RUHUN BİR IRMAKTIR GÜLÜM

Akar yukarıda dağların arasında

Dağların arasından ovaya doğru

Ovaya doğru

Ovaya kavuşamadan bir türlü…

Diye yazar Nazım bir şiirinde.

***

Şairin anlattığı kavuşamamanın dışında, bir kavuşamama hali daha vardır ki insanın kendi ruhuna kavuşamaması, daha da dramatik olanı ise bunun farkında olmaması…

***

Zamanın akıcılığı” hız kazandıkça insan ruhunda, karşısına çıkan her şeyi önüne katan bir sel gibi “zamanın yıkıcılığına” dönüşüyor gitgide…

***

Hiç unutmam halk bilgesi, görme engelli, gönül gözü açık bir hanım hastam “Hocam, günlerin bereketi kalmadı artık” demişti bir keresinde...

***

Yaşam kültürleri, insan ruhuna çok dokunan Kızılderililere yakıştırılan bir söylenceye göre, Kızılderililer uzun bir yolculuğa çıkarken fiziksel yorgunluk olmasa bile, belirli aralıklarla mola verirlermiş, zamanın doğal akışını, geçişini, ruhlarını dinleyerek derinden hissederlermiş. Hızlı giderlerse ruh geride kalırmış. Ruh olmadan yapılan yolculuklardan ise hayır gelmezmiş…

***

Bir grup Avrupalı arkeolog, Meksika’da yüksek bir dağın tepesinde bulunan İnka tapınağına, bir yerli rehberin eşliğinde hızla yol alırlar. Yerli rehber birden durarak, olduğu yere çöker. Arkeologlar yerliye dönüp, şaşkın bir şekilde sorarlar, Niye durdun? Yerlinin cevabı koca bir kitabın ana fikri gibidir “O kadar hızlı gittik ki ruhumuz geride kaldı, onun gelmesini bekliyorum.

***

Yavaş bir trenle giderken, yol üzerinde ki objeleri seçerek, ayrıntılarını görerek ve düşünerek seyredersiniz.

Hızlı bir trenle giderseniz hızlandırılmış film sahneleri gibi aslında hiçbir şey görmezsiniz.

***

Mekânda yavaşlarken ruhunuza hızlanır, mekânda hızlanırken ruhunuza yavaşlarsınız...

***

Yaşamınızı anlamlandıramadan, ruhunuzun farkına varamadan, yaşanılan bir hayattan geriye kalan ne olabilir ki?

***

Ortega Gasset  “Üzerinde açık seçik fikirler geliştiremediğiniz bir hayat sizin hayatınız değildir” der.

***

Ölmeden önce ölünüz” Hadis-i Şerif-i, biraz da hayatın hızına ve akışına kapılmadan kendinle, ruhunla ve günahlarınla yüzleşmek, treni kaçırmadan ve son durağa gelmeden doğru insan olmak değil midir?

***

Kapitalizmin acımasız öğretileri “Hızlı balık yavaş balığı yutar” derken ve insanoğlundan bitmek tükenmek bilmeyen 100 metreleri en hızlı koşmasını beklerken…

***

Yaşamın ve bedenin hızına yetişemeyen insan ruhu, üzerinde ki basıncı azaltmak için, ruhsal sıkıntıların neden olduğu bedensel sıkıntı anlamında olan “psikosomatik hastalıklara” neden olacaktır.

Kaçınılmaz olarak “Ruh dili susarsa beden dili konuşacaktır.

***

Ruhunuz arkada kalmasın…



 





Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.