Demirtaş ifade vermeye gitmeyecekmiş

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılması ile haklarındaki dosyaların savcılığa intikal ettirildiğini belirterek, “Ben savcılara çağrı yapıyorum. Bize davetiye falan göndermeyin kardeşim. Gelmeyeceğiz. Götürecekseniz bizi zorla götüreceksiniz” dedi.

20 Haziran 2016 Pazartesi 03:19
Demirtaş ifade vermeye gitmeyecekmiş






Demirtaş ifade vermeye gitmeyecekmiş


Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılması ile haklarındaki dosyaların savcılığa intikal ettirildiğini belirterek, “Ben savcılara çağrı yapıyorum. Bize davetiye falan göndermeyin kardeşim. Gelmeyeceğiz. Götürecekseniz bizi zorla götüreceksiniz” dedi.

Selahattin Demirtaş, HDP Antalya İl Başkanlığı’nın düzenlediği iftar programına katıldı. Şafak Mahallesi’ndeki açık pazar yerindeki iftar programına partililer yoğun ilgi gösterdi. Selahattin Demirtaş, yüzlerce partiliye konuştu. Olağan, normal, sıradan günleri yaşamadıklarını belirten Selahattin Demirtaş, kritik, tarihi bir dönemden geçtiklerini söyledi. Ülkenin enkaza döndüğünü ve her gün giderek de mezarlığa dönüşen bir ülke gerçeği ile karşı karşıya olduklarına vurgu yapan Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yüksekova, Cizre, Silopi, Nusaybin, Şırnak yıkılmış, yakılmış, virane kentlere dönüşmüş. Zannediyorlar ki oralar yakılıp yıkılınca ülke zarar görmeyecek, sadece orası zarar görecek. Geri dönüp bakın Antalya viraneye dönüşüyor. İzmir, İstanbul viraneye dönüşüyor. Bunların hepsi yanlış politikaların sonuçları. 78 milyon olarak hepimiz bunun her gün zararını görüyoruz. Her gün acısını çekiyoruz. Defalarca çağrı yaptık. Bu tür sorunların çözüm yolu el ele vermektir. Birbirini düşman gibi görüp, vatan haini gibi görüp birbirini tehdit olarak ilan etmek değildir. Barbar, tecavüzcü, kendi İslam anlayışı adı altında faşizmi dayatan IŞİD anlayışı Türkiye’de artık hakim olmaya başladı. Tehlike her zamankinden daha ciddi.

Mevzunun ve meselenin bir başkanlık mevzusu, meselesi olmadığını herkes artık anlamıştır herhalde. Bir diktatörlük rejimi inşa etmek, bir saltanat, bir aile devleti, damadıyla çocuğuyla, çoluğuyla, yandaşıyla bütün Türkiye’nin nimetlerini ele geçirme, devleti kendi çıkarlarına, kendi hizmetine sokabilme mücadelesi var ortada. Başkanlık mücadelesi falan değil. Yokuş aşağı freni patlamış bir kamyon gibi, kamyonun kasasında bütün Türkiye toplumu, direksiyonda saraydaki zat, ehliyeti yok, diploması yok, ülkeyi kamyonla birlikte uçuruma götürecek. Israrla, inatla kendi saltanatını bu ülkenin başına bela edene kadar, kendi hanedanını sarayda kurana kadar devam edecek. Her gün yeni bir gerilim, her gün yeni bir çatışma alanı arıyor. Çatışma, gerilim olmadan sarayda bir gün bile kalamayacağını biliyor artık. İlle kan dökülecek. İlle insanlar birbirlerini boğazlayacak. İnsanları, tahrik ederek, tehdit ederek, birbirlerine karşı provoke ederek kendisine oy vermiş olanları, kendisine oy vermeyenlere karşı kışkırtarak ayakta kalabiliyor. Yaptığı budur. Aldığı oya güvenerek zannediyor ki sonsuza kadar artık iktidar ve devlet onun olacak. Her zaman bizi halk getirdi, halk götürür diyor ya, çok iyi biliyor ki bu söz doğrudur. Seni halk getirdi, tepetaklak halk götürecek. Ondan eminiz, ondan şüphemiz yok.”

 
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.