OYUM, TÜRK DÜNYASI’NIN GELECEĞİ İÇİN…

1071'de Anadolu fethedilirken, Malazgirt'ten Anadolu'ya giren askerler, Türkistan'dan gelen askerlerdi...
Uygurlardı, Kazaklardı, Türkmenlerdi, Özbeklerdi, Kırgızlardı... 1200'lü yıllarda Osmanlı'nın tohumları atılırken, 1326'da Bursa'nın fethi sonrası Osmanlı Devleti'nin temelleri kurulurken de Türkistanlı alp erenler vardı...
Çanakkale'de de biz vardık, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'nda da biz vardık... 
Gelinlik kızlarımızın altınlarıyla, kefen paralarıyla Kurtuluş Savaşı’na hem maddi katkıda bulunduk hem de Adana ‘da, Tarsus’ta, Gaziantep’te, Konya’da Kuvayi Milliye saflarında çarpıştık…

Manevi dünyamızın temellerini de atanlar Türkistanlı erenlerdi, evliyalardı... Yahya Efendi, Aziz Mahmud Hüdayi, Yunus Emre, Mevlana ve daha bir çok evliyamızın feyz aldığı kişiler de Türkistanlıydı...
Bahaüddin Nakşibendi, Sahih-i Buhari, ahmet Yesevi ve Emir Sultan... Bu şahsiyeler manevi dünyamızı şekillendirdiler....
Velhasıl-ı kelam Anadolu'nun vatanlaştırılmasında, manevi dünyamızın oluşturulmasında en büyük katkıyı Türkistan'dan gelen ecdatlarımız vermişlerdir... İşte bizler de bu ecdatların evlatları, torunları, nevreleri, çevereleri olarak, onların izinden yüzyıllar sonra bu topraklara, bu güzel şehir İstanbul'a geldik, göç etmek zorunda kaldık...

Ancak sığınmak zorunda kaldığımız bu topraklarda çocuklarımızı okutacak okul bulamıyoruz, sınıflar yetersiz...  Okullarada misafir öğrenci olarak değil, normal öğrenci olarak kabul edilmek istiyoruz…
Bizler, Afganistan'dan gelen, Türkistan'dan gelen, Irak Türkmeneli, Suriye Bayır-Bucak bölgesinden gelen bizler; Türkçe okumak, Türkçe yazmak istiyoruz, çocuklarımıza okul, sınıf veya derslikler yapılmasını istiyoruz...

Sağlık sorunlarının halledilmesini arzu ediyoruz. Suriye'den gelen mültecilere nasıl muamele ediliyorsa aynısını istiyoruz, en azından soydaşlarımızın acil servislerde tedavilerinin ücretsiz yapılmasını arzu ediyoruz... Bu bizim en tabii hakkımız...

Eğer söz konusu "mağduriyet" ise, Irak'tan, Suriye'den, Doğu Türkistan'dan ve Afganistan'dan gelen soydaşlarımız da Suriyeli Araplar gibi, Irak'tan kaçan Yezidiler gibi "savaş mağduru" insanlardır...

Ve en önemlisi bu toprakların vatanlaştırılmasında katkı sunan bizler, vatan diye geldiğimiz Türkiye'de ikamet sorunu yaşamak istemiyoruz...
İkameti olmadığı için, ikamet süresi bittiği için gözaltına alınma korkusu yaşamak istemiyoruz...
Biz bu vatanı kuran ecdatların evlatları olarak , Afrika’dan gelen göçmenler gibi KAÇAK MUAMELESİ görmek istemiyoruz…
Her şeyin ötesinde bir Türk olarak bu ülkede YABANCI MUAMELESİ asla görmek istemiyoruz…
Sözün özü vatan diye geldiğimiz bu topraklarda BAŞIMIZ DİK DOLAŞMAK istiyoruz…
Bu duygular içinde, bu önerilerimizin, sorunlarımızın dikkate alınacağını düşünerek seçimlerin hayırlara vesile olmasını diliyorum… dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.