirasçısı olan bu çevrelerin diktatörlükle ilgili bilgilerini tazelemek için bazı örnekleri tekrar tekrar hatırlatmakta yarar var. Diktatoryal uygulamalar mı görmek istiyorsunuz? Dersimde çocukları bile katleden zihniyet, Cumhuriyet tarihimizdeki diktatör uygulamalarının en acımasız örneğidir. Bugün ikide bir Erdoğanla ilgili diktatör masalı uyduran CHPnin Dersimde parmak izleri vardır. Hiçbir hukuka, adalet duygusuna dayanmayan İstiklal Mahkemeleri diktatörlere has yöntemlerin uygulandığı utanç verici mahkemelerdir. CHP zihniyetinin büyük katkısıyla gerçekleşen 1960 darbesinin utanç verici, uyduruk mahkemelerle ülkenin başbakanını, bakanlarını asması diktatörlüğün zirvesidir. Türk olmayanların bu topraklarda köle olmak dışında bir hakkı yoktur diyerek faşizan zihniyetin öncülüğünü yapan ve yargıçlara Sizin asli göreviniz rejimi korumaktır, gerisi teferruattır talimatları veren CHPnin ünlü Adalet Bakanı Esad Mahmut Bozkurtun uygulamaları, otoriter ve diktatoryal uygulamaların dikalasıdır. Mısırda sniperların, kurşunuyla annesini kaybeden o küçük çocuğun yüzüne baktınız mı hiç? Ya sadece demokratik hakları için diktatörlerin tankına karşı ellerini açarak yürüyen gencin onurlu duruşunu? Peki, sarin gazıyla bebekleri katleden Suriye katilinin insanlık dışı vahşetini gördünüz mü? Diktatör görmek istiyorsanız, Mısırda, Suriyede yaşanan insanlık dramlarına, gözyaşlarına iyi bakın. Ama siz diktatörlere, darbecilere selam gönderir, hayali diktatör masalları üretmeyi seversiniz... Hiçbir şey gizli değil, artık her şey ortada... Başbakan Tayyip Erdoğana karşı medyada sistematik bir diktatörlük kampanyası yürütenlerin, Mısırın yeni diktatörü Sisinin kuyruğuna takılırken nasıl bir diktatör hayali içinde olduklarını çok iyi gördük. Bu kampanya içinde yer alanların kahir ekseriyeti, zaten çok açık bir şekilde Erdoğanla aynı ideolojik kökten gelmedikleri için doğal olarak kan uyuşmazlığı içindeler. Çünkü, onlar için makbul olan, eski Türkiyedeki vesayet düzenidir. Ayrıca, İslami görünürlüğü ön plana çıkaran bir Tayyip Erdoğan, bu kesimler için sınıfsal asabiyetleri gereği makbul bir başbakan değildir. İmam-Hatiplere uygulanan ayrımcılığı kaldırarak eğitim özgürlüğünün önünü açan Tayyip Erdoğanın demokratlığı tartışmalıdır. Dahası, yıllarca Avrupanın yüzümüze vurduğu askeri vesayeti kaldıran, darbecileri yargı önüne çıkaran bir demokratik ortamı inşa eden Tayyip Erdoğan aynı şekilde diktatörlük hayalleri içindedir. Hemen hatırlatalım, her seçim öncesi icat ettiğiniz kara çalma kampanyaları, seçimlerle silinip tarihe gömülmüştür. Yıllarca ordu, bürokrasi, medya ve benzeri geleneksel statüko kurumları üzerinden ürettiğiniz toplum mühendisliği projeleri demokrasinin gücüyle imha edilmiştir. Hatırlatalım... Malezyalaşma tartışması ve umutsuz bir mahalle baskısı kampanyalarını 22 Temmuz seçimleri bitirmiştir. Sivil diktatörlük, otoriterleşme ve faşizm vs. kampanyacılarının defterini ise 12 Haziran seçimleri dürmüştür. 2014teki yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri de diktatör karası çalanların hesabını görecek, hukuka ve demokrasiye entegre edecektir.
23 Ağustos 2013 Cuma 12:02
Son günlerde Türkiye'de muhalefetin Başbakan Erdoğan için ağzından düşürmediği bir sıfat Diktatör, AKŞAM Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan, bugün bu sıfatın ruhunu anlatmış. Ocaktan'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin yakın tarihine projeksiyon tutan yazısında diktatör kavramını analiz ederken bakın nelere dikkat çekiyorRuhunda darbe virüsü bulunan başta Gezi ahalisi olmak üzere CHP ve ittifak içinde olduğu bütün Ergenekoncu, ulusalcı, devrim hevesi yarıda kalmış nostaljik solcular ve ayrıca CHPnin yarı resmi yayın kuruluşu durumunda olan Hürriyet benzeri gazetelerin sivil üniformalı paşaları, Başbakan Tayyip Erdoğan ne zaman değişim ve demokratikleşme hamleleriyle vites yükseltmeye başlasa, hemen yeni diktatör masallarıyla arzı endam ediyorlar. Eski Türkiye ruhuna bağlı ve darbe geleneğinin mirasçısı olan bu çevrelerin diktatörlükle ilgili bilgilerini tazelemek için bazı örnekleri tekrar tekrar hatırlatmakta yarar var. Diktatoryal uygulamalar mı görmek istiyorsunuz? Dersimde çocukları bile katleden zihniyet, Cumhuriyet tarihimizdeki diktatör uygulamalarının en acımasız örneğidir. Bugün ikide bir Erdoğanla ilgili diktatör masalı uyduran CHPnin Dersimde parmak izleri vardır. Hiçbir hukuka, adalet duygusuna dayanmayan İstiklal Mahkemeleri diktatörlere has yöntemlerin uygulandığı utanç verici mahkemelerdir. CHP zihniyetinin büyük katkısıyla gerçekleşen 1960 darbesinin utanç verici, uyduruk mahkemelerle ülkenin başbakanını, bakanlarını asması diktatörlüğün zirvesidir. Türk olmayanların bu topraklarda köle olmak dışında bir hakkı yoktur diyerek faşizan zihniyetin öncülüğünü yapan ve yargıçlara Sizin asli göreviniz rejimi korumaktır, gerisi teferruattır talimatları veren CHPnin ünlü Adalet Bakanı Esad Mahmut Bozkurtun uygulamaları, otoriter ve diktatoryal uygulamaların dikalasıdır. Mısırda sniperların, kurşunuyla annesini kaybeden o küçük çocuğun yüzüne baktınız mı hiç? Ya sadece demokratik hakları için diktatörlerin tankına karşı ellerini açarak yürüyen gencin onurlu duruşunu? Peki, sarin gazıyla bebekleri katleden Suriye katilinin insanlık dışı vahşetini gördünüz mü? Diktatör görmek istiyorsanız, Mısırda, Suriyede yaşanan insanlık dramlarına, gözyaşlarına iyi bakın. Ama siz diktatörlere, darbecilere selam gönderir, hayali diktatör masalları üretmeyi seversiniz... Hiçbir şey gizli değil, artık her şey ortada... Başbakan Tayyip Erdoğana karşı medyada sistematik bir diktatörlük kampanyası yürütenlerin, Mısırın yeni diktatörü Sisinin kuyruğuna takılırken nasıl bir diktatör hayali içinde olduklarını çok iyi gördük. Bu kampanya içinde yer alanların kahir ekseriyeti, zaten çok açık bir şekilde Erdoğanla aynı ideolojik kökten gelmedikleri için doğal olarak kan uyuşmazlığı içindeler. Çünkü, onlar için makbul olan, eski Türkiyedeki vesayet düzenidir. Ayrıca, İslami görünürlüğü ön plana çıkaran bir Tayyip Erdoğan, bu kesimler için sınıfsal asabiyetleri gereği makbul bir başbakan değildir. İmam-Hatiplere uygulanan ayrımcılığı kaldırarak eğitim özgürlüğünün önünü açan Tayyip Erdoğanın demokratlığı tartışmalıdır. Dahası, yıllarca Avrupanın yüzümüze vurduğu askeri vesayeti kaldıran, darbecileri yargı önüne çıkaran bir demokratik ortamı inşa eden Tayyip Erdoğan aynı şekilde diktatörlük hayalleri içindedir. Hemen hatırlatalım, her seçim öncesi icat ettiğiniz kara çalma kampanyaları, seçimlerle silinip tarihe gömülmüştür. Yıllarca ordu, bürokrasi, medya ve benzeri geleneksel statüko kurumları üzerinden ürettiğiniz toplum mühendisliği projeleri demokrasinin gücüyle imha edilmiştir. Hatırlatalım... Malezyalaşma tartışması ve umutsuz bir mahalle baskısı kampanyalarını 22 Temmuz seçimleri bitirmiştir. Sivil diktatörlük, otoriterleşme ve faşizm vs. kampanyacılarının defterini ise 12 Haziran seçimleri dürmüştür. 2014teki yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri de diktatör karası çalanların hesabını görecek, hukuka ve demokrasiye entegre edecektir.