Coşar ayrıca, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ‘ın, hukuk fakültelerindeki eğitimi bakanlığın vermesi şeklindeki önerisini de eleştirdi. Coşar, hükumetin kendi anlayışlarına uygun hakim ve savcı yetiştirmek istediğini belirtti.

Demirtaş‘ın özerklik talep etmesinin ifade özgürlüğü olduğunu söyleyen Coşar, parti kapatmalara karşı çıktı ancak özerkliğin en fazla Kürtleri mağdur edeceğini söyledi.

“Siyasi parti kapatmak çözüm değil. Demirtaş‘ın bu şekilde bir beyanda bulunmasını ifade özgürlüğü kapsamında görüyorum. Görüşünü, düşüncesini açıklayabilir ama ben onun görüşüne katılmıyorum. Tabiki yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerekir. Sadece doğu değil bütün yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerekir. Eskiye oranla daha da güçlendirildi. Demirtaş’ın bu çıkışı Türkiye’yi bölünmeye götürür. Türkiye’nin bölünmesi sadece Türkler bakımından acı bir sonuç değil, Kürtler bakımından da acı bir sonuçtur. Türkiye’nin batısında, doğusunda yaşayan Kürtten daha fazla Kürt var. Öyle bir durumda korkarımki Türkiye’nin batısındaki Kürt kardeşlerimizi orada yaşatmazlar, böyle birşeyin altında Kürtler kalır. Birlikte yaşamayı kolay hale getirecek olan zemini tespit etmemiz lazım. Dünyanın bölünen ülkeleri oldu, hiçbiri güçlü olmadı, daha fazla zayıfladı.”

Bozdağ‘ın hukuk fakültelerindeki eğitimi bakanlık versin önerisine de tepki gösteren Coşar şöyle konuştu:

“Hukuk fakültelerindeki eğitimin yeterli olduğunu söylemek mümkün değil. Tabiki gözden geçirmek gerekir ama sayın Bakanın düşüncesine katılmak mümkün değil. O zaman hukuk fakültelerini lise haline getirirsiniz. Milli Eğitim ve Adalet Bakanlığı’na bağlı lise haline getirirsiniz. Bana göre bu, yönetimdeki totaliter, herşeyi kontrolü altına almak isteyen anlayışın Türkiye’yi getirdiği nokta. Eğer hukuk fakültesindeki eğitim kötüyse ki kötü, bunda 13 yıldır Türkiye’yi yöneten bu siyasi iktidarın da sorumluluğu var.”

Çok sayıda hukuk fakültesi açılmasını da eleştiren Coşar, “Türkiye’de bu hukuk fakültelerinde eğitim verebilecek, görev yapabilecek hem sayısal hemde donanım olarak öğretim görevlisi yok. Bu kadar çok hukuk fakültesi açarsanız iş buraya kadar gelebilir. Eğer böyle birşey yapılacak olursa hukuk fakültelerinin bugünkü halini bile arayacak noktaya geliriz. Günümüzün devletini teknik devlet olarak tanımlıyorlar. Yani, teknik devlet, vatandaşın günlük yaşantısını kolaylaştıran ve güzelleştiren devlet, herşeye müdahale eden devlet değil. Devlet sadece standart koyar, o koyduğu standartların takipçisi olur. Benim televizyonum, benim gazetem, herşey benim olsun anlayışının bir uzantısı. Yeterli sayıda öğretim üyesi yok, mevcut olanların büyük kısmı da donanım bakımından yeterli değil.”

Coşar, amacın iktidarın kendi anlayışlarına uygun şekilde, hakim, savcı, avukat ve akademisyen yetiştirmek olduğunu da söyledi.