Cansu Kaya davası: Adli Tıp Kurumları şaşırdı
Muğla Ortaca'da Cansu Kaya'nın ölümü hakkında iki ayrı Adli Tıp Kurumu'nun verdiği farklı rapor kafaları karıştırdı. Muğla Adli Tıp Kurumunca elle ve telle boğulduğu ve tecavüze uğradığı yönünde verilen raporunun ardından Adalet Bakanlığı Adli Tıp Genel Kurulu, Kaya’nın suda boğularak öldüğüne dair rapor vermesi hem mahkemeyi hem de Cansu Kaya'nın yakınlarını şoke etti.
RAPORLAR ARASINDA KORKUNÇ FARK
Muğla’nın Ortaca ilçesinde ölü bulunan Cansu Kaya’nın davasında Adalet Bakanlığı Adli Tıp Genel Kurulu, Kaya’nın suda boğularak öldüğüne dair rapor verdi.
Ortaca Dalyan Mahallesi Dalyan kanalında 14 Haziran 2015'te cesedi bulunan Cansu Kaya'nın Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davasının 27 Mayıs tarihli duruşması öncesinde Adalet Bakanlığı Adli Tıp Genel Kurulundan Cansu Kaya'nın suda boğularak öldüğüne dair rapor geldi.
Cansu Kaya'nın cesedinin bulunmasının ardından kaldırıldığı Muğla Adli Tıp Kurumunca elle ve telle boğulduğu ve tecavüze uğradığı yönünde verilen rapordan daha sonra mahkemenin ve sanık avukatlarının talebi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu Cansu Kaya'nın suda boğularak öldüğüne dair rapor vermişti. İstanbul Adli Tıp Kurumunun verdiği rapora Cansu Kaya'nın babası Osman Kaya'nın avukatları ile birlikte sanık avukatları da itiraz etmişler ve itiraz Adalet Bakanlığı Adli Tıp Genel Kuruluna gitmişti.
Davanın her iki tarafının da beklediği rapor Adalet Bakanlığı Adli Tıp Genel Kurulundan çıktı. Rapora göre Cansu Kaya'nın suda boğularak öldüğü, tecavüz bulgusuna rastlanmadığı ve travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı ifadeleri yer aldı.
Sanık Avukatlarından Coşkun Demir, "İstanbul Adli Tıp Kurumundan gelen rapora Cansu Kaya'nın babası Osman Kaya'nın avukatları itiraz etmişlerdi. Biz de sanık avukatları olarak itiraz ettik ve Muğla Adli Tıp Kurumu Raporu ile İstanbul Adli Tıp Kurumu raporları 44 uzmandan oluşan Adalet Bakanlığı Adli Tıp Genel Kurulunda incelendi. Sonuç olarak Cansu Kaya'nın suda boğularak öldüğü, elle ve telle boğulma ve tecavüz bulgusunun olmadığı, travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı yönünde rapor verildi. Davanın duruşması 27 Mayıs günü, müvekkillerimize tahliye bekliyoruz'' dedi.
