Türk Dış Politikası mı, yoksa Davutoğlu + Erdoğan siyaseti mi demek lazım inanın bilemeyeceğim.

Ama gün geçmiyor ki Dışişleri Bakanlığı, Bakanı ve Başbakan Erdoğan birilerine kafa tutmasın, posta koymasın.

Son olarak ta  yıllardır  bakir olan kimsenin ne gaz ne de petrol aramadığı, hatta balıkçılık bile yapılıp yapılmadığından emin olmadığım Kıbrıs karasularında İsrail ile Kıbrıs Cumhuriyeti (bize göre Güney Kıbrıs) İsraillilere göre ise Yunan Kıbrısı, özerk ekonomi bölgesi anlaşması ve de ardından doğal gaz araması ve bulunmasını müteakip çok kızan, hatta savaş çıkar tehditleri ile  kızgınlığını belli eden Türkiye Başbakanı ve Dış işleri bakanı bu ke kez Kıbrıs Cumhuriyetinin özerk ekonomi bölgesi ilan ettiği alanlardan biri olan AFRODİT bölgesinde doğal gaz arama faaliyetleri için bir ihale  açmış ve 15 uluslararası şirket bu ihaleye katılmıştır.

Anlaşılan o ki T.C.’nin sözü Kıbrıs Cumhuriyetine geçmiyor ki bu kez şriketleri tehdit etmeye başladı. Bu ihaleye katılan şirketleri ihaleden çekilmeye davet ederek, çekilmezseniz bölgede olacak gerginlikten siz sorumlu olursunuz diyerekten de korkutmaya çaba göstermektedir.

Bu tutumun Türk Diplomasisi adına kara bir leke olduğunu düşünüyor ve devletler arasındaki siyasi meselelere şirketlerin ve meslek erbaplarının  karıştırılması kadar çirkin, komik ve gayri diplomatik bir durum olamayacağını ifade ediyorum.

Bu ihaleye katılan şirketler uluslararası camianın tanımış olduğu Kıbrıs Cumhuriyetinin yani boyu ne olursa olsun  bir devletin açtığı ihaleye  hukuk kuralları dahilinde katılmışlardır.kaldı ki Kıbrıs Cumhuriyeti  bizim henüz kabul edilmediğimiz Avrupa Birliğinin üyesidir. (Bu da başka bir ayıp ama kimin ayıbı tartışılabilir)

Peki KKTC’yi kim tanıdı şimdiye kadar? Sayın Erdoğan’ın kardeşleri tanıdılar mı acaba ? Kardeş derken öz kardeş demiyorum , tabii ki üvey kardeş olan Hamas ve FKÖ  Filistinli kardeşler tanımış mı dersiniz? Hayır kimse tanımamış.

Tanımamalarının en önemli sebebi nedir sizce, isterseniz ben size söyleyeyim, acıdır ama Türkiye istemeden hiç bir ülke KKTC’yi tanımaya kalkamaz.

Bu konuda benim şahsi bir girişimim olmuştu 2004 yılında İsrail Dış İşleri Bakanlığı ile  devrin KKTC Dış İşleri Bakanı  Sayın Serdar Denktaş için arabulculuk yapmayı denemiş ve neredeyse  Sayın Denktaş’ı davet ettirmek üzereydim. Bu safhada  İsrail’in KKTC’yi tanıması için talepte bulunmuştum. İsrail Dış İşleri Bakanlığının  yetkilisi sayın Sadi bizim bunu yapabilmemiz için öncelikle  Türkiye’nin bunu bizden resmen talep etmesi gerekir demişti. Çünkü herkes biliyor ki KKTC Türkiye’nin himayesi altındadır ve Türkiye’nin de bunu talep etmeside çok kolay değildir  maalesef.

Ne yazık ki Sayın Serdar Denktaş’ın daveti için yapılan hazırlıklar son anda  güme gitti çünkü aynı gün Sayın Erdoğan kendisini makamında ziyaret etmekte olan İsrail Enerji ve Altyapı bakanı Jozef Paritski’yi fırçalamakla ve İsrail bir Terör devletidir demekle meşguldü. Aynı gün 400 İsraillinin öldürülmesinden direkt olarak sorumlu olan ve ölüm emrini vermiş olan Şeyh Ahmet Yasin’i imha etmiş ve Sayın Erdoğan öldürülen İsraillileri hesaba sokmadan Şeyh Yasinin imhasına bozulmuştu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.