Ahmet OKUMUŞ
Otomobil, minibüs ve otobüs tanımlarının Avrupa Birliğine uyum sağlamak üzere 6495 sayılı Kanunla Haziran 2013’de hatırlarsanız değiştirilmişti. Bu değiştirme sadece tanımla sınırlı kalınca zorunlu olarak vergilerde arttı. Yani otomobil, minibüs ve otobüs tanımlarında yapılan değişiklik vergi kanunlarında yapılmayınca minibüsler otobüs tarifesinden vergi ödemeye başladı. Bu da minibüsçü esnafının mağdur olmasına sebep oldu. Ruhsatta minibüs yazıyor, ama vergi ödemeye gelince otobüs oluyor. Ülkemizde üretilen ve yurt dışından ithal edilen minibüslerin AB standartlarına uyumlu olarak sürücüsü dahil 17 oturma yeri olacak şekilde üretiliyor. Bu değişiklikten önce ise şoför esnafı satın aldığı minibüsler için tadil projesi hazırlatarak araçta bulunan 2 koltuğu sökmek suretiyle söz konusu araçları mevzuata uygun hale getirmek zorunda kalıyorlardı. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda değişiklik yapılarak bu sorun çözüldü. Artık 10 – 17 koltuklu araçlar minibüs sayılıyor. Ancak aynı değişiklik vergi kanununda yapılmadığı için 16 ve 17 koltuğu olan araçlar vergi uygulaması bakımından otobüs olarak kabul ediliyor. Sonuçta ruhsatında minibüs yazan araç, iş vergi ödemeye gelince otobüs sayılıyor. Bu da vergi uygulamaları bakımından adaletli olmayan bir durumu ortaya çıkarıyor. Kısacası 16 ve 17 koltuğu olan bir minibüs için 644 TL motorlu taşıtlar vergisi ödenmesi gerekirken, 1.623 TL vergi ödeniyor. Yani minibüs sahiplerinden 2,5 kat daha fazla vergi talep ediliyor. Bu sıkıntılı durum zaman kaybedilmeden çözülmeli ve 2014’ün Ocak ayında ödenen ilk taksitlerin fazla ödenen kısmı, ikinci taksitlerden mahsup edilmeli diye düşünüyorum.
5 ARAÇTAN BİRİSİ MUAYENESİZ
Vergi borcu ve gecikmiş muayene borçları sebebiyle trafikte bulunan 18 milyon 148 bin aracın 3,8 milyonu muayenesiz adeta bomba gibi dolaşıyor. Bunu ben değil TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın ve TÜVTÜRK yetkilileri söylüyor. Hatta vergi borcuna torba yasada yapılandırma getirilirken muayenesiz araçların gecikme bedelleri silinip, muayene ücret borçları yapılandırılırsa 4 milyona yakın araç muayeneye gitmesinin önünün açılacağı düşünülüyor. Bence de doğru bir düşünce zaman kaybedilmeden bu torba kanuna dahil edilmeli. Sonuçta düzenleme ile Maliye alamadığı paraları tahsil etmiş olacak. Bu fırsat kaçırılmamalıdır. Çünkü fenni muayenesi süresini geçiren araçlara aylık yüzde 5 oranında ceza kesiliyor. Bu da yıllık yüzde 60 gibi yüksek bir oranı buluyor. Yıllık enflasyonun yüzde 7,40’lara, faizin yüzde 6’lara düştüğü bir dönemde bu cezanın oldukça fazla olduğu açık ve net. Bu da Karayollarında her 5 araçtan birisinin muayenesiz trafikte dolaşması ve kurallara uymuyor.
AVM’LER HAFTA SONU TATİL OLSUN
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından Başbakanlığa gönderilen ‘Perakende Sektörünü Düzenleyen Yasa Tasarısı’ ile ilgili görüşlerini 4Haziran 2014 tarihinde Başbakanlığa bildiren TESK’in talepleri arasında AVM’lerin Pazar günü kapalı olması ve günde 10 saatten fazla açık olmaması bulunuyor. Tabi bu yasanın Başbakanlığa bile gelmesi küçük esnaf için önemli. Çünkü 1996 yılında Gümrük Birliğine girmemizle birlikte bu yasanın çıkarılmasını esnaf ve sanatkârlar ısrarla istiyordu. Bu yasanın çıkarılacak olması ile öncelikle perakende ticaretin kuralı konulmuş olacak. Yasa çıkıp kurallar konulduktan sonra aksayan yönler zaman içerisinde giderilir. Çünkü bugün 7/24 adeta nöbetçi eczane gibi açık bulunan AVM’ler artık olmayacak. AVM’lerin açılış-kapanış saatlerinin belirlenmesi ile çalışma saatlerinin bir günde 10 saatle sınırlandırılması ve Pazar günleri AVM’lerin kapalı olması esnafın yok olmasını engelleyecek. TESK’in bu talebinin kısa zamanda gerçekleşmesi küçük esnafın en büyük arzusu.
