YAKALANMA DA NE YAPARSAN YAP!

Prof. Dr. Ali Osman Özcan
aozcan@skyturk.net


    Çevremize baktığımızda ahlak kapısı dışında bütün kapıların açıldığını görebiliriz. Ahlaki davranış kapısına sanki mühür vurulmuştur. Kamuoyunda bencillik yüceltilmektedir.
Ellerine bir taş geçiren çocuklar, güvenlik güçlerine taş yağdırmayı insan olma gereği olarak kabul etmektedirler. Sanki birileri onlara "Yakalanma da ne yaparsan yap! Kaç!" demiş gibi davranmaktadırlar. Devlet olmanın temel koşulu hukuk kurallarını uygulamaktır. Yasa boşluğunu bulmanın yolu da yasalara yakalanmamaktan geçmektedir. Art niyetli kişiler yasanın kurallarını çiğnemek, ihlal etmek için "Yakalanma da ne yaparsan yap!" kuralını ezberlemiş gibi uygulamaktadırlar.
    Bürokrasinin her kademesinde "Kitabına uydur da ne yaparsan yap!" kuralı her zaman ve her yerde uygulanan bir kuraldır. O zaman karşımıza hırsız, soyguncu, kapkaççı, hortumcu, cani vb. her türlü insan hiç vicdan azabı duymadan çıkabilmektedir. Vicdanın kara kaplı kitabı bir daha açılmamak üzere kapatılmış gibi bir durum ortaya çıkmaktadır. Hemen her meslekte ahlak kapısını kapatıp vicdan kapısını da kilitleyen insanlar çıktığında şaşırmamak gerekir. Rüşvet alanlar, aynı şekilde yakalanmama önlemi almaktadır. ATM soyguncuları yakalanmamak için MOBESE kameralarına lanet okumaktadırlar.
    Ömür dağına giden yollarda yürürken kişi "Ne yaparsan yap! Fakat yakalanma" kuralını uygulamakta hiçbir sakınca görmemektedir. Para ülkesinde yaşayanlar parayı ele geçirmek için yakalanmayacak şekilde davranmayı başkalarının gözünden uzak olmayı yeğlerler. İntihal yapan bilim adamları "Minareyi çalan kılıfını da bulur" misali yakalanmamayı güvence altına almak isterler. Kabilecilik kültürünü savunanlar, yakalanmamak için evrenselcilikten söz ederler. Kimsenin olmadığı yerde yasadışı işler yapanlar "Fırsat bu fırsattır" deyip akıllarına gelen düşüncelere altın kordon sarma çabasına girerler.

    Günlük yaşamda samimiyetsizlik ve dürüstlüğün kellesini uçuranlar dalkavuk olmadıklarını gizlemeye çalışıp "Yakalanma da ne yaparsan yap!" kuralını uygularlar. Hayatın kutsal yönünü inkar eden mutlu koyunlar vicdan ve ahlak kitaplarını kapatarak hem suçlu hem güçlü olma yöntemini kullanmaktan kaçınmazlar. Erdem duygusunun takibinden kaçanlar, erdemsizliğe doğru yelken açarlar. Erdemli olmayı erdemsizlikle bir tutanlar, uyuşturucunun bulandırdığı zihinlerde kurtuluş yolu arayıp dururlar. Akıldan çok duygulara önem veren siyasiler, duygu yüklü dilin çekiciliği yüzünden akıl dilinin eleştirisinden kurtulmak için bu dile yakalanmamaya çalışır ve onu düşman ilan ederler.
    Sermaye, para, komisyon, repo, faiz vb. dinine mensup olanlar ahlaki davranışın gücüne yakalanmamak için ondan kaçarlar. Azgınlaşan şiddet taraftarları kendilerini masum, mazlum ve mağdur rollerine sokarak hukuk kurallarını aşağılamaya, değerden düşürmeye çalışırlar. Yaşam zorluklarından kaçanlar "Boş ver gitsin. Unut her şeyi" kuralını uygulayarak sorumluluk bilincine yakalanmaktan kaçınırlar. İnsanın aklı ona ahlaki körlüğünü gidermesinde yardımcı olur. Duyguları da ayaklarının yere sağlam basmasını sağlar. Duyguları ve akılları ahlaki alandan uzaklaştırmaya çalışanlar, hukuk kurallarını da kaçabilecekleri şekilde düzenlemekten çekinmezler. Vicdani sorumluluk duygusundan korkanlar gösteriş için ahlaka sarılırlar. Vicdan denilen yoldaşımızla ilişkilerimiz, ahlaki yaygara ve şayialar koparan konuşma manyaklarının söylediği şekilde cereyan etmez. "Yakalanma da ne yaparsan yap!" kuralını bir kere daha gözden geçirmek millerimizin geleceği için vazgeçilmez bir nitelik taşımaktadır.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.