Türkiye'yi hedef alan terör örgütlerinin silah tedarikçisi ABD yöneti, Ankara'nın parasını peşin ödediği savaş uçaklarının üstüne yatmaya hazırlanıyor. ABD Irak işgali sırasında satın almak için girişimlerde bulunduğu Patriot füzelerini Türkiye'ye satmaya hazır olduğunu bir hafta önce duyuran Washington yönetimi, S-400 gibi Rusya'dan silah satın alan Avrupa ülkelerini de cezalandırma tehdidinde bulundu. Bu konuyla ilgili haberi okumadan önce, ABD yönetiminin Türkiye'ye uyguladığı sinsi ambargolara kısaca bir göz atalım...
Amerika 'Stratejik ortağı' 'En yakın müttefiki' Ankara'ya parasıyla vermediği tanksavar füzelerini eli kanlı terör örgütü PKK'ya vermesi, Türkiye'de şoke etkisi yarattı. PKK'lı teröristlerin, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları sırasında Türk tanklarına karşı kullandığı Javalin Anti Tank Füzeleri Washington Ankara arasındaki ilişkileri zehirleyen en önemli unsurlardan biri olarak biliniyor. Aynı kategoride yer alan TOW anti tank sistemlerinin eski modelleri TSK'da bulunmasına rağmen, bu silahların gelişmiş modelleri PKK ve DEAŞ gibi kanlı terör örgütlerinde müttefikimiz ABD'den tedarik edildiği artık sır değil.
NATO müttefiki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yıllarca istediği ama parasıyla bile satın alamadığı Zırhlı Personel Taşıyıcı sistemlerini 1998 yılında Ukrayna'dan satın aldığımızı da hatırlatmak gerekiyor.
Türkiye'nin PKK'lı bebek katilleriyle yürüttüğü yoğun mücadele sırasında ihtiyaç oyarak ortaya çıkan İnsansız Hava Aracı alımı için 1996 yılında ABD'den satın alma yoluna gitti. 10 yıl süren pazarlıklar görüşmeler sonuçsuz kalınca, 2007 yılına gelindiği günlerde, Türkiye İsrail'den Heron adlı İHA'ları kiralamak zorunda kaldı. Bu süre içerisinde Ankara'da milli imkanlarla insansız hava aracı geliştirme ve üretme süreci de başladı. Terörle mücadelenin en önemli unsuru olan İHA'ları en yakın müttefikine vermeyen ABD yönetimi, şimdi Ankara'nın parasını ödediği halde ortak olarak ürettiği F-35 uçaklarının üstüne yatmaya hazırlanıyor..
Türkiye ile ABD yönetimi arasındaki silah anlaşmalarında Washington'un takındığı tavır aslında yeni değil. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı öncesine dayanan telsiz anlaşmasının iptali ilk örneklerden biri olarak gösterilebilir. Hatta 1970'li yıllarda askeri cihazlarda kullanılan pillerin tedarikine konulan gizli ambargo Ankara'nın elini kolunu bağlamış, ASPİLSAN halkın büyük katılım gösterdiği bağış kampanyaları ile kurulmuştu.
Türkiye'nin ABD'nin Motorola şirketinden satın aldığı telsizlerin satışını engelleyen Amerikan yönetimine tepkisi sert oldu. ASELSAN'ın kuruluş süreci tıpkı ASPİLSAN gibi büyük bir bağış kampanyası ile başladı. Sonra ortaya çıktı ki, ABD yönetiminin Türkiye'ye vermediği telsizler, piller, Güney Amerika'da solcu iktidarlara karşı saldırılar yürüten Amerikan yanlısı terör örgütlerine ücretsiz olarak dağıtılmış..
Türkiye ile ABD arasındaki silah krizinin deniz boyutu kamuoyunun gündemine pek gelmedi. Türkiye'nin satın almak istediği Perry sınıfı fırkateynler ve yüzer römorkorlar kongre engeline takıldı. 9 yıl satışı onaylanmayan 2 fırkateyn ve bir römorkor anlaşması Ankara tarafından iptal edildi.
Akıllı Mühimmatlar ve polis tabancaları
Türk polisi için Amerika'dan ithal edilmek istenen bin 600 adet Sig Sauer marka hafif yarı otomatik tabanca, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından onaylanmadı. Tabancaların bir bölümünün Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından yakın koruma silahı olarak kullanılacağının bilinmesine rağmen Washington yönetiminin düşmanca tutumu Ankara'nın tepkisine neden oldu.
Türkiye'nin ilk Sig Sauer talebinin 2010 yılında yapıldığı biliniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın emriyle bu talep 2017 yılında resmen iptal edildi. Özel Kuvvetler başta olmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderilen talimatla ABD yapımı silahlar yerine yerli tabancaların kullanımına öncelik verilmesi istendi.
Akıllı Mühhimmat alımında ABD'nın gösterdiği tavır Ankara kulislerinde ise 'Kalleşçe' olarak yorumlanıyor.
PKK'lı teröristlere yönelik operasyonlarda ortaya çıkan akıllı mühimmat açığı ABD'nin net bir ambargosuyla karşılandı. Ankara'nın akıllı mühimmat taleplerine en erken 2 yıl sonra ve kısıtlı olarak cevap verildi.
Bomba atarlar, havan topları ve M16 piyade tüfeklerini en yakın müttefikine satmayan ABD yönetimi, bu silahların da içinde yer aldığı binlerce TIR yükünü terör örgütü PKK'ya sevk ettiğini Türk milleti unutmayacak...
Terörle mücalede ve sınır ötesi operasyonlarda TSK'nın yoğun olarak kullandığı Sikorsky helikepterlerinin ortak üretimi ve satışına ABD yönetimi 6 yıl boyunca onay vermedi. Türkiye'nin ATAK helikopteri üretimine başlamasının ardından onay süreci hızlansa da, Sikorsky ile imzalanan 109 helikopterlik sözleşmede ayak sürüyen taraf yine ABD oldu.
2007 yılında iptal edilen ilk ihalenin ardından 2009 yenilenen 2.5 milyar dolarlık ihaleye Amerikan Sikorsky ile İtalyan Agusta-Westland şirketleri katılmıştı. ATAK helikopterlerinin üretim bandına girmesiyle birlikte, Ankara'nın bu konudaki dışa bağımlılığı tarihe karışırken, Sikorsky için dayatılan şantajlar F-35 sürecine ne çok benziyor!
ABD Dışişleri Bakanlığı, S-400 hava savunma sistemi alınması durumunda Türkiye'nin F-35 programına katılımının yeniden değerlendirilmesine yol açacağının Ankara'ya açık şekilde belirtildiğini duyurdu.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Robert Palladino günlük basın toplantısında 'Türkiye'yi potansiyel S-400 alımının F-35 programına katılımının tekrar değerlendirilmesine yol açacağı ve gelecekteki potansiyel askeri teçhizat transferlerini riske atacağı konusunda açıkça uyardık' dedi.
Bu açıklamadan kısa süre önce de NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler (SACEUR) Yüksek Komutanı Orgeneral Curtis Scaparrotti konuyu değerlendirdi. Scaparrotti Türkiye'nin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemini alması durumunda ABD'nin F-35 savaş uçaklarını NATO üyesi bu ülkeye satmamasını önereceğini söyledi.
Scaparrotti, ABD Lojistik ve Nakliye Komutanı Orgeneral Stephen Lyons ile Senato Silahlı Hizmetler Komitesinde 2020 savunma bütçesine yönelik soruları yanıtladı.
Türkiye'nin S-400 sistemleri almasına yönelik soruları da yanıtlayan Scaparrotti, S-400lerin NATO sistemleri ile çalışmama durumunun yanı sıra F-35 uçakları için de risk teşkil edeceğini iddia etti.
Scaparrotti, 'Türkiye, S-400 savunma sistemlerini alıp kendi topraklarına kuracaksa, bu öncelikli olarak ortak çalışabilirlik konusunda bir sorundur. Bu sistemler ne NATO sistemleri ile ne de entegre füze savunma sistemlerimizle çalışabilir. Bu birinci sorun. İkinci sorun ise F-35 uçakları ile ilgilidir. Bunun (S-400) tüm hava araçlarımıza özellikle de F-35 uçağımıza yönelik sorun teşkil ettiğine inanıyorum. Benim askeri olarak tavsiyem, Rus sistemlerini, özellikle de hava savunma sistemlerini çalıştıran bir ortakla F-35 işini tamamlamamalıyız, (F-35leri) uçurmamalıyız veya çalışmamalıyız.' ifadelerini kullandı.
Türk yetkililerle bu konuyu konuştuğunu anlatan Scaparrotti, Türkiye'nin programdan çıkarılması durumunda Türk savunma sanayisinin ürettiği F-35 parçalarının nasıl ikame edileceğine yönelik bir soruya ise 'Bu şu anda değerlendiriliyor.' yanıtını verdi.
Türkiye, ABD'nin S-400 füzelerinden vazgeçmesi şartıyla 2019 sonuna kadar Patriot hava savunma sistemi verme teklifini reddetmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Washington'dan gelen uyarılara rağmen Rus yapımı S-
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Rus yapımı S-400 hava savunma füzeleriyle ilgili yapılan anlaşmanın tamamlandığını ve ilk teslimatın Temmuz ayında gerçekleşmesini beklediklerini açıklamıştı. Rusya sözleşmenin parçası olarak Türkiye'ye teknoloji transferi ve ortak üretim imkanı da sunacak.
ABD'nin 3,5 milyar Dolarlık Patriot hava savunma sistemi verme teklifinde teknoloji transferi ve kredi opsiyonu bulunmuyordu.
ABD Başkanı Donald Trump, S-400 anlaşması üzerine Türkiye'ye F-35 savaş uçakları teslimatını geçici olarak durduran yasa tasarısını Ağustos ayında imzalamıştı.
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Eric Pahon, Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri alan Türkiye'yi 'ağır sonuçların' beklediği uyarısında bulunmuştu. Pahon, 'Türkiye'nin hava savunmasını geliştirmek istediğinin farkındayız ama Rus S-400 sistemleri alımının ABD ile Türkiye arasındaki savunma işbirliği üzerinde ağır sonuçları olacaktır.' demişti.
İsrail, ABD'den sonra dünyanın en gelişmiş savaş uçakları olarak kabul edilen F-35'lere sahip ilk ülke olma özelliğini taşıyor. Aralık 2016'da bu uçakları hava kuvvetleri bünyesine katmaya başlayan Tel Aviv yönetimi şu ana kadar en az 11 uçak teslim aldı.
