MUTANT! Mükemmel ırk tartışması! El yapımı bebekler!
Tıpkı, savrulduğumuz siyaset! Gibi, tıpta ki son gelişmelerde baş döndürüyor!

Tıp da ‘genetik’ bilimindeki gelişmeler üzerine konuşmak, tartışmak, fikir yürütmek sadece uzmanları değil artık hepimizi ilgilendiriyor…
Ümit ve endişe!
Genetik bilimi dikkatle izliyoruz!
90'lı yıllarda insanın gen haritası üzerine yapılan çalışmalar, insanlık için yeni beklentilere neden oldu.
2000 yılında gen haritasının şifresinin çözülmeye başlaması, bu beklentilerin daha da artmasını sağladı.
Ha gayret!!!
2003 Nisan'ında insanın genetik şifresinin çözüldüğü açıklandı.
Hayırlı olsun mu demek lazım, yoksa eyvah mı!!!
Makalenin sonunda karar sizin!

Bu gelişme aslında neyi ifade ediyor?
İnsanın anatomik temel yapısı olan gen haritasının şifresinin çözülmesiyle başlayan süreç bir adım daha ileri taşınarak artık organ üretimine başlandı.
Evet, bu en yeni, yeni bir şey!!
Üç şeyden ilki organ üretimi idi ve oldu. Şimdi geriye çözülecek iki şey kaldı; biri kan üretimi, diğerini de siz bulun…
 

Genetik mühendisliği tıpta dönüm noktası sayılabilecek bir gelişmeye imza atarak, laboratuar ortamında kök hücreden kas dokusu üretildi. Uzmanlara göre; 'yeni nesil kas dokusu, yani kök hücre, kendi kendini iyileştiriyor ve kan kemiği, sinirden deriye, türlü hücreye dönüşebilme özelliğine sahip,'
de?!!
Söylendiği gibi hastalıkların tedavi edileceği, insan ömrünün uzayacağı bir sürece mi giriyoruz; yoksa insanları bekleyen ciddi tehlikelerin ortaya çıkaracağı sorunlarla uğraşılacak bir döneme mi?

1930'larda Aldous Huxley’in yazdığı "Brave New World/Cesur Yeni Dünya" adlı kitabında şu soruları soruyordu;
İnsan genetik şifresinin tamamen çözülmesi bazı endişeleri de beraber getirmektedir. Bu bilgilerin olumsuz kullanımı engellenebilecek mi?
Genetik bilginin kullanımının engellenmesi pratik olarak mümkün olmadığına göre,
‘sadece bir bilim adamı kimsenin bilmediği ve görmediği yerde araştırmalarını yapabilir’ bu tehlikenin nasıl önüne geçilecek?
Genetik bilgilerin kötüye kullanılmasını önlemek için etik kurallara uyulmazsa ne olacak?
Aldous Huxley; ‘İnsanların genetik yapılarına göre, sınıflara ayrıldığı ve içinde bulundukları sınıfların genetik yapılarına göre yaşama imkânı buldukları bir dünya’ tasavvuru kuruyordu.
Bu yol mu açılmış oldu?
 
Gerçekten neler oluyor?
Mükemmel ırk yaratmak mümkün mü?
Genetik bilimi insan vücudunun şifrelerini çözmesiyle endişelerde alevlendi!!;
Bilim adamları attıkları bu adımı hayat kurtarmak için kullansa da, bilimde gelinen son nokta ‘mükemmel ırk’ tartışmasını gündeme getirdi.
Şimdi soru şu: Eğer elinizde olsaydı dünyaya gelecek çocuğunun genetik kodlarını belirlemek ister miydiniz?
Bu sorunun cevabı, haber bültenlerinde haber konusu oldu bile;
Artık doktorunuza; “mavi gözlü, sarışın… özellikleri olan” bebek siparişi verebiliyorsunuz…
Önce kulağa hoş geliyor ama deruni düşündüğünüzde insan irkiliyor;
Tamam, iyi niyetli insanlar, anne-baba böyle istekte bulunabilirde,
ya kötü niyetli bir insan, “özürlü insan” siparişi verirse,

toplumun geleceği ne olur?
Bilim Kurulu Tıbbi zorluk/zorunluluklardan bahsededursun,
Yani;

Gücü elinde bulunduran, kafayı sıyırmış insanların, kendi zihniyetlerinde oluşturacağı laboratuarlarda seri üretime geçerlerse,
insan ırkının sonu ne olur?  
Hatta, kötü niyetli insanlar, hırsız, üçkağıtçı, dolandırıcı, sahtekar, adam kayırma, yalancı, gibi bir geni kaldırırlar mı,
yoksa bu geni kopyalayıp daha çok insanlara bulaştırırlar mı?
İllaki bu kötü huylar belki doğuştan gelen özellikler değil ama laboratuar ortamında bozulan embriyodan…
Bu işin bir de dini boyutu var tabi…
kader…
DİYANET ? ...

Dolayısıyla, bugün de popüler tartışmalardan çeşitli bilimsel araştırmalara kadar, insan geni üzerinde yapılacak olumsuz çalışmalara dikkat çekilmelidir.
Geçmişte, 19. ve 20. yüzyıllardaki milliyetçi/şoven yaklaşımlara, üstün ırk nazariyelerine benzer zulüm pratiklerine zemin hazırlamamak için, şimdiden yapılacak çalışmaların etik sınırlamaları dikkate alınmalıdır.

Kalıtımsal hastalıklara çare bulmak maksadıyla, İnsanın Genetik Şifresi çözüldü; iyimserlik…
Lakin daha hastalıklara başlanmadan bugün  ‘Mükemmel Irk’ tartışması! başladı; kötümserlik…
tabi ki iyimserlikten yanayız da,
Sorgulamak hepimizin hakkı;
GDO’lu ürünleri yedirmiyorlar mı  bize?
Önce, yiyeceklerin genleriyle oynamadılar mı; nektari!
Sonra,  hayvanların; Dolly!
ve genetik değişime uğramış mutant hayvanlar Amerika’da seri üretime geçti.
(…) Habervitrini'nin haberine göre yeni çağın evcil hayvanları olarak adlandırdıkları projede kullanılan hayvanlar da genetik değişime uğramış mutant hayvanlar ve içlerinde chip de takılı. Nefes alıp verebilen, kalp atışları değişen ve günlük olarak beslenilebilen bu canlılar, minimal bir yaşam destek ünetisiyle birlikte satılıyor. Bu yaratıkların hepsinin karakterleri de birbirinden farklı. Markette 'raflardaki' hayvanlar, bir boru ile özel yapım raftaki besleme sisteminden besleniyorlar ve sürekli 'taze' kalıyorlar…
Ya şimdi sıra kimde?
Kendi sonumuzu mu hazırlıyoruz yoksa!!
değil mi!!!
Konumuza dönersek;

Doğal seleksiyon varken, emriyolarlarla oynamak niye?
El yapımı bebekler!
Etik değerler…
Fıtrat…
Allah’a Sipariş!
İman tehlikede mi acaba!


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.