Öztürk'ün açıklamalarından satırbaşları:

"Türkiye'nin içerisinde bulunduğu hassasiyetler Sayın Başbakan tarafından iletildi. Ama asıl konu anayasa değişikliği ve buna bağlı olarak 31 Mart'ta gerçekleşmesi gereken AB ile uyum yasalarının konuşulması konusu görüşüldü. Anayasa konusunda kendilerine 2011 yılından itibaren, MHP'nin de öncülük yaparak teklif ettiği Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulmuştu. Şimdi bizim teklifimiz şimdi süreç devam ediyormuşçasına anayasada değişiklik süreci başlatılması. 60 madde anlaşılmış. 61'inci madde üzerinde konuşulmalı. Bu Başbakan tarafından kabul gördü. 21. yüzyılda Türk devleti, milletinin önünde engel teşkil edecek maddelerden arınması gerekiyor. Öncelikle sivil bir anayasa olması gerektiğinde hemfikiriz.

İçtüzük ile ilgili komisyon çalışmasının da kaldığı yerden devam etmesi yönünde teklifler oldu.

Biz MHP olarak 93 yıllık bir parlamenter tecrübemiz var. Parlamenter sistemimizin aksayan yönleri varsa gözden geçirilmeli ve öyle devam etmeliyiz düşüncemizi ortaya koyduk. Sayın Başbakan "hayır parlamenter sistem olmaz" demedi ama başkanlık sisteminin de tartışılması gerektiğini ifade etti. Biz her konuyu tartışmaya hazırız. Getirdikleri taktirde her konuyu tartışırız, başkanlığı zinhar kabul etmeyiz dedik. Başkanlık sisteminden yana olmadığımızı, hatta böyle bir konuyu tartışmanın bile lüks olduğunu ifade ettik. 

Parlamentoda bulunan tüm partilerin eşit bir şekilde temsil edilmesi kararlaştırıldı. Daha önceki tecrübelerden de hareketle 6 ayda bitirilmesi konusunu ifade ettiler. Toplumun en geniş katmanlarının katılımıyla, her STK'nın katkı vermesi imkan dahilinde olacak bir anayasa değişikliği üzerinde duruldu. Hassasiyetimizin olduğu noktalar da gündeme getirildi. Sayın Başbakan bu konuda sıkıntılarının olmadığını dile getirdi. 

Biz "flu bakıyoruz" dedik ama başbakan ve partisi şaşı bakıyor. Anayasa görüşmelerinde eşit sayıda milletvekili olması gerektiği konuşuldu. 

Terörle mücadelede kararlı olmaları gerektiğini, bize ihtiyaçları olması durumunda Meclis'te her türlü üzerimize düşen görevi yapacağımızı ifade ettik."