Dün bi tanıdığım mesajla bana şunu yazdı ;

Hayatı hakkını vererek yaşamanın sözlük anlamı = LaLe Roche

Allahım dedim bu ne mutluluk verici bi şiii :)) Ben tam olarak bunu yaptığımı söyleyemem ama demek ki azıcık da olsa bi efsanem olmuş. Efsane dedim de aklıma ablamın oğlu geldi. Gerçi şimdi kızgınım ona ama olsun teyzesini iyi tanımış kerata. Bir gün kızıma yaklaşık iki saat kadar ulaşamamıştım. Meğer hanımefendinin telefonunun şarjı bitmiş ve kursa gidince oradan haber veririm diye düşünmüş. O an geçici hafıza kaybı yaşamış olmalı ki, annesinin kim olduğunu,  neredeyse amerika dan fbı  ( bu arada amerikaya kızgınım onun için baş harfleri küçük sayın yazarım mümkünse düzeltmeyelim ) indirebileceğini unutmuş. Anında ev de aldım soluğu. Sarıldım abla oğluna çocuuuuuum deyip başladım ağlamaya. Nerde, kaç ta çıktı, seni aradımı, en son ne zaman aradı…üzerinde ne vardı…allaaaaah artık ona nasıl sarılıp ağladıysam çocuk benden daha fazla şoka girmiş. Neyse bizim hanımefendi bulundu ve yedi parpiyi. Ama abla oğlu ablasına sarılıp aynen şöyle demiş. '' Yarın eğer bir saat daha gelmeseydin efsanenin bittiği gün olacaktı demiş. Ama daha kötüsü olacaktı kesin senin yerine beni evlat yapacaktı kendine. İşte o gün de benim bittiğim gün olacaktı demiş. '' Yarın bu arada kızımın adı :))

Bana efsane demesini şunlara yorumluyor…

Deli dolu oluşum…
Her daim eğlence yaratışım…
Uçuk kaçık şakalar yapışım…
Hadi ben kaçtım deyip taa cehennemin dibine gidişim…
Sıkıntıya gelemeyişim…
Annanesi ve dedişini kendime uyduruşum :)
İnanılmaz maceralar yaşıyor oluşum…
Daha çokları ( bak kızmaca yok bölee kestirmeden yazmama :)  yarın sabah Paris e gidicem arabayla ve neredeyse üç gün sürecekmiş. Şu an da yatıp güzelce uykumu almam gerekiyorken sırf sizi yokluğum da aç susuz bırakmayayım diye yolluk yazıyorum size… Onun için kestirme kestirme yazabilirim mamam mı )

Hakkını vermek lazım her soluğumuzun….vallahi de billahi de tillahi de :)) geberecez ayol….neyi alıp veremiyoruz yahuu…
Ölümlü dünya…her anımızı, her günümüzü, saatimizi sindire sindire çekelim içimize. Bak nasıl bi önce ki yazımda yirmi üç yaşımda ki aşkımı yazdım yutkuna yutkuna. Öyle bir ayrıcalığı yaşamış olmaktan nasıl mutluyum di mi….bitti diye de üzülmedim. Üzülmüyorum. Çünkü yaşarken hakkını verdim. Dolu dolu içime çektim :)))) oohhh yarasın :)))
Gerçekten bu güne kadar hiiiiiç bi şeyden;
Günümden,
saatimden, saniyemden,
yaşadığım illerden,
ailemden,
arkadaşlarımdan,
olaylarımdan,
tercihlerimden,
aldığım kararlarımdan,
mesleğimden,
ülkelerimden,
hayatıma giren hiç bir insandan,
kocalarımdan,
sevgililerimden,
aşklarımdan pişman olmadım. Hem de hiiiiiç...
Çoooooook hakkını vererek yaşadım çünk hepsini tüm olumlu ya da olumsuz yanlarıyla.

( Sadece  bir kişiden pişman oldum,  samimi yazıyorum gerçekten bu kısmı da. Kalecimden :( çünkü o hiiiiiç kalıbının adamı çıkmadı. Yaşam sahnesinin silgisi verilse elime şu an onu silmem için hayat çizgimden…istemem. Silgiyi öyle biri için harcanmayacak kadar değerli görürüm. Bence öyle insanlar zaten silik ve ortalık yerde kalmalılarda. Neden mi :) Midemizin bulanabileceği durumlar, olaylar ve insanlar olduğunu hatırlatmak için :))) tezeklerin üzerine konan sinek bile midemi bulandırmıyor onun kadar.  Eeee….demek ki neymiş insanları yaşadıkça tanıyor muşuz :))) aslında tebrik de etmek lazım böyle iyi oyuncuları…hem sahada iyi oyun, hem de hayat sahnesinde yapmacık oyunlar…midem bulana bulana kendisine de gönderme yapmış olalım ve üstüne sifonu çekelim )

Ne demiştik….hakkını vermek lazım yaşamın :)
Bol bol gülmenin de hakkını verin lütfen…bol bol gülmeye, güldürmeye ve güldürebilen insanlarla birlikte olmaya çalışın.
Bol bol sevgi dolu olmanın hakkını verin…sabır durumlarında on a kadar saymayın içinizden. Sevgi dolu bakmanın hakkını verin…
iş yerinde mutsuz olsanız bile orayı kendi yeriniz gibi düşünmenin hakkını verin.
Yardımlaşmanın, paylaşmanın, el uzatmanın hakkını verin hep hep…
Aşık olmanın en çok hakkını verin. Torpil yapın ona fazladan…aşk kalbin cilasıdır, parlatıcısıdır…en çokundan hakkını verin…
Yolların da verin ayol hakkını, gerekirse yakın bütün benzinleri cüzdanınızda….ama yolların da arabanın da göreceğiniz yerlerinde hakkını verin ve kendinizden mahrum etmeyin…
Yemenin içmenin çok hakkını vermeseniz de olur….yediklerinize sayın :(( yemeyin…hafif olun hafif kalın :))) ( Sevişirken hafif olmanız lazım )
Sevişmlerin hakkını vermeyin :( ( Nasıl yani di miiii )
Vermeyin çünkü en kralını sevişin :)) hem de her defasında…imparator gibi sevişin….( neler saçmalıyorum ben yaa neyse içim kıpraştı tabiii yine sevişme kelimesi geçince :)  )
Evet evet….imparator imparatoriçe gibi sevişin :))
Evinizi…iş yerinizi…kalbinizi…yüreklerinizi hakkını vererek temizleyin…üşenmeyin :)
Dip bucak temizleyin, kıyıda köşede toz, kıyıda köşede birikmiş duygunuz kalmasın dile gelmeyen….hakkkını verin görünmeyen yanlarınızında…
Bisiklete binin, yürüyün, koşun, dans edin ama her aktivitenin hakkını verin terleyene, kendinizi yere atana kadar :)

En çok şarkı söylemenin hakkını verin bağıra çağıra…
Dans edin kendinizce bile olsa…ama hakkını verin sunum gibi…
Ana baba ellerini öpmenin en çok hakkkını verin her fırsatınızda…onları koklamanında…

Bunları yapıyor olamak bence efsane olmak :))  ( ohh beee neyse ki konuyu efsane olmaya bağladım çok şükür :)))

Bu deliyi okumanın da hakkını verin emi…
Dedikodusunu yapsanız bile ondan habersiz,  dedikodusunun bile hakkını verin gebertirim… :))

Uykucuk geldi :(((

Bi tek bunun hakkını veremiyorum ama siz uykunun da dolu dolu hakkını verin mutlaka :)
Sizi seviyorum…Paris' de olucam bir hafta kadar... bu yazı ile idare ede koyun anacım. Gelince hakkını verdiğim yolculuktan tutunda…paris aşklarına kadar herşeyleri anlatan yeni yazım karşınızda olacak.
Ben sizi seviyorum ve özleyeceğim hakkını vere vere :))

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.