Prof. Dr. Ali Osman Özcan

    İnsanın sevinçleri mimiklerinde yansır. Bu mimikler nezaketen de olsa gülüşe zorlanır. Bazı insanlar gülünecek şey bulamayıp arpacık kumrusu gibi düşünürken, bazıları geçici yaşamın sevinciyle dolu kahkahalara boğulur. Kendilerinin nasıl baştan çıktıkları akıllarına bile gelmez. Bazılarını baştan çıkarmaya çalışanların tekniklerini görenler de bıyık altından gülmeyi tercih ederler. Bunların yanında şaklabanlık yaparak kitleleri eğlendiren neşeli soytarılar da gülüş alanında boy gösterirler.
    Şenlikler, düğünler ve oyunlardaki gülüşmeler dürüst gülüşlerdir. Bu gülüşlerde hilekâr ve düzenbazların güldürücü alayları yoktur. Fesatlık gülüşlerinin ne olduğunu pek bilmezler. Bayram ve seyrana cümbüşlere güler, gülücük dağıtmayı severler. Bu tür toplantılarda yapılan maskaralıklar insanlara hoş gelir. Gülüş veya gülme bir duygu olduğundan bulaşıcıdır. Gülünecek konu bulan biri katıla katıla gülerken, dizlerinin bağı da çözülebilir. Gülmekten kendinden geçen kişinin gülüşüne bazıları “Ölümü inkâr gülüşü” diyebilirler. Zira katıla katıla gülen kişi gülmekten kırılıp kendinden geçmiş biridir. Bu bilinç halinin bambaşka bir bilinç olduğunu, o bilinç düzeyine erişemeyenler bilmez.
    Eğlenceli, neşeli, dostça iletişim ve etkileşimlerle yapılan takılma ve şakalaşmalar insanın yaşamın canlılığını gösteren gülüşlere başlamasına neden olur. Özellikle cinsellik alanını bazıları gülme konusu yapmayı sever, bu alandaki şanssızlık ve talihsizliklere gülmeyi alay konusu etmeyi ve dalga geçerek gülmeyi tercih ederler. Bazıları gülüşmeler duyduklarında gülüşün kaynağına ulaşmaya çalışırken bazıları da koltuk altları gıdıklanmayınca gülmezler. Koltuk altları gıdıklananların gıdıklanma gülüşleri biraz farklıcadır. Gıdıklayan kişinin durumu onların gülüşlerini belirler. Bunun yanında imalı, kinayeli vb. gülüşler de vardır.
Güven duygusu, huzur, içtenlik ve toplumsal ortaklık gülüşmek için gerekli olan koşullardır. Bu koşullarda yaşayanlara “güleç insan” deriz. Onlar bir iletişim biçimi olan tebessümü de çok iyi bilirler. Neye, niçin, nasıl, neden, ne zaman, ne kadar, kime güldüklerini, gülüneceğini gayet iyi bilirler ve şamatalı gülüşlerden kaçınırlar. Zehirli bir gülüş olan bıyık altı gülüşe önem vermez, acı gülümsemeleri yeğlemezler.
Katıla katıla gülerken kendinden geçen insan olmak, hayat hapşırığının zevkine varmak demektir. Bu hayat hapşırığı gülüşün tetikleyicisi, kahkaha patlamasının başlangıcıdır. Ancak suç işleyip de annesine yakalanan çocuğun gülümsemesi ise bambaşkadır. Kendini sevimli göstererek annesinin duygularını istismar eden küçük yaramazlar, gülmenin sosyal yönünü de bu yolla öğrenirler.
Komik, trajik ve dramatik olan şeylere gülme kadar, kendi kendine gülebilme de bir erdem olarak gülüşün sosyal yönüne vurgu yapar. Gülüşün içeriğindeki estetik unsurlar kişinin akıl alanını da belirler. Örneğin idam edilmek üzere olan biri “Bugün iyi başladı. Bu bana iyi bir ders olsun” derse bu kişinin aklına gülünebilir. Şakacı ruhların muzipliklerine herkes güler. Onlar parodileştirmeyi, karikatürize etmeyi, maske düşürmeyi, saçmalıklarla oynamayı, taşlama yapmayı çok iyi bilirler.
Gülüşün şiddeti, rengi, biçimi, bütünlüğü, esnekliği kişinin iç dünyasını da yansıtır. Yüzü gülmeyenin gözlerinde gülücük aramak da boşunadır. Mizah stratejilerini anlamayanlardan uzak durmak akıllıca bir davranıştır. Lakin şamatalı da olsa, gülüşmek güzel bir duygu paylaşımıdır.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.