İlkokuluma götürdü beni yağan kar…
Duvarların hayatıma girdiği  ilk an'a…
Belki okumuşsunuzdur Cambaz yazımda ki hayatımı….babamın mesleği gereği çadırlarda yaşadığımı…çok umurunuzda olmayabilir :) bu yağan kar beni oralara götürdü. Öle işte :))
Edepsiz kadın olup kar fantazimi yazmadan önce azıcık şu duygusal anımın aromasını serpmek istedim karların üstüne…

Babam cambazdı ya hani…biz de onunla bir oradaaaan orayaaa göçebe gibi gidiyorduk ya çadırlarla….işte o yaşlardan zihnime kazınan iki mevsim oldu. Yaz' ımız ve Kış' ımız…
Yaz sıcaklarda gelsin diyelim ben konu olarak gireyim kış aylarına.

Gerçekten zorladığımda kendi mi hafızamın en derininde  yatan görüntü ne diye,  beyazı gitmiş kirli bir bez çadır geliyor aklıma. Bildiğimiz eski Kızılay Çadırı modeli…Ayaklarım donmuş donmuş buz gibi….hala öyle…yataktan çıkınca çıplak ayak basmaya göreyim…tüm gün buuzzz…Çadırımız yaş, yataklar ister istemez buz ve bazen yaş…yerler karlı, ya da karlara basılmaktan erimiş çamur rengi almış bulamaç bir hal…yanarak kendini ısıtan soba dediğimiz minik teneke kutu :)) İşte bu bahsetttiğim şeylerin olduğu alan evimiz…Yarı aç yarı tok, yarı kuru yarı yaşşş ben….
Bunu hatırladığım dönemin üzerinden 37 yıl geçmiş diyelim…hadi ben beş yaşında olmuş olayım…şimdi dışarıda hala bu manzaralar var. Nedeni sebebi altında yatan poltikasına girsem yazacağım satırlar yetmez belki….ya da yüreğimden bir isyan etsem dünya sarsılır belki….bu kadar insanlık dışı oluşumuza, endüstri çağında olup ilkel çağlarda ki aç ve yabani oluşumuza…doymayışımıza…bana kızmayın ama a politik olma hakkımı kullanıyorum. Yabaniliğimize dayanma gücümü de oto, moka,  çiçeğe,  böceğe,  aşk'a,  meşk'e laf atmaktan alıyorum :)
Dans mı?  O var tabiii…  
Dünya kendi ahengi ile dans ederken biz de onun üzerinde tüm çirkinliklerimizle takı olmaya çalışıyoruz…uymaya değil, bozmaya çalışıyoruz. Kuran da yazar  '' Ne varsa alem de o var adem de '' diye. Hani daha anlaşılır dilde söylüyorum ya…evren de ne var sa biz insanoğlunda da aynı işleyiş var diye. İşte bi şey daha '' Bir evrenin bir de bedenin afetinden korkarım '' Bir tisunami nasıl bir kara parçasını haritadan kaldırıyorsa bir felç de onun gibi ya da bir kriz de onun gibi yok edebiliyor bedeni. İşte! bakalım evren ne kadar dayanacak bizim çirkin takı oluşumuza. Ne kadar daha bekliyecek biz aç gözlüleri üzerinden silkelemeyi. Dışarıda karlarda yağmurlarda soğuklarda yatan insanlar hepimizin ayıbı. Dünya parazitlerinin ayıbı.
İlkokul dedim nereye geldim yaa…neyse kabarmadan daha da yüreğim başlayayım birinci sınıfa :(
O kızılay çadırı içi fare dolu dört duvar oldu. Daha sıcak daha çamursuz oldu. Birinci sınıfta en son ders zili çaldığı zaman sınıftan en son çıkmaya çalışırdım kış ayları. Çünkü eski paltomu giymek onu çıkarmak kadar kolay olmuyordu. Eski ve yırtık pırtık oluşu hatta giyerken kolumun bir türlü kol bölümünden çıkamayışı pek bi göz önünde oluyordu. Hep bir sonra ki dersin büyük öğrencileri yardım ediyordu giyinmeme. Olsun du onlar biraz daha az utandırıyordu beni ne de olsa kendi sınıfımdan değillerdi çünkü :)
Bir gün öğretmenim bir kağıt verdi elime. Bunu ailene götür diye ben de alıp götürdüm pek bi anlayamadan. Orada pazar günü okula ailemden biri ile gelmem gerektiği yazılıymış. Sadece bu değilmiş ama yazılı olan bunu okula gelince anlamıştım. Meğer giyinmek için getirilmişim. Fakir çocuklara yardım günüymüş. Çok güzel bir palto erkeklere daha çok yakışabilecek pantalon, sanırım bir numara büyük pabuçlarım vardı artık. Neden ailem benim kadar sevinememişti anlamadım.  Yeni paltomla en son ders saatini iple çektiğimi hiç
unutamam. Bir üst sınıfta ki ablaların yine paltomu giymeme yardım etmek için yanıma geldikleri anı :) Nasıl da hava atmıştım onlara. Çünkü sanıyordum ki onlar bilmiyordu okulun onu bana verdiğini. Amaaannn işte öle :( 35 yıl geçmiş olsun… hala paltoya ihtiyacı olan çocuklar,  büyükler,  yetişkinler,  yaşlılar var….

Ben 42 yaşımı doldurdum. Hiç hasta olmuyorum, olmadım. Bunu çocukluğumdan beri yaşadığım zor şartlara borçluyum. Ve bu zor şartların verdiği sevgiye. Ama biliyorum ki herkes benim kadar şanslı olmayabiliyor. O karlı günlerde o soğuk günlerde tek ısımız, tek  GÜNEŞ' imiz ailemizin sevgisiydi. Güneşi olmayan çok insan var. Benim vereceğim bir palto, bir potin, bir şapka güneş kadar ısıtmaz biliyorum ama minicik de olsa bir üst sınıfa attığım hava gibi olur eminim :) Eminim ki hepimiz az da olsa yardımlaşıyoruzdur bu gibi konularda. Ama sembolik de olsa ben bu gün en yakın meydanda olan çocuklara sıcak tutabilecek bir şeyler vereceğim. Keşke bu yazımı okuyan herkes bir çorap alabilse bir liraya ve üşenmese onu cebinde, çantasında taşısa. Ve gördüğü ilk ihtiyacı olana verse. Ya da boş oturan büyük annemize  bir atkı ördürsek taksak birinin boynuna sevgiyle…amaaan! biz zaten bi şekilde yardım ediyoruz demesek.  Gezi sonrası dönem insanına örnek olarak bu kez de böyle bi yardımda bulunsak mesela….ayırmasak, üşenmesek, yok saymasak, yeşertsek….

Offf….yok anacım yok bu konular bana göre değil….bak kalbim kaldırmıyor işte bu heyecanı…

Edepsiz hatun olayım dedim…bilmem kaç numaralı sevgilimle kar fantazimi anlatayım dedim :))) O bembeyaz karların içinde, ağaçların arasında aman birileri görmesin diyerek soyunup……ama iştahım kalmadı.  Edepsizlik halimi bir sonra ki yazıma saklıyorum :)))

Ben çıkıyorum dışarı. Evde THY den çaktırmadan çaldığım yolcu battaniyesi var. Bir kaç çorap ve atkı matkı da var.  Bi de kazak bir iki tane. Onları dağıtmaya çıkıyorum. Taksim meydanı en yakın yer sanırım şu an bana. En çok orada gördüm ihtiyacı olanları, sürülenleri ülkelerinden, kaçmak zorunda bırakılanları bu karda kışta soğuklarda…eğer sizde yardım etmek isterseniz,  gerçekten azıcık da olsa güneş olmak isterseniz birilerine illa ki vardır etrafınız da birileri. Yoksa da mail atın bana ne olur. Ben size bu konu da yardımcı olurum. laleroche@hotmail.com

Bu edepsizi okuyan gözlerinize…
Bu edepsizi anlayan yüreklerinize….
Bu yazıyı okuyup olacağınız güneş halinize sağlık …..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.