9044,89%0,15
34,26% 0,07
37,61% -0,04
2881,81% -0,16
4864,58% 0,00
Türk mühendisleri, bilim insanları ve savunma sanayi ortaklığı ile geliştirilen Türkiye'nin ilk Milli muharip uçağı bugün sabah saatlerinde ilk test uçuşunu başarıyla tamamladı.
TF X'ten MMU KAAN'a uzanan 25 yıllık kararlı çalışma, bugün gökyüzü ile buluştu. Türk savunma sanayisi için en çetin sınavlardan biri olan ilk yerli savaş uçağı Kaan bugün hangarından çıkarak ilk test uçuşunu gerçekleştirdi. F-16 savaş uçağının da eşlik ettiği ilk uçuşun ardından Kaan hangara geri dönüş sürecine kadar havada bir dizi testi başarıyla verdi.
Türkiye'nin kendi imkanlarıyla ilk test uçuşunu tamamlayan Milli Muharip Uçak KAAN için en zorlu dönem geride kaldı. Yerli savaş uçağı geliştirme süreci 1996 yılında projelendirme aşaması dönemin popüler dergisi Savunma ve Havacılık'ta tartışılmaya başladı. Ekonomik krizlerin pençesinde tartışmalarda geliştirilecek olan savaş uçağının F-4 ve F-16 filolarının yerini alması hedeflendi.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nin (TUSAŞ) ve Türkiye'nin en büyük projelerinden olan Kaan'ın uçuşuna yönelik hazırlıklar ve testler, tüm hızıyla sürüyor. Kaan'ın, bugüne kadar fırlatma koltuğu testleri, tam boy statik testi, kontrol yüzeylerinin atalet ve statik testleri, iniş takımı düşürme testleri, sistem entegrasyon laboratuvarında aviyonik sistem testleri ve yakıt testlerinin ardından motor çalıştırma testleri de gerçekleştirildi. Yer testleri ile taksi testlerinin de tamamlanmasının ardından Kaan, bugün sabah saatlerinde Mürted Hava Meydanı'nda piste çıkarak, ilk kez havalandı. İlk uçuşu, test pilotu Barbaros Demirbaş gerçekleştirdi.
Türkiye, Kaan ile 5'inci nesil muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip sınırlı sayıdaki ülkeler arasında yer alacak. Çok rollü bir milli savaş uçağı olan Kaan, her türlü havadan havaya muharebe ve havadan yere muharebenin gereksinimleri için üstün kabiliyetlere sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Kaan, üstün hava hakimiyetini; yeni silahlarla arttırılmış havadan havaya muharebe menzili, yüksek/süpersonik hızda dahili silah yuvalarından hassas ve tam vuruş ile yapay zeka ve nöral ağ desteğiyle arttırılmış muharebe gücü ile sağlayacak.
Türkiye'nin Millî Muharip Uçağı KAAN Gökyüzünde! pic.twitter.com/fK2zXdk6Ja
— Mustafa Kemal Yılmaz (@llmkyll) February 21, 2024
Adı daha sonra Savunma Sanayii Başkanlığı olan Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın yerli ve milli imkanlarla geliştirilecek ilk savaş uçağına kaynak ayıracağını açıklamasının ardından TUSAŞ TAİ ve TÜBİTAK başta olmak üzere çok sayıda kurumun sürece katılması sağlandı. Savunma Sanayii İcra Komitesinin 15 Aralık 2010 tarihindeki toplantısında, Hava Kuvvetleri Komutanlığının 2020’li yıllardan sonraki jet eğitim uçağı ve savaş uçağı ihtiyacının ulusal olanaklarla geliştirilme projesi olarak ilk aşamada kavramsal tasarım yapılması için TUSAŞ ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verilmiştir
5. nesil savaş uçakları sınıfında, sahip olacağı aviyoniklerle ve radar dalgalarını sönümleme özelliğine sahip kompozit malzemelerden üretilecek, radarda düşük görünürlüklü bir gövde tasarımına sahip olması amaçlanan TF-X'in 2011 yılı itibarıyla TUSAŞ tarafından kavramsal tasarım aşaması başlatılmış olup kavramsal tasarım çalışmaları 29 Eylül 2013'te tamamlanmıştır.
Jet eğitim uçağı ve muharip uçak ihtiyacına yönelik olarak;
Hava Kuvvetleri Komutanlığı harekât ihtiyaçlarının belirlenmesi,
Gereksinimlerin analizi çalışmaları ve bunları karşılayan
Uçağın ve sistemlerinin kavramsal tasarımı,
Milli imkân ve kabiliyetler ile yapılabilirliğin araştırılması ve
Uluslararası işbirliği modelleri
başlıklarında çalışılmıştır.
Şubat 2013'te dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Saab ile görüşmeler yapılmış, 13 Mart 2013 tarihinde dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İsveç'e devlet ziyareti sırasında ise TUSAŞ ile İsveçli Saab şirketi ile bir anlaşma imzalanmıştır
Saab AB, Türkiye'nin TF-X programı için teknolojik tasarım yardımı sağlayacaktır.
TUSAŞ'ın Saab'ın savaş uçağı tasarım birimini satın alma seçeneği vardır.
Fakat daha sonra bu düşünceden vazgeçilmiş, 8 Ocak 2015'te Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu; TF-X programının Kore, İsveç, Brezilya ve Endonezya ortaklığında değil tamamen bağımsız yerli bir platform olacağını açıklamıştır.
2015 yılına kadar yapılan değerlendirmelerde üç adet tasarım öne çıkmıştır:
FX-1: Çift motorlu, Lockheed Martin F-22 benzeri tasarım
FX-5: Tek motorlu, General Dynamics F-16 benzeri tasarım
FX-6: Tek motorlu ve kanartlı, Saab JAS 39 Gripen benzeri tasarım.
TÜBİTAK SAGE ve ROKETSAN tarafından geliştirilen SOM-J seyir füzesi, MMU (TF-X) ve F-35'in iç silah bölmesine sığacak şekilde tasarlanmıştır
Ocak 2015'te yapılan Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında maliyeti yüksek olmasına karşın boyu diğerlerinden daha uzun olan, daha fazla silah yükü taşıyabilen, daha yüksek sürate ve menzile ulaşabilen çift motorlu FX-1 modelinin tercih edilmesi gerektiğini belirtildi
13 Mart 2015 tarihinde Türk Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) Türk Silahlı Kuvvetlerinin 'bir sonraki uçak tedarik programını karşılayacak' yerli tasarım, geliştirme ve üretim faaliyetlerini gerçekleştirmek için resmen Türk şirketlerine Bilgi Talebi Dosyası (Request for Information - RFI) yayımladı.[16] Yine aynı dönemde uçağın motoru için de TÇD (Teklife Çağrı Dosyası) yayımlanmış; General Electric, Eurojet ve Snecma firmaları bu dosyaya dönüş yapmıştır. TÇD kapsamında Türkiye’deki motor altyapısını geliştirilebilecek ve mümkün olduğu sürece yerli üretim olacak bir motor istenmiştir.
Aralık 2015'te, Türkiye'nin Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), ülkenin yeni nesil hava üstünlük savaşçısının tasarımına yardımcı olması için Birleşik Krallık kuruluşu BAE Systems'i seçtiğini açıkladı. Aynı gün Rolls-Royce, Türkiye'ye EJ200 motoru teknoloji transferi ve MMU programı için bir türevinin ortak geliştirilmesi teklifinde bulundu.
Dönemin İngiltere Başbakanı Theresa May, Ocak 2017'de Türkiye'yi ziyareti sırasında BAE Systems ve TUSAŞ yetkilileri, BAE'nin uçakları geliştirme konusunda yardım sağlaması için yaklaşık 100 milyon sterlin tutarında bir anlaşma imzalamıştır.
Mayıs 2020 tarihinde TUSAŞ ile HAVELSAN, gömülü eğitim/simülasyon (Embedded Training), eğitim ve bakım simülatörleri ve çeşitli alanlarda verilecek mühendislik desteği (Virtual Test Environment, proje seviyesi yazılım geliştirme ve siber güvenlik) konularında iş birliğine imza atmıştır
Geliştirme sürecinin Faz-1 kısmının 2014 yılının sonunda tamamlanması hedeflenmiş olsa da T0 denilen ve başlangıç koşullarının yerine getirilip projenin resmî olarak başlamasını belirten durum 2018 yılının sonunda olmuştur.
30 Haziran 2021'de Türk Hava Kuvvetleri, MMU programı hakkında basına açık bir sunum yaptı. Sunumda T0 aşamasının hemen ardından Faz-1 Aşama-1 ile birlikte ön tasarım çalışmalarına başlandığı belirtildi. Ön tasarım faaliyetlerinin bir parçası olarak sistem gereksinimleri incelemesi (SRR) yürütülmektedir. 2022'nin sonuna kadar sistem işlevsellik incelemesi (SFR) ve sistem gereksinimleri incelemesi (SRR) süreçlerinin tamamlanması hedeflenmektedir. Böylece ön tasarım faaliyetleri tamamlanmış olacaktır.
Faz-1 Aşama-2 kapsamında ise 2022-2029 döneminde, MMU'nun detay tasarım ve kalifikasyon faaliyetleri gerçekleştirilecektir. Uçak 2023 yılında hangardan çıkacak, 2024 yılında kritik tasarım inceleme (CDR) faaliyetleri gerçekleştirilecek, 2025 yılı içerisinde Blok-0 denilen ilk uçağın üretimi tamamlanacak ve 2026 yılında ilk uçuş gerçekleştirilecektir. Bu tarihe kadar, 3 adet prototipin üretilmesi hedeflenmektedir.
Blok-1 konfigürasyonunun 2029 yılına kadar geliştirilmesi planlanmaktadır. Faz-2 kapsamında 10 adet Blok-1 savaş uçağı üretimi planlanmakta olup, uçaklar 2030-2033 yılları arasında Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilecektir. Faz-3'te 2034-2040 yılları arasında diğer MMU bloklarının geliştirilmesi ve seri üretim faaliyetleri planlanmaktadır
Uçağın birebir ölçülerde hazırlanan maketi ilk defa 2019 Paris Havacılık Fuarı'nda kamuoyuna tanıtılmıştır. Haziran 2021'de ise Türk Hava Kuvvetleri'nin basına yaptığı sunumda MMU'nun tasarım özellikleri ve ihtiyaçları açıklanmıştır:
Yüksek manevra kabiliyeti ve güçlü bir itki sistemi
Süperseyir kabiliyeti
Uzun harekât yarıçapı
Radarda düşük görünürlük
Sensör füzyonu
Gelişmiş veri bağı kabiliyetleri
Yüksek hassasiyete sahip mühimmatlar atabilme kabiliyeti
Mürettebat: 1
Uzunluk: 21 metre (69 ft)
Yükseklik: 6 metre (20 ft)
Kanat açıklığı: 14 metre (46 ft)
Güç kaynağı: 2 × General Electric F110-GE-129 artyakıcı turbofan(Sadece prototipler için)
Artyakıcı olmadan itki gücü: 2 × 17.155 pound-kuvvet (76 kN)
Artyakıcı ile itme gücü: 2 × 29.400 pound-kuvvet (131 kN)
Performans
Azami hız: Mach 1,8 (2.210 km/sa; 1.190 kn)
Servis tavanı: 55.000 fit (17.000 m)
G limiti: +9g / -3,5g
Aviyonikler
ASELSAN’ın yerli AESA Radarı Bütünleşik RF Sistemi (BÜRFİS)
SAR (Sentetik Açıklıklı Radar Sistemi)
IRST (Kızılötesi arama ve takip sensörü) (KARAT)
EOTS (Elektro-optik hedefleme sistemi) (TOYGUN)
DIRCM (Yönlendirilmiş Kızılötesi Karşı Tedbir Sistemi) (Yıldırım-300)
UKSS(Uçuş Kontrol Sistemi Sensörleri)
Kaska Monteli Nişangah Sistem