'Bu belgelerin gerçek olmadığı ortaya çıktığında ne yapacaksın'

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "Sen çıkıyorsun isimler vererek insanlara dönük haysiyet cellatlığında bulunuyorsun, adeta itibar suikasti yapıyorsun, günün sonunda bu belgelerin gerçek olmadığı ortaya çıktığında ne yapacaksın." dedi.

28 Kasım 2017 Salı 22:27
'Bu belgelerin gerçek olmadığı ortaya çıktığında ne yapacaksın'






ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin, "Sen çıkıyorsun isimler vererek insanlara dönük haysiyet cellatlığında bulunuyorsun, adeta itibar suikasti yapıyorsun, günün sonunda bu belgelerin gerçek olmadığı ortaya çıktığında ne yapacaksın?" dedi.

Ünal, Bilkent Üniversitesi Politik Düşünce Kulübüne konuk oldu, "Siyaset ve Toplum" konulu açıklamalarda bulundu, öğrencilerin sorularını yanıtladı.

Siyaset denilen yapının, kurumsal niteliği itibarıyla toplumsal talepleri ve ihtiyaçları alarak, devlet aklına dönüştüren yapı olduğunu aktaran Ünal, siyasetin devletle toplum arasında önemli bir mekanizma olduğunu söyledi. Buradaki temel tartışmanın "devleti kim yönetecek?" tartışması olduğunu anlatan Ünal, "Devletle ilgili kararları verecek olan kimdir? Bunu toplum kendi mi verecektir, yoksa bir seçkin sınıf mı buna karar verecektir? Bu tanımlamalara göre, yönetim biçimlerinin ismi değişiyor. Demokrasilerde buna halk karar veriyor." dedi.

Demokrasilerde devletin kimin tarafından yönetileceğine temsil yoluyla halkın karar vereceğini belirten Ünal, "Halk ne bilir?" dediği andan itibarense artık orada demokrasiden bahsedilemeyeceğini bildirdi.

'İçeriden birileri de aynı eylem birliği ile hareket ediyor'

Demokrasilerde muhalefetin önemine değinen Ünal, şöyle devam etti:

"Muhalefet, demokrasilerde alternatif olan demektir ve çok önemlidir. Toplumda iktidar olmak için oy isteyendir, muhalefettir. Bizde muhalefet iktidar olmak istiyor mu? Hayır. İktidar olmak gibi bir niyeti yok. Gerçekten muhalefet mi yapıyor? Hayır, yapmıyor. Herhangi bir çözüm koymuyor. Şimdi bugün bir örneğini yaşadık. Biliyorsunuz ABD'de devam eden bir dava var. 17-25 Aralık'ta Türkiye'de denenmiş fakat sonuç alınamadığı için şu anda küresel ölçekte tekrardan denenen bir yargı operasyonundan söz ediyoruz. Uluslararası hukuk açısından hiçbir karşılığı olmayan, tamamen bir oldu bittiyle devam ettirilen ve bölgede olup bitenlerden bağımsız düşünemeyeceğimiz bir süreci yaşıyoruz. Türkiye bir istikrarsızlık çemberinin içinde kendi istikrarını korumanın mücadelesini veriyor ve son bir haftadan beri de bunun volümü yükseltiliyor. Bunun volümü yükseltilirken bakıyorsunuz içeriden birileri de aynı eylem birliği ile hareket ediyor."

Siyasi etik denilen bir unsur olduğunu hatırlatan Ünal, bir iddiada bulunan kişinin bunu ispatla yükümlü olduğunu bildirdi.

Masumiyet karinesine vurgu yapan Ünal, şöyle devam etti:

"Siz bazı iddialarda bulunuyorsunuz sonra da 'iddiayı ispatlayacağım' diye bazı belgeler gösteriyorsunuz. Elinizdeki belgeler eğer suç unsuru taşıyorsa bu belgeleri acilen savcılığa vermeniz gerekir. Paylaşmıyorsanız bu da bir suçtur. Sen çıkıyorsun isimler vererek insanlara dönük haysiyet cellatlığında bulunuyorsun, adeta itibar suikasti yapıyorsun, günün sonunda bu belgelerin gerçek olmadığı ortaya çıktığında ne yapacaksın? Sonra hiçbir şey olmamış gibi devam edeceksin. Siyaset sorumluluk almaktır, siyaset nezakettir, edeptir çünkü siyaset bir milletin karar verme hakkını temsil üzerinden devlete taşımanın adıdır."

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.