Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan Kırmızıgül'e: Sen git Sait'in dudaklarına bak

Davutoğlu Mahsun Kırmızıgül'e, "O sanatçı gitsin yarı yüzü yanmış olan küçük Sait'in dudaklarından eksik olmayan tebessüme baksın" dedi.

02 Şubat 2016 Salı 17:50
Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan Kırmızıgül'e: Sen git Sait'in dudaklarına bak






Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan Kırmızıgül'e: Sen git Sait'in dudaklarına bak

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Davutoğlu burada yaptığı konuşmada isim vermeden arabesk sanatçısı Mahsun Kırmızıgül'e çağrı yaparak, Diyarbakır'da yaralanmasının ardından eşi Sare Davutoğlu ile birlikte Dışkapı Hastanesi'nde ziyaret ettiği Sait'i örnek gösterdi. Davutoğlu, "O sanatçı gitsin yarı yüzü yanmış olan küçük Sait'in dudaklarından eksik olmayan tebessüme baksın" dedi.

O SANATÇIMIZ YÜZÜNÜN YARISI YANMIŞ OLAN SAİT'İN YÜZÜNE BAKSIN

Bizim adaletimize, vicdanımıza, merhametimize şahitlik edecek o kadar çok insan vardı ki. Bir gün son nefesimizi verdiğimizde arkamızdan 'Biz aşsız, evsiz kalmadık' diyecek o kadar çok insan vardı ki, hamdettim Allah'a. Birileri birilerine gözyaşı döktürmek isterse, İsrail ya da Esed rejimi gibi zulmetmek isterse onun karşısında da sessiz kalacak kadar Allah'ın bize lütfettiği iktidar gücünden zayıf değiliz. O sanatçı hastanede ziyaret ettiğim küçük Sait'in gözlerine baksın. Yüzünün yarısı yanmış olan ama dudaklarında hiç eksik olmayan tebessüme baksın. Eşini ve bir çocuğunu kaybedip annesi Meryem'i ziyaret etsin. Diyarbakır, Çınar'da katledilen çocukların arkasında hangi zalimin olduğunu düşünsün ondan sonra zulümden bahsetsin. Aldığımız kararların sonuçları konusunda hesap vermeye de hazırız. Bu toprağın çocuklarına kim zulmederse onların karşısında merhametimizin derinliği kadar kudretimizin sesi vardır. Burada sivil toplum kuruluşlarımızla, kanaat önderlerimizle geleceği birlikte planlayıyoruz. UNESCO kültür mirasına girsin diye bizzat mücadele verdiğim Diyarbakır'ın acısını yüreğinde hissediyorum.
Başbakan Davutoğlu, terörle mücadele kapsamında hazırladıkları yeni eylem paketinin cuma günü açıklanacağını da söyledi.

İşte Başbakan Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları:

Bizi bölmeye çalışan gruplar oldu. Modernitenin bu anlamda en önemli farkı devlet örnek almasıdır. 12 Eylül sizi nesnelleştirmye çalıştı. Terör örgütleride sizi nesnelleştirmeye çalışıyor. Bu kritik süreçlerden sonra kararlarımızı verirken STK'ların kararlarına da önem vereceğiz.

Sizin kanaatlerinizide bütün politikalarımıza yansıtacağız. Bütün bu istişarelerden sonra valilerimizi Ankara'ya davet ettim. Valilerimizle istişare edeceğiz. Atmayı düşündüğümüz bütün adımları kamuoyu ile paylaşacağız. Hep siz teröre karşı çözümler aradınız. Sizler sağduyunun sesi, aklı oldunuz. Bizler geçmişte demokratik açılımları ve çözüm süreçlerini başlatırken en büyük güç odağımız siz oldunuz.

12 EYLÜL ZİHNİYETİ İLE PKK'NIN ZİHNİYETİ AYNIDIR

7 Haziran'dan sonra terör örgütleri düğmesine basılmış gibi ülkemizi karıştırmaya çalıştılar. Ülkemiz terörden kurtulacaktır. Her türlü tehlikeyi ve terörü bertarfa edecek kararlılıktayız. Bu mücadelede sonunda Türkiye terörden kurtulacak. 12 Eylül zihniyeti ile onun çıkardığı bölücü terör örgütünün zihniyeti temelde aynıdır. Diyarbakırımızın, Surumuzun mimari dokusunu koruyacağımızı söylediğimde, Toledo örneğini verdiğinde bugün baktık ki, bunu faşizm ve Franco rejimiyle karşılaştıralan ucuz yorumlara rastladık. Biz Franco'yu da biliriz, Stalin'i de biliriz, faşizmi de biliriz.

BU ÜLKEYİ PKK'NIN STALİST ANLAYIŞINA TESLİM ETMEYİZ

Bu ülkeyi 12 Eylül'ün izlerinden kurtaran AK Parti'dir. Bu ülkeyi PKK'nın Stalinizme karşı, faşizme karşı koruyacak olan yine AK Parti'dir. Faşist anlayışı bugün bulunduğu bölgede yaşayan terör örgütünün faşizmden konuşmaya hakkı yoktur. Bugün Suriye'de çok övdükleri PYD'nin ilk yaptığı kendisi gibi düşünmeyen KYB'yi bölgeden çıkarmak olmuştur. Eski Türkiye'de yoksulluklar, yolsuzluklar ve adaletsizlikler vardır. Türkiye demokrasi ayıplarını yıllarca yaşadı. AK Parti 2002'de iktidara geldiğinde bütün bu karanlık tabloyu değiştirmek için yola çıktı. 78 milyon kişinin kardeşliğini pekiştirmenin mücadelesini verdi. Türkülerin, şarkıların, yer isimlerin üzerinde bulunan yasakları kaldırdık. OHAL'i, DGM'leri kaldırdık. Bugün faşizmden başlayan anlayışa cevaben bunları söylüyorum.

TÜRKİYE BİR DAHA O KARANLIK GÜNLERE GERİ DÖNMEYECEK

Bu adımları atarken bu yasakçı düzenden beslenen pek çok iç ve dış çevreler karşımıza çıktı. Dirençler gösterildi, engeller çıkardılar, tuzaklar kurdular. Bizim kararlılığımız ve milletimizin desteği ile bütün tuzaklar boşa çıktı. Milletimiz cesaretimizi, kararlılığımızı gördü ve destek verdi. Türkiye eski karanlık günlerine asla dönmeyecektir. Güvenlik politikaları gibi bir kavram üzerinden Türkiye'yi 90'lı yıllara döneceğini idda edenlere söylüyorum, Türkiye demokratik kazanımlar konusunda en tutarlı, kararlı mücadele edeceğiz. Demokratik kazanımlar üzerinden özgürlüklerin istismar edilerek şehirlerimizi tahrip edenlere izin vermeyeceğiz.

BENİM GÖNLÜMDE ZULME BULAŞMIŞ BİR İZ VAR MIDIR DİYE SORDUM

Oradaki insanlarımızla aynı kıbleye dönen, aynı duygu dünyasını yaşayan biziz. Kimse tahriklere, algı operasyonlara bakmasın. Türkiye bugünleri mutlaka geride bırakacaktır. Biz daima haktan, adaletten yana olduk. Hiçbir zaman çok sesli demokrasiden başka bir rejimin özleminde olmadık.

Biz işçi, işsiz, aydın, akademisyen, sanatçı bir sıkıntısını dile getiriyorsa ona kulak verdik. Ahmet Davutoğlu olarak bu seslere hep kulak verdim. Anaların feryadını da duyacağız. Esnafımızın, tüccarımızın, sanatçılarımızın, aydınlarımızın samimi görüşlerini de dinleyeceğiz. Bugünlerde bir sanatçının zalim ifadesi kullanması üzerine döndüm acaba benim gönlümde herhangi bir zulme bulaşmışlığın bir izi var mıdır diye muhasebe yaptım. Şimdi o sanatçımızı da muhasebe yapmasını davet ediyorum. Hiç kimsenin gitmediği Arakan'da çocuklarla kucaklaşan birisi olarak onlara sorsun bizi. Gazze'de bombalar altında 'burayı bir an önce terkedin' dendiğinde orada küçük bir kızın annesiyle yürek yüreğe verdiğimi düşünsün. Rabbime hamdettim. Dünyada böyle bir zulüm görmemiştim.

BİZİM KADERDAŞLIĞIMIZ VE KARINDAŞLIĞIMIZ BAŞKA ÜLKELERDE YOKTUR

Türkiye'yi mahkum etmek ise burada otoriter bir yapı için çalışıyorlar. Türkiye demokrasiyle yönetiliyor. 1 Kasım'da herkesin eşit şartlarda girdiği demokrasi yarışını yaptık. Türkiye'de herkesin hukuku devletin güvencesi altındadır. Demokrasi farklılıkların biradada olduğu düzendir. Türkiye'de de farklılıklar biradadarı. Nefret diliyle konuşanların karşısında biz varız. Her gün ateşe benzin döken beyanları görüyoruz. Herkes emin olsun yaraları saracağız ve hayat en kısa zamanda normale dönecek. Kuklayı da kuklacıları da biliyoruz. Yeter ki, zor zamanlarda birbirimizin sesini duyalım. Birbirimizin gözünün içine bakarak dertleşelim. Bizim kaderdaşlığımız, karındaşlığımız ve vatandaşlığımız başka hiçbir ülkenin tarihinde yoktur. Kıblesini şaşırmış olanlar bizi anlayamazlar. Terör örgütleri bizim kalbimizdeki muhabbeti sökemez.
Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Demokrasimizi özgürlükçü, adil ve ileri bir anayasayla taçlandırmakla kararlıyız. Çözümsüz hiçbir meselemiz yoktur. Hükümet olarak terörle mücadele kapsamında sürdürülebilir huzur için yeni bir eylem planı hazırladık. Cuma günü Mardin'de bütün istişarelerimizin ürünü olan, sivil toplum kuruluşlarının da yansıdığı eylem planını kamuoyunda açıklayacağız. Eylem planımızda ekonomik ve sosyal sorunların telafisi için gerekli adımları atılacaktır.
Son Güncelleme: 02.02.2016 17:54
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.