Bu coğrafya bizim kaderimiz ama kederimiz değil!
Anadolu bir KALE ve biz de bu kaleden İslam coğrafyasının jandarmalığını üstlenmişiz!
Bu, aslında, BATI'nın bize biçtiği rol olsa da, tarih boyunca Türk Milleti hep İslam'ın sancaktarlığını yapmıştır.
Bu bakımdan Türkiye son kaledir, Türkiye düştü İslam coğrafyası düştü demektir, taki Allah bir başkasını sancaktar kılana kadar...
Yüz yıldır, bu son kalede direne direne dışarıdan gelen taarruzları hep püskürttük!
Ya şimdi?
Şimdi içeriden vuruyorlar, kahpece!
İçimizden, bizim insanımızı çalarak geleceğimize düşmanlık tohumları ekiyorlar!
Bu yüzyılın başında, Küresel Gücün dayattığı Yeni Dünya Düzeninde Türkiye’ye bir rol biçildi;
2003 yılında ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice: “BOP ile Türkiye Dâhil 22 Ülkenin Sınırları Değişecek” demişti! HATIRLADINIZ MI?
Arap baharıyla başlatılan bu proje sınırlarımıza kadar dayandı!
Maksatları bizi de içeriden parçalamak!
Bunu da neyle yapıyorlar? Etnik, mezhep, meşrep ve hizipçilikle!
Asala, PKK, PARALEL,DEAŞ … hepsi de aynı dış güçlerin tornasından çıkan maşalar?
Dün, Diyarbakır sokaklarında polis otolarını taşlayan o çocuklar, büyüdüler ve bugün büyük şehirlerde terör eylemi yapıyorlar!
“Dağ yapılanmasının yanında şimdi de şehir yapılanması çıktı!”
...
Bunu ben değil terör uzmanları söylüyor…
Peki, ülke olarak bununla nasıl baş edeceğiz?
Şöyle ki?
Biz, bozkırın yağız savaşçılarıyız, devletimiz güçlüdür evelallah.
Tedbir, dikkat ve istihbarat önemlidir; ister sivil, ister asker… hepimiz için geçerli!
Devletin yapacağı iş yılanın başını ezmektir, klişe olacak ama boşuna söylenmemiş;
Bataklığı kurutmadıkça sivrisineklerle baş etmek mümkün değildir!
Terörle yaşayamayız değil mi?
Biz bunu daha önce de yaptık:
Terör/ist için küresel sürek avı başlatılmalı; ASALA yöntemi ile TERÖR BAŞLARINI bulundukları ülkede imha edilmeli!