Eveeettt….2014 hepimizin yüzünü, gözünü, kalbini, bedenini, cebini, yüreğini güldürsün diliyorum…  Hepimiz tüm dileklerimizden nasibimizi alalım diliyorum…

Kulağımda Lara Fabian ‘’Je t’aime’’ diyor tüm onu dinlemeye gelen hayranları ile…Milyon kere dinledim belki bu şarkıyı, her defasında nasıl tüylerimi ürpertiyor anlamıyorum. O ‘’ Je t’aime ‘’ diyor, seni seviyorum… hayranları ‘’ On t’aime ‘’ diyor, seni seviyoruz…

Biz şimdi 2014 e girdik ya…benim pek bi aşık olasım var vallahi…Paris sokaklarında ki aşk havalarını özledim sanırım..Kıyıda köşede müzik çalanlar, yoldan geçen bir çiftin minik de olsa onlara eşlik eden dansları…kloşarların sigara ya da bir euro dilenmeleri…ben önümüzde ki günlerde bi gidip geleyim hemencecik

Kış havalarını da seviyorum Paris’in…

Genelde yürüyorum tüm zenginliğini doya doya yaşayabilmek için. Vitrinlerinden, sokaklarından, telaşından, her şeyinden bi şey öğreniyor insan. Yürüyorum yürüyorum üşüyorum bir bar’a girip oturmadan bar kısmında bir kadeh şarap içiyorum en babasından… yine yürüyorum yürüyorum ohhh çok güzelim yaaa :)

BHV denilen Fransızların milliyetçi mağazasına girerim mutlaka. En üst katına çıkarım. Önce tuvaletini kullanır sonra cafe bölümüne geçer Helen’imi ararım. Helen benim arkadaşım. Yaşı bayağı ileri olan bi arkadaşım. Sanırım yetmiş beşlerinde. Nasıl tanıştık anlatayım…. :)

Şimdi ben hep bu BHV nin en üst katına çıkıyorum ya…bi sor bakalım neden çıkıyorum :) Orada benim çok sevdiğim yaş gurupları oluyor genelde. Elli ile seksen yaş arası  İki kıytırık alış veriş bahanesiyle de olsa oraya gelirler, yemek yerler, oturup şarap ya da kahve içerler. Ama saatlerce kalırlar. Çoğu yalnızdır, bazıları orada arkadaş olmuştur. İşte ben hep oraya onları izlemeye giderim. Hem çocukluğumdan beri yaşlıların ben de özel yeri olduğu için hem de tecrübelerinden yararlanmak için. Helen’ i de işte oraya gittiğim bir gün tanıdım. Bir bölüm var orta kısım da ve sen oraya oturduğun zaman neredeyse herkesi görebiliyorsun. Yine bir gün oradayım, aldım bir kadehlik küçük şarabımı  ve baktım yerimde Helen oturuyor…tabii o zaman Helen olduğunu bilmiyorum…

Meraba oturabilir miyim dedim…Tabii dedi Fransız usulü dudaklar önde hııh dedim bu sıcak kanlı. Önünde metro çıkışlarında dağıtılan gazetesi ve gazetenin bulmaca sayfası…Yaşını ilk o gün öğrendim. Fransa Merkez Bankası çalışanlarından emekli. Zehir gibi zeka var… :) Daha ilk gün çok sevdim Heleni…sonra sonra hep buluştuk haftanın belli günleri…her buluşmamız da dünya ekonomisinden ve politikasından  bilgiler veriyor, ara sıra özel yaşantılara giriyorduk… Malum benimkiler, onunkiler…:)  Belli ki hoş kadınmış vakti zamanında...yani şimdisinden belli.

 

Bir gün yine buluştuk…Helen dedim senin koca var mı?

Yok dedi…burada asılan birileri oluyor ama ben pek pas vermiyorum dedi. Dikkatinizi çekerim yaş yetmiş beşlerden bahsediyorum :) bu arada gerçekten orada ki yalnız yaşlılar birbirine asılıyor, kur yapıyor, arkadaşlık teklifinde bulunuyor, ya da hala bir kadeh bir şey ısmarlayabilir miyim diyor :) yerim yerim ben onları…

Helen bana soruyor ben ona…En sonun da onu kıstırdım,  en uzun soluklu ilişkisinde.  Canım benim belli ki çok sevmiş, hiç unutamamış…Haa bu arada Helen'de çocuk yok. Çünkü evlenmemiş. Ama orada ki evlilikleri artık hepimiz biliyor, anlatmama gerek yok sanırım. Nasıl o kadar uzun sürdü dedim tabii derdim onu öğrenmek :) İnanılmaz eğlence yaratırdık kendimize dedi. Adrenalinimizi hiç düşürmezdik neredeyse dedi. Yani anacım bunlar Helen ve uzun soluklu eşi…acayiiip sevişirlermiş. Tenleri menleri uyduğu gibi çılgınlıkları da uyumlu hal almış.Bak anlatayım birkaç tanesini de bari sizde heyecan yapın benim gibi :)

Bir gün bir alış veriş mağazasına girmişler. Carrefour gibi düşünün, kıyafetler bölümünün soyunma kabininde Helen eşine seslenmiş, o da  görevli bayana eşim düştü kolunu incitti giyinmesine yardım etmem gerekiyor demiş. İzni aldığı gibi dalmış soyunma kabinine ehhh bi tek soyunma kabinine dalmamış tabii içeri de bir Helen var biliyorsunuz :) Off ne heyecan be…

Vallahi…içiniz de kaç kişi böyle bir heyecanı yaşadı bilemem. Ama o tarz alış veriş merkezinde ki kalabalığı ben çok iyi biliyorum ve cesaretlerine şapooo diyorum :) şapooo…şimdi beyninizden geçenler sizin olsun, ben kendi halime yanıyorum çünkü alışverişe giderken haber vereceğim bir sevgilim yok henüz...

Helen acayiiip kirli çıkı neler neler var…isterseniz bir bir anlatıcam. Bir fantezi hikayesi geldi bu gün Helen den ama ben bi şii daha anlatmak istiyorum.

Yine buluştuk bi gün heyecanla aaaa bi de baktım ki bizimkinin elinde kırmızı gül…hayırdır Helen dedim…burada ki hayranların mı?

Hayır dedi gülerek hırsız hayranım. Çabuk anlat dedim. Şimdi sizde iyi dinleyin aman işte okuyun :)

Evden çıkmış yürümüş ve sonra yağmur başlayınca metroya binmiş. BHV nin önünde inince bir de ne görsün çantasının içinde kırmızı gül…yaşlılık aklı işte ancamı fark ettim acaba, belki de gece evime hırsız girdi diye aklına binbir soru getirmiş telaştan. Ve en yakın polisliğe girmiş. Polisler telaş yapmanıza gerek yok bu hırsız dili demiş. Şaşırmış Helen dört gözü patlamış şekilde. Nasıl bir dil, ne demek istiyorlar ki demiş…beni mi soyacaklar hedefleri ben miyim demiş. Yok yok demişler…bunun anlamı görüldü, soymaya gerek yok siz de soymayın demek. Geçmiş olsun demişler:)

Helen gerçekten şaşkın ve mutlu çıkmış oradan. Şimdi gel de şu elin hırsızına aşık olma. Şu elin hırsızın da ki asalete bakın…merhamete bakın…bi soyan bi daha soymuyor yani….Yani bir hırsız bile vatandaşı düşünüyor, koruyor. Hırsızlığı bile kişikli…insani...bir atasözü yazıcam arkadaşlar;

‘’ BENCİL OLMAYAN , GÜNDE BİR KAÇ KERE ADALETİN SESİNİ DUYAR ‘’

Söyleyeni de yazayım John Watson.

Bizim apartman yöneticilerinin hepsinin kulağı sağır….

İşlerine geleni işitiyor, duyulmaması gerekenleri duyuyorlar bile.  

Hadi beni öle ya da böle çekiyordunuz bi de başınıza şimdi Helen çıktı

Neyse benim çok uykucuk geldi.

Hepinizi çooook sevgiyle kucaklıyorum…

Okuyan gözlerinize,

Hırsız olmayan yüreklerinize sağlık...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.