Türkiye, çoğunluğunu arap ve peştun kökenlilerin oluşturduğu kaçak veya sığınmacıların yarattığı güvenlik riski yüzünden diken üstünde. Siyasiler görmezden gelirken vatandaşı her gün tedirgin eden olaylara yenileri ekleniyor.
Dün uyruğu bilinmeyen arap kökenli bir genç otobüste pet şişeye idrarını boşaltırken, aynı gün akşam saatlerinde İstanbul'un parkıyla ünlü Göktürk Gölet bölgesinde yanında peçeli bir kadın ellerinde silahlahlar yürüyüş yapan kişiler görüntülendi.
Bugün Göktürk gölet bölgesinde yürüyüş parkurunda bizzat resmini çektiğim çift ellerinde silahlarla yürüyordu.
— Av. Bilal Çelik (@AvBilalCelik) August 7, 2023
Kadının elinde kısa namlu silah pek görünmese bile güvenlik müdahale edeceğini söyledi.
Ülkenin geldiği durum.
Saat: 19.32
Yer : Göktürk Göleti @DenizKoken… pic.twitter.com/8DtLjHVlsu
Deva Partisi Sarıyer İlçe Başkanı Av. Bilal Çelik'in sosyal medya hesabından paylaştığı görüntülerde, muhtemelen arap uyruklu olduğu tahmin edilen peçeli çarşaflı bir kadın ile yanında sakallı bir erkeğin ellerinde silahlarla parkta yürüyüş yapıyor.
Kendi vatandaşına yıllardır yaşadığı mahallelerde, sokaklarda huzur sağlayamayan AKP'yi yöneticilerin, iki saatte TC kimliği verdiği sığıntıların silaha erişimine izin vermesi, Türkiye'nin en güzel yerlerinin adeta yağmalanmasını teşvik etmesi halkın tepkisine neden olurken, çoğunlukla suriyeli arapların neden olduğu kriminal olayların da adeta üstü örtülüyor.
İstanbul da yabancı uyruklu bir şahıs otobüste çişini pet şişeye yapmış.
— nurse (@nursse_hemsire) August 8, 2023
Allahtan leğen koyup büyüğünü yapmamış.
Gelen tepkiler üzerine otobüsten atılmış.. pic.twitter.com/voynR8pyAX
Sosyal medyaya yansıyan utanç verici bir başka görüntü ise yolcu otobüsünde çocuklara ve kadınlara aldırış etmeyen bir yabancının idrarını pet şişeye yapması oldu.
Yolcuların uyarısı üzerine otobüs sürücüsü tarafından aşağı indirilen şahsın kimliği henüz bilinmiyor.
Daha önce İstanbul'da gezmek için gittikleri gölette yüzen kazı çalarak evlerine gönüder Suriyeli'leri de 'Apartmanda kaz besliyorlarmış, kendi kazlarıymış' diye aklayan emniyet, bu olayda da kamuoyunu yanıltmadı. Emniyet Müdürlüğü, şüphelinin olay günü elinde silahla gezerken bölgede görev yapan polis memurları tarafından fark edildiğini, ekiplerin şüpheliyi durdurarak elindeki silahı aldığı ve yaptıkları incelemede silahın oyuncak olduğunu tespit ettiğini belirledi.
Çocuklarına ait olduğu öğrenilen oyuncak silahı taşıyan şüphelinin aracını da arayan ekipler, herhangi bir olumsuzluğa rastlamayınca şüpheliyle ilgili herhangi bir işlem yapmadı.
Cumhuriyet söz konusu görüntüleri ve sürece ilişkin neler yaşandığını Çelik ile konuştuk. Çelik sürece dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Çelik, çiftle karşılaşma anını ve sonrasında olanları şöyle anlattı: “Karşıdan gelenlerin bacağının arkasına bir şey sakladığını fark ettim. Kadının çarşafının altına silah koyduğunu gördüm. Ardından arkalarına geçince uzun namlulu silahlarının olduğunu fark ettim. Bunun fotoğrafını çektim. Sonra da Özel Güvenlik Birimlerine gidip arkadaşların silahlı olduğunu bildirdim ve müdahale etmelerini istedim. Onlara 155’i aramalarını söyledim. Kısa bir süre sonra polis araçlarının ilgili bölgede olduğunu gördüm. Onlara da durumu izah ettim. Bunun ardından belirli bir süre geçtikten sonra beni 155’ten aradılar. Bana söz konusu silahın ‘boncuk tabancası’ olduğunu söylediler'
Çelik, dün sabah da Eyüpsultan Emniyet Merkezi’nden arandığını ifade ederek şöyle devam etti: Beni arayanlar kamera kayıtlarının incelendiğini, şahıslara ulaşılamadığını söyledi. Tekrar görüp görmediğimi sordular. Ben de dünden (önceki gün) beri görmediğimi ilettim.
Çelik, “Çiftlerin ellerindekinin oyuncak silah olduğu iddia edildi. Ben 14 yıllık bir avukatım, silahın ne olduğunu çok iyi bilirim. Söz konusu kişinin bacağının arkasına çarptığında onun silah olduğuna yüzde 100 eminim. Ama şahıslar olay yerinde mevcut makinelerle yakalanmadığı için oyuncak ya da herhangi bir şey de diyebilir. Önemli olan emniyetin önleyici tedbirleridir. Bu insanların kim oldukları, nereden gelecekleri belli değil. Ülkenin geldiği durumda herkes üstüne düşeni yapmalı. Bu insanların silahlarından ziyade kim olduklarının tespit edilememesi asıl risk. Siz kayıtlı insanları kameradan, sistemden tespit edebilirsiniz, kayıt dışı o kadar sığınmacı var ki kim oldukları dahi tespit edilemiyor” ifadelerini kullandı.
Bireysel silahlanmanın artışına da dikkat çeken Çelik, “Sosyal barışın ve güvenliğin sağlanması lazım. Bir infial söz konusu. Vatandaşlar bu nedenle silah alma yarışında. Bunun sebebi sosyal bir kaosun olması ve halkın tedirginliği” diyerek sözlerini noktaladı.
