Kripto madencilerinin yüksek elektrik tüketiminin bir etkisi daha ortaya çıktı. Kripto madencilerinin bulunduğu bölgelerdeki konut ve işyeri elektrik faturaları daha yüksek geliyor.
Kripto varlıklar eğitim ve danışmanlık platformu Lexcio kurucu ortağı Avukat Abide Gülel’in verdiği bilgiye göre, kripto madencileri bir şehre geldiğinde, şehrin yerel sakinleri ve küçük işletmeler artan elektrik fiyatlarındaki artışla ciddi bir bedel ödüyorlar.
Tek bir Bitcoin işleminin normal bir hanenin 74 günde kullanacağı yaklaşık 2165 kWh elektrik tüketimine eşit olduğunu belirten Abide Gülel, New York eyaletinde yapılan bir araştırmada, madencilerin bireyler için aylık elektrik faturalarını 8 dolar, küçük işletmeler için 12 dolar artırdığı söyledi.
Berkeley’deki California Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yapılan araştırma (https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=3779720), New York’taki kripto madencilerinin güç taleplerinin, yıllık elektrik faturalarını küçük işletmeler için yaklaşık 165 milyon dolar ve bireysel haneler için 79 milyon dolar artırdığını buldu. Bu, ortalama bir hane için yılda yaklaşık 71 dolar fazla fatura ya da yaklaşık yüzde 6’lık bir artış demek.
Peki Türkiye’deki durum nedir?
Türkiye’de kripto madencileriyle ilgili bir araştırma olmadığı için elektrik tüketimine etkileri bilinmiyor.
Ancak, kaçak elektrik kullanan cihazlar konusundaki araştırmalarıyla tanınan Mühendis Erhan Doğudan, kripto madencilerinin şebekeden yüksek elektrik enerjisi çektiğini bunun tamamının faturalandırılamadığını iddia ediyor.
Mühendis Doğudan, bu durumu şöyle açıklıyor:
“Kripto para madencileri, kripto para birimlerinin, bir blok zincirindeki işlemleri doğrulamak için gereken karmaşık matematik problemlerini çözmek için çok fazla elektrik enerjisi harcıyor.
Şebekeden yüksek enerji çekilmesi sanayideki gibi reaktif enerjiye neden oluyor.
Kripto madenciliğinde kullanılan cihazların endüktif (trafo, elektrik motoru) ve yüksek enerji çeken cihazlar olmasından dolayı, ciddi bir reaktif enerji yükü oluşuyor.
Konutlardaki elektrik saatleri bu reaktif enerjiyi kaydedemiyor.
Çünkü konutlarda sadece aktif sayaç var. Evlerde kripto madenciliği ile lisanslı sanayi elektriği şeklinde fiyatlandırılıp ölçülen tesisler olması gerekir. Sanayide belirli bir gücün üzerine çıkınca reaktif sayaçlar ve kompanzasyon da girdiğinden şebekeye reaktif güçten gelen bozucu dalgalar gitmiyor ve daha yüksek faturalar ödüyorlar. Ev elektrik tarifesi hem ucuz hem de kaçırılan enerjiyi ölçemiyor.
Yani bir kripto madencisi 100 kilowatt elektrik harcadığında elektrik saati bunun ancak 15-20 kilowatını kaydedebiliyor. Elektrik idaresi tarafından tespit edilemeyen bu kayıp kullanım bedeli, kayıp-kaçak bedeli olarak o bölgedeki konutların faturalarına yansıtılıyor. Yani kripto madencileri Türkiye’de kaçak elektrik kullanabilir ve tespit edilmeleri de zordur.”
