Kazakistan, Kazaklarındır
 
İSMAİL CENGİZ

Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Gen. Bşk.
 

 
Kazakistan’da gaza yapılan %50 zam, halkın güya sokağa çıkmasına neden oldu. Gösterilerin hükümet karşıtı ayaklanmaya dönüşmesi üzerine, ordu sokağa inerek, göstericileri etkisiz hale getirmeye başladı. Hazar Denizi kıyısındaki Aktau şehrinde akaryakıt zammını protesto için başlayan gösteriler ülkenin diğer şehirlerine de sıçraması, silahlı kuvvetlerin sokağa inerek sert müdahalesi ister istemez çatışmalara neden oldu. Olaylarda en az 60 kişinin öldüğü söyleniyor.
Asker ile sivil halkın kan dökülmemesi için karşılıklı gayret gösterdiği sırada gösterilerin Hükümeti istifaya davet etmesi, zam uygulamasının geri alınmasına rağmen çatışmaların devam etmesi ve göstericiler arasında eli silahlı kişilerin ortaya çıkması olayların şeklini değiştirdi. Başkent Nursultan ve Almaatı başta olmak üzere bazı şehirlerde OHAL ilan edilmesiyle komplo teorilerinin artmasına da neden olmuştur.
Zamların geri alınmasına rağmen gösterilerin devam etmesi, meselenin sadece LPG zammından ibaret olmadığını gösteriyor. Ayrıca Kazakistan’ın çevresindeki diğer ülkelere nazaran yaşam standardı bakımından daha iyi konumda olmasına rağmen Doğalgaz zammı bahanesiyle çıkan bu gösterilerin daha derin bir boyutu olduğunu göstermektedir. Bu derin boyutun gerisinde İngiltere ve Amerika’nın olduğu iddia edilmektedir.
 

Kazakistan’da ABD-Rus Çatışması

Afganistan’da Taliban operasyonunun ardından, Taliban-İŞİD ideolojisi tehdidiyle gözdağı vermek suretiyle Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan’da askeri veya dinleme-gözetleme üsleri kurmayı hedefleyen Amerika’nın Çin’i çevreleme ve Rusya’yı Avrasya coğrafyasında Türkiye üzerinden itibarsızlaştırma operasyonuna karşı Rusya; akıllı bir hazırlıkla Kazakistan hamlesini ortaya koyarak, Batı’nın planlarına darbe vurmuştur.
Hem Hükümet hem de Çin karşıtı slogan atan göstericilerin Rus derin devleti tarafından kışkırtıldığı, göstericiler arasına İŞİD, 
El-Kaide yanlısı silahlı teröristlerin girmesine seyirci kaldıkları ifade edilmektedir. Soros yanlısı grupların ve Fetöcülerin de ülkede kaos ortamının oluşması için olaylara karışmalarına göz yumulmuştur.
Nitekim Moskova’dan gelen Kazakistan’daki olaylara dış müdahaleye izin vermeyecekleri yönündeki açıklamalar Rusya’nın Kırgızistan sonrası Kazakistan’da da perde gerisinde dizginleri ele alma isteğini göstermiştir.
 

Bölgede Rusya’yı Dışlayan Siyaset, Yanlıştır

Komplo uzmanları Rusya’nın “Kazakistan hamlesi” ile; hem Çin’e hem ABD’ye hem de Türkiye’ye “bu bölgede benden habersiz kuş uçmaz” demek istediğini; özellikle Türk Devletleri Teşkilatı’na da “beni rahatsız etme” mesajını ileterek göz dağı verdiğini belirtiyorlar.
Çünkü Türkistan coğrafyasında tek ortak sesin, tek ortak konuşma ve yazma dilinin Rusça olduğunu unutmamak lazım. Rusya nüfusunun %35 kadarının Müslüman ve Türk nüfusunun teşkil ettiğini unutmamak lazım.
Özgürce seçimler, özgür medya ve bağımsız hukuk organları ve demokratik ilkeler yerleşmediği sürece Türkistan coğrafyasında sürekli bir istikrarın olmayacağını düşünüyorum. Bunun için biraz daha zamana ihtiyaç var. Rusya’yı dışlayarak buralarda caka satmak için şimdilik ortam uygun değil. Rusya ile ortak sınıra sahip olan, askeri, ticari ve güvenlik bakımından sıkı ilişkiler içinde Moskova’ya bağlı olan Kazakistan’ın Rusya’dan asker desteği talebini normal karşılamak gerekir.
Ayrıca; Kazakistan’ın Nazarbay önderliğinde Türk Devletleri Teşkilatı’nın kuruluşunda aktif rol oynaması; Kıril alfabesini kaldırarak Latin alfabesini kullanma kararını alması; bazı alanlarda ikinci resmi dil olan Rusça kullanımının kaldırılmış olması, Çin ile askeri, siyasi ve ekonomik ilişkilerin artışı gibi sebepler, kendisini hala Türkistan coğrafyasının sahibi olarak gören Rusya Federasyonu’nu rahatsız etmesini normal karşılamak gerekir.
 
Putin, ABD İle Anlaşan Nazarbay’ı Etkisizleştirdi

Yolsuzlukla suçlanan Nazarbay ve ailesi ile yolsuzluk ve rüşvette sınır tanımayan Hükümet mensuplarının Kazak halkının %70’i tarafından sevilmiyor olması, ülkede yeni bir kan değişimine neden olacağını gösteriyor. Putin’in Petersburg görüşmesi sonrası Nazarbay ile yolları ayırdığı ifade edilmektedir. Hatta Nazarbay’ın adamı olarak bilinen Tokayev’in de Putin lehine saf değiştirdiğini söyleyebiliriz. Olayların ilk gününde Nursultan Havalimanı’na inen Rus İstihbarına ait bir uçağın 27 yolcusu ile birlikte ülkeden ayrıldığı biliniyor. Gözlemciler Putin’in Nazarbay’ı bu şekilde koruması altına aldığı veya komplo teorilerine göre etkisizleştirdiği söyleniyor.

CIA, “Arap Baharı”nı Orta Asya’ya Taşımak İstiyor

En büyük tehlike ve endişe; otoritenin halk üzerinde baskı ve orantısız güç kullanması ve bunun neticesinde de bu olayların domino etkisi yaratarak “Arap baharı” misali diğer Türk Cumhuriyetleri’ne yayılmasıdır. Bu, Çin’i abluka altına almak ve Rusya’yı itibarsızlaştırmak isteyen CIA bağlantılı grupların işine gelecek bir senaryodur. Bunu da bir yere not almak da fayda var. Çünkü 4 Ocak sonrası gösterilerin seyri değişmiştir. Plakasız sivil araçlar ile göstericilere silah ve cephane dağıtılmaya başlanmıştır. Silahların yetkili kişiler tarafından depolardan alındığı belirlenmiştir. Konuyla ilgili Nazarbay’ın KGB’deki kardeşi ile İstihbaratın başındaki Mansimov tutuklanmıştır.
Ayrıca her şeyi komplo teorileriyle yorumlamak da doğru değil, her ülkenin kendi iç dinamikleri var. Biraz seyretmekte fayda var. Kaldı ki birkaç bin kişinin meşru protestosunun ülkeyi yıkmasına bilinçli Kazak genci izin vermeyecektir. Ayrıca bu tür ülkelerde demokrasi kültürünün oturması açısından yönetilebilir bu tip protesto ve haklı karşı çıkışlara kontrollü müsamaha gösterilmesi gerekir kanaatindeyim.

Türk Devlet Teşkilatı İflas Etmiştir

Türk Devletleri Teşkilatı kurucu ve onursal başkanı olan Nursultan Nazarbay’ın şahsına ve onu resmeden heykellerine yönelik saldırılar ile Kazak Hükümeti Başkan ve yöneticilerinin hayatlarının tehdit ve tehlike altında olması karşısında ilk iki günde destek açıklaması yapamayan Türk Devletleri Teşkilatı’nın yöneticilerinin görevlerinden istifa etmeleri gerekmektedir. Halbuki olayların başlamasıyla birlikte Türk Devletler Teşkilatı Nazarbay ve Kazakistan Hükümeti’ni destekleyici bir açıklama yapması stratejik açıdan önem arz etmekteydi.

Teşkilatın kurucusu ve lideri Nazarbay’ın heykellerinin yıkılmaya başlamasının ardından suya sabuna dokunmayan bir açıklama yapan ve kurucu liderine dahi sahip çıkamayan Türk Devletleri Teşkilatı’nın bu haliyle politika üretmesinin mümkün olmadığı, yaptırım gücü bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Kazakistan yönetimi, Türk Devletleri Teşkilatı yerine Rusya’nın hakim olduğu Kollektif Güvenlik Örgütü’nden askeri destek talep etmesi, acı bir gerçektir amma maalesef Türk Devletleri Teşkilatı’nın iflas ettiğinin göstergesidir.



Sürgündeki İki Kazak Ülkeye Davet Ediliyor

Fransa ve Amerika’da sürgünde yaşayan iki Kazak, göstericiler tarafından ülkelerine davet edildiler. Pavlador eylaeti eski Valisi, orta cüz boyuna mensup, Amerika’da yaşayan Galimcan Jahyanov ile Fransa’da yaşayan, Enerji eski Bakanı Muhtar Abilazov Qabolovich Nazarbay tarafından yolsuzlukla suçlanarak tutuklanmış ve pasifize edilmişlerdi. Jahyanov’un Moskova yanlısı siyasetçi olduğu, Muhtar Abilazov’un ise halk tarafından sevilen biri olduğu biliniyor.
Mevcut Kazak lider Tokayev’in görevini sürdürüp sürdürmeyeceği, kurulacak Hükümette kimlerin görev alacağı ile alakalı olduğuna bağlı olduğu görülüyor. Sürgündeki iki Kazak’tan birinin veya hiç siyasetin içinde olmayan birinin Başbakan olarak Hükümeti kurmakla görevlendirmesi bekleniyor.

Türkiye, Bölgede Daha Etkin Olmalı

Göstericiler sürgündeki liderleri Kazak Hükümeti ise Moskova’yı davet ederken, Türkiye’yi ve Türk Devletleri Teşkilatı’nı davet eden birilerinin çıkmaması, Türk Dünyası açısından üzücü bir durumdur.
Bir başka üzücü olan, Türkiye’nin hem Amerika hem de Rusya tarafından taşeron olarak kullanılması ve Türkiye’nin Türk Dünyasına yönelik milli bir dış politikasının olmayışıdır. Togo veya Kamerun ya da Filistin’e karşı gösterilen hassasiyetin bir gramı dahi Kazakistan veya Tataristan için ya da Doğu Türkistan için gösterilmemiştir.
ABD ve NATO’nun isteği ile Ukrayna tarafında yer alan Türkiye, bu tavrı ile Rusya sınırları içindeki 50 milyon civarındaki Türk ile Tataristan, Başkurdistan, Çuvaşistan, Tuva, Hakas, Altay gibi vatan topraklarını dışlıyor olmanın farkında olmak durumundadır.
 

Türkiye, Kardeşleriyle Kardeşce Kucaklaşmalı

Türk Dışişleri’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “dost Kazakistan’ın istikrarına önem etfediyoruz, temennimiz Kazak halkının barışı ve huzurudur. Kazakistan yönetiminin bu krizin üstesinden geleceğine inancımız tamdır” şeklindeki Kazakistan açıklamaları maalesef Kazak halkının derdine derman olmaktan uzaktır. Türkiye, daha akıllı bir siyaset ile, Rusya Federasyonu ile işbirliğinde bölgede daha etkin olmak durumundadır.

İdlip, Yabancı Askerlerden Arındırılmalı

Mesela İDLİP’deki “yabancı askerler”in bölgeden uzaklaştırılması ve bölgenin sivil halkın kullanımına terk edilmesi bu açıdan önem arz etmektedir. Çünkü Kazakistan’daki göstericiler arasında İdlip’ten Afganistan üzerinden taşınan yabancı askerlerin olduğu iddia edilmektedir ki, Türkiye omuzundaki bu yükten bir an önce kurtularak Kafkasların ötesindeki kardeşleriyle “kardeşçe kucaklaşmak” durumundadır.
Çünkü kardeşlerimizi yakın gelecekte tehlikeli günler beklemektedir. Kardeş Cumhuriyetler başı boş bırakıldığı takdirde, CİA’nin hortumladığı İŞİD, Al-Kaide ve benzeri güçler ve işsiz ve arayış içinde gelen on binlerce genç, çeşitli dış müdahalelere açık hale gelme ihtimali vardır. Dış güçler ortaya çıkacak, halkın yönetimlere olan tepkisinin yönünü değiştirmek suretiyle oluşacak kaos ortamını fırsata çevirmek isteyeceklerdir.
Güçlü Devlet olmak istiyorsak; başta Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Afganistan ve Doğu Türkistan olmak üzere Rusya Federasyonu, Irak, İran ve Suriye’deki soydaşlarımıza sahip çıkmak durumundayız…

Kazak Büyükelçi : Olayları Özel Ekipler Planladı

Kazakistan’da yaşanan olayları değerlendiren Kazakistan’ın Türkiye Büyükelçisi Abzar Saparbekul’un “sivi talepler düzeyinde başlayan olayların dış ve iç dinamikler eli ile sabote edildiğini ve terör eylemine dönüştürüldüğünü söyleyerek, "Olayların seyri, farklı ülkelerde eğitilen provokatörler tarafından değiştirildiğini" belirtmesi, silah depolarındaki silahların yetkili kişiler tarafından alınarak göstericilere dağıtıldığını ifade etmesi, hem iç politik hesaplaşmaya işaret ediyor hem de NED ve Sorosculara davetiye çıkardığı görülüyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.