Elda ELA

Birkaç gün önce sivil aracı polis aracı zanneden PKKlı bir grup, ateş açarak dört günahsız gencin yaşamına son verdi. Daha sonra PKK, “biz yapmadık, TAK yaptı” dedi. TAK, kimdi? PKK ile yola çıkan, daha sonra gruptan bağımsız hareket etmeye çalışan bir grup. Fark ne, düşünceler aynı değil mi? PKK; askeri, polisi vuruyor, öğretmenleri kaçırıyor. Diğeri sivilleri hedef alıyor.
Her ikisi de günahsız canlara kıyıyor. Niçin? Sözde Kürt halkının haklarını koruyabilmek için.
Asker ve polisle çatışırken birden sivile göz diken bir zihniyetin iyi niyetli olduğunu, hangi Kürt vatandaşımız düşünebilir?
Yıllarca devlet tarafından mağdur edildiklerine inandırılan doğulu vatandaşlarımızdan,  tüm halkının hakkını savunacağı yalanıyla kandırılarak dağlara çıkan insanlarımız, yıllar sonra da olsa kandırıldıklarını anlayarak teslim olmaya, örgütten kaçmaya çalışıyorlar. Kaçma eylemi fark edilenler, örgütte yer almaya devam edenler tarafından öldürülüyor. Teslim olanlar da bazı kaynaklara göre sözüm ona devletin kara ve hava harekatından korktukları için geliyorlar.
Oysa gözden kaçan ve belki de en önemli nokta; artık Kürt vatandaşlarımızın uyanmaya başladığı ve örgüt içinde de, örgütün iyi niyetli olmadığını görmeye başlayanların sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğu. Özerk bir Kürdistan kurulsa da, İmralı' daki serbest bırakılsa da, yıllardır yüz binlerce silah sayesinde halkı korkutarak bastıran örgüt önderleri, siyasete girip, oy isteme ezikliğini sindiremeyecekleri için bu kavga dövüş.Egemenlik ellerinde olmalı her vakit, ama biliyorlar ki siyaset kazanırsa onlara artık yer yok. Kandil’ deki de, İmralı’ daki de liderlik yarışında çok yara almış olacaklar geçen süre içinde. İşte bundandır şiddetin bu kadar tırmandırılışı. Aslında korkuyor artık PKK ve devletin kararlı gittiği müzakere sürecine ragmen ateşkes bozuluverdi bir anda.

     Aylardır devam eden saldırılar yön değiştirmeye, sivilleri ve öğretmenleri hedef almaya başladı. Terör; ideali, gelecek nesilleri yetiştirmek olan günahsız öğretmenlere çevirdi yüzünü. Elazığ’ da okuldan eve dönmeye çalışan öğretmen servisini durduran terör örgütü mensupları, 4 öğretmeni kaçırmışlar. Yine Diyarbakır’ da bir öğretmen kaçırılmış. Hakkari’ de öğretmen eşini ziyarete giden bir mühendis, PKK’ lı grup tarafından yaylım ateşe tutularak katledilmiş. Ne için olursa olsun cana kıymak, hem de yolunda gitmeye uğraşan günahsızların canına kıymak hiçbir lugatta yazmaz ve kabul edilemez. Terör örgütü, sivillere yönelik yaptığı bu saldırılarla kendi pimini kendisi çekmiştir artık. Bundan sonra önemli olan vatandaşların daha çok birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleridir.  Tabii vatandaş bu şekilde hareket ederken, devlet de daha çok eğilmelidir bu konuya.

Gereği Düşünülsün!!!!

Başbakanımız, Birleşmiş Milletler toplantısında, önüne gelen her devlete laf söyleyerek, Türk’ ün gücünü gösterdi bir kez daha!!!

Filistinli kardeşlerimize, dünyadaki fakir Müslüman halka Türkiye’ den yardımlar gitti, hala gitmeye devam ediyor. Dün gazeteyi okuyorum, bir haberde; Türkiye’ deki açlık sınırı 3 bin tl. oldu, deniliyor. Yani ailemle birlikte, açlık sınırının altında bir yaşamı idame ettiriyormuşuz meğer!  Hangi faktörler göz önünde bulundurularak bu sonuç çıkıyor karşımıza, inanın anlayabilmiş değilim. Çok zengin bir ülke olduğumuz için mi hala çocuğuna bakabilmek, ailesini geçindirebilmek için insanlar organlarını satmaya çalışıyorlar,  utana sıkıla dileniyorlar? Başka ülkelere güç gösterisi yapmadan evvel, öncelikle ülkedeki ekonominin eşit düzeyde iyileştirilmesi yerinde olacaktır.  Belli bir kesim geçmişten beri istediği gibi harcarken, hala diğer kesimde sessiz ölümler devam etmekte.

Filistin’ de silahla büyüyen çocukların videosunu izlerken gözleri dolanlardan kaçı, doğudaki miniklerin de tıpkı Flilistin’ deki çocuklar gibi mağdur olduğunu getiriyor aklına. Onlar çocuk, onlar günahsızlar. Belki de ellerini, kollarını sallayarak aralarında dolaşan gözü dönmüşler yüzünden, eğitim hakları bile ellerinden alınmış olan melekler. Dehşetin, savaşın soğuk yüzünü iliklerinde hissedenler. Batman’ da annesinin yanında gezmeye giden 6 yaşındaki melek ister miydi bu dünyadan ayrılmayı, hem de hiç uğruna anasından kopmayı. Daha hayatı tanımaya bile fırsat bulamamışken, ister miydi acı çekerek gözlerini yummayı? Devlet adamlarımız ölenlerin ardından bölgelere gidip acımız büyük, gereği yapılacaktır, sözleri etmek yerine bence artık gereğini gerçekten yapmalıdırlar.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.