Başarılı bir seçim çıkardığı ve Başbakanlık yarışında ipi 3. kez
göğüsleyebildiği için.
Samimi söylemem gerekirse CHP'nin %3-5 puan daha
yüksek oy alabileceğini varsaymış ve muhtemelen bir koalisyon hükümeti
kurulması gerekeceğini düşünmüştüm.
En başarılı parti ise milletvekili sayısını 112 den 135'e çıkarmış olan CHP aynbı zamanda oy sayısınıda 7.317.808 den 11.087.705'e arttırabilmiş seçmen sayısını tam tamına 3.769.897 kişi arttırmıştır, bu başarıdır tartışmasız. AKP'ye gelince oy sayısını 5.071.641 seçmen arttırmasına rağmen milletvekili sayısının 341'den 326'ya düşmesine engel olamamıştır.
Sebep sadece seçim sistemi ve %10'luk barajdır.
Bu seçimlerde gözle görünen bir başka sonuç ise 2002 yılında çöp'e giden oy sayısının 14.243.659 dan ki bu kadar insanın verdikleri oyların temsilcileri TBMM'ye girememiş ve seçmenler seömedikleri milletvekilleri tarafından yönetilmişlerdir 4 sene boyunca.2007 senesinde temil edilmeyen oy sayısı 14 milyondan 4.537.752 'ye düşerken bunun nedeni aslında çok fazla sorgulanmışta değildir. Bana kalırsa gerek partiler gerekse oyveren insanlar oylarını seçilme sansı olan partilere vermeleri gerektiğini anlamaya başladılar ve oylarının heba olmamasına dikkat etmeyi öğrenme yoluna girdiler.
2011 'de yani bugün sevinçle görüyorum ki 42.8 Milyon seçmen oyundan
sadece 1.193.912 oy temsilcisini bulamadı. Bu halkın oylarını nasıl kullanması
gerektiğini öğrendiğini veya öğretildiğinin kanıtıdır.
SON 3 SEÇİM DÖNEMİ VE OY ORANLARI İLE MİLLETVEKİLİ SAYISI
|
PARTİ |
2002 % |
2002 VEKIL |
2007 % |
2007 VEKİL |
2011 % |
2011 VEKİL |
|
AKP |
34.28 |
363 |
46.56 |
341 |
49.98 |
326 |
|
CHP |
19.39 |
178 |
20.87 |
112 |
25.93 |
135 |
|
MHP |
8.36 |
0 |
14.26 |
71 |
13.04 |
54 |
|
BAĞIMSIZ |
0.996 |
9 |
5.23 |
26 |
6.59 |
35 |
|
Toplam |
|
550 |
|
550 |
|
550 |
KULLANILAN GEÇERLİ OY SAYISI
|
PARTİ |
2002 |
2007 |
2011 |
|
AKP |
10.848.704 |
16.327.291 |
21.398.932 |
|
CHP |
6.114.843 |
7.317.808 |
11.087.705 |
|
MHP |
2.629.808 Çöp'e |
5.001.869 |
5.577.451 |
|
BAGIMSIZ |
302.801 |
1.864.971 |
2.822.228 |
|
DIGER |
11.613.851 Çöp'e |
4.537.752 Çöp'e |
1.193.912 Çöp'e |
|
TOPLAM |
31.510.007 |
35.049.691 |
42.802.282 |
Gelelim Başbakanın seçim sonrası nutkuna.
Başlangıcı güzeldi, bütün halkı kucakladığını ve bu zaferin 74 milyonuun zaferi oldugunu söyledi. Çok hoş ve duygulu idi.
Ne zamanki Türkiye şehirlerinin seçim zaferini başka ülke ve şehirlerin zaferi olarak bir tuttu , işte orada endişe verici bir durum hissettim. Ankara'nın zaferi neden Ramallah ve Gazze'nin zaferi olsun? İstanbul'un zaferi neden Nablus ve Kudüs'ün zaferi sayılsın? Bosna , Şam ve Beyrut Türkiyedeki seçimin zaferini neden kutlasın?
İşte o nutukta çizilen tablo Osmanlı coğrafyasının haritasıydı ve niyetinin Bu cografyaya hükmetmek olduğu mesajını veriyordu. Kimsenin Türkiye'nin bu ülkeler'e savaş ilan edeceğini ve Osmanlı İmparatorluğunun sınırlarını genileteceği endilesi içinde olduğunu sanmıyorum , sanmıyorum da bu ifadelerin yerinin bu nutuk olmadığı görüşündeyim.Türkiye hangi coğrafyada isterse kendini geliştirebilir . ekonomik hatta siyasi ilgi alanı haline de getirebilir kuşkusuz ve bunda ticari bakımdan yararda vardır , ama bu söylemde sanki bir meydan okuma vardıki bence gereksizdi.
Benim rahatsız olduğum küçük bir detay ise BALKON'dan bu konuşmaların yapılması , ben sizin üstünüzdeyim havası veriyor. Televizyona yaklaştığımda ilk gördüğüm görüntü bana Arjantin Başkanı PERON'u ve balkon'unu hatırlattı. Tavsiyem odur ki Başbakanlar veya Devlet Başkanları milletin bu kadar yğkseğinde olmasınlar , düz ayak ve kendilerini seçen insanlar ile gözleri seviyesinde bir arada kutlasınlar zaferlerini. Ben bu balkon muhabbetini sevemedim.Kusura bakmayın .
Sonuç olarak AKP ve Sayın Erdoğan ile 4 sene daha birlikteliğimiz olacak demektir. Bu zafer sadece AKP'nin değildir kim kazanırsa kazansın kazanan veya zarar görecek olanTürkiye olacaktır. Ben Türk halkına inanıyorum , kimse Türkiye'yi yanlış bir yer'e götüremez, isterse de götüremez ,kaldı ki sayın Erdoğan'ın Türkiye'yi yanlış bir yer'e götürmek isteyecek gibi bir amacı olmadığından da eminim.Farklı yollardan gidecek olabilir , ama ne Türkiye'yi bazılarının korktuğu gibi bir şeriat ülkesi haline dönüştürmeye niyeti olabilir ne de ortaçağ karanlıklarındaki ülkeler seviyesine indirmek gibi bir hayali mevcuttur.
Türkiye muhalefet partileri olan CHP ve MHP'ye bağımsız Milletvekillerine (muhtemelen BDP) oldukça güç bir görev düşmektedir. Sadece Muhalif olmamalılar, Türkiye'yi hep birlikte çok daha iyi yerlere AKP ile birliket taşımalıdırlar.
Türkiye'nin önünde oldukça büyük hamleler vardır , Dış Ticaret dengesinin rayına oturtulması ve mazallah bir sıkıntı yaşanmasını önlemekte hükümet'e destek olarak bir arada hareketleri elzemdir 500milyar dola iç ve dış borcumuz olduğunu unutmamak lazım, evet az para değil ama Türkiye'nin kaynakları bunun altından kalkmaya müsaittir.
Çevremizde olan bitenlere bakacak olursak devrilen diktatörleri ve halklarına çektirdiklerini gözyaşları içinde izledim. Ve Gazeteci Adem Özköse'nin anlattıklarını izledikçe Türk insanına ve Türkiye'me olan inancımı bir kez daha pekiştirdim. Türkiye asla Suriye , asla Mısır ve asla Libya olmayacaktır.Türk halkı buna izin vermez. Arada kendini Türk'ten fazla Arap, Türk'ten fazla ümmetçi sayanlar olabilir , ama en aşırı radikal biler Suriye'deki rejim'in yaptırdığı rezillikleri yapmaz yapamaz. Kim ne derse desin Türk insanı Osmanlı devlet idaresi ve ardından da 87 senelik bir Cumhuriyet süecindeki demokrasi ile büyümüştür. Kimse Türkiye'den veya yönetiiminden korkmasın. Kim gelirse gelsin Türkiye'yi sadece daha iyi yerlere götürebilir.
Tebrikler Türkiye....
