Uygurlara bir kavim adı olarak ilk defa Orhun anıtlarında rastlanır. Önce Hunlara, ardından Göktürkler'e tabi olan Uygurlar 6 yüzyılın sonlarına kadar bugünkü Moğolistan’da Moğoların ataları Juan Juanlarla birlikte yaşadılar. Göktürklerin zayıflaması ile birlikte Uygur beylikleri bir araya gelerek 7nci yüzyılda bozkırın özgür kavmi olarak bölgedeki halklarla özellikle Çinlilerle ticari, kültürel, siyasi ilişkilerini geliştirdiler. 

Daha sonra 744’de Basmıl ve Karluk boylarının da yardımıyla “Ötüken Uygur Devleti” olarak bilinen “Uygur Devleti’ kuruldu. 840 yılında yıkılan bu devletin ardından Turfan/Beşbalık bölgesine yerleşen Uygurlar burada “Koço Uygur Devleti”ni kurdular. Bu devletin yıkılmasıyla önce Kıtaylara ardından 1218’de Cengiz Han’a tabi olan Uygurların bir kısmı Issık göl civarındaki Karluklar ile birleştiler. Bir kısmı da Doğu Türkistan sınırları içinde Çağatay Hanlığı idaresinde özgürce yaşam sürdüler. 

10. Yüzyılda Karahanlılar Devleti’ni kuran Uygur boyları, Müslümanlığı kabul ederek, İslamiyet’in Uzakdoğu’daki temsilcisi oldular. Bir dönem “Hocalar” tarafından “şehir hanlıkları” tarafından yönetilen Uygurlar, yurt edindikleri Mançu Hanedanı’nın işgali altında isyan ederek 1863-1877 döneminde 17 yıl süren Yakup Han önderliğinde Osmanlı Devleti’ne tabi olan “Kaşgarya Devleti”ni kurdular.

1884’de tekrar işgal edilen Doğu Türkistan’ın adı, “yeniden ilhak edilen toprak” anlamına gelen “Sinkiang – Sincang” olarak değiştirildi. 1933-1934 döneminde Hoca Niyaz Hacı ve Sabit Damolla önderliğinde merkezi Kaşgar’da “Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti”, 1944-1946’da Ali Han Töre öncülüğünde merkezi Gulca’da “Doğu Türkistan Cumhuriyeti” kuruldu. Doğu Türkistan, Komünist Çinliler tarafından işgal edildi ve 1955 yılında bölgenin adı Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı “Sincang Uygur Özerk Bölgesi” olarak değiştirildi.

Türklerin anayurdu olarak bilinen Doğu Türkistan ve Moğolistan topraklarında daha evvel yerleşmiş olan Ari toplulukları assimile eden Uygurlar, tarihçi Grouset’in ifadesiyle bölgede “uygarlık öğretmenleri” olarak her bakımdan üstün bir kültür ve sanat birikimini ortaya koydular.


Geçmişte başta Çin olmak üzere komşuları ile dostça ilişkiler kuran Uygurlar; ilk yerleşik hayata geçen halk olup, yerleşik hayata geçişle beraber tarımcılık ve mimari de gelişmiş, medeniyette ilerlemeler kaydedilmiş, dünya uygarlığına önemli katkılarda bulunmuşlardır.

 Bugün dahi kullanılabilen binlerce kilometre uzunluğunda “kariz” denilen yeraltı içme ve sulama su kanalları inşa edilmiştir. Tahta harflerle matbaacılık yapan Uygurlar, kağıdı da kullanmışlardır. Bu sayede 14 ila 18 harften oluşan yeni bir alfabe oluşturmuşlardır. Moğol İmparatorluğu zamanında “katip sınıfı”nı oluşturdular. İlk müzik orkestrasını oluşturan Uygurlar, taş devrinden tunç devrine, tunçtan demir dönemine ilk geçişi yapan topluluktur. Mısır piramitlerinden daha gizemli “Bin Evler”in mimarı Uygurlardır. İlk Türk Ansiklopedisi, ilk sözlüğü olarak adlandırılan Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı “Divan-ı Lügat-it Türk” adlı kitap ile, Devlet yönetiminin nasıl yönetileceğinin anlatıldığı, Türk edebiyatının ilk mesnevisi olarak adlandırılan Yusuf Has Hacip’in kaleme aldığı “Kutadgu Bilig” adlı eser bu dönemde yayınlanmıştır. 

14 yüzyıldan sonra Özbeklerin de sahip çıktığı Çağatay döneminin önemli edebiyatçıları arasında yer alan Atai, Sekkaki, Lutfi ve Ali Şir Nevai gibi ünlü edipler ve Nevai’nin Türkçe’nin Arapça’dan üstün olduğunu ileri süren “Muhakemetül Lügayteyn” eseri ön plana çıkar. 

17 nci yüzyılda “Mühebbetname ve Mihnetkem” adlı mesnevisi ile ünlü Hirketi tasavvufi şiirleri ile meşhur Zelili, 17. Yüzyıl sonu ve 18. Yüzyıllarda, lirik gazelleriyle ün kazanan Nöbeti, ünlü “Leyla Mecnun” ve destan yazarı Abdurrehim Nizari; 19 yüzyıldaki Ziyai, Kaşi, Turdi Garibi, Molla Şakir, Molla Bilal Nazım,Garip Senem”in yazarı Şemseddin ve şair Tecelli ile 2000 yılında vefat eden Ziya Semedi gibi ünlü Uygur edebiyatçıların isimlerini zikredebiliriz.

Günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti egemenliği altında bulunan Doğu Türkistan bölgesinde yaşayan Uygurların dilleri Arapça alfabe ile yazılan Uygur Türkçesi’dir. Uygurların sayısı en az 30 milyon olarak ifade edilmektedir. Ayrıca Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Rusya Federasyonu, Pakistan, Türkiye, Amerika, Kanada, Avustralya ve AB ülkelerinde 2,5 milyon civarında Uygur Türkünün yaşadığı bilinmektedir.  

(*) İsmail Cengiz, Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti Başbakanı

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.