YILANLA KEDİ

Prof. Dr. Ali Osman Özcan
aozcan@skyturk.net

    Efsaneler çağından günümüze kadar gelen, hayvanlarla insanların birbiri ile konuşup anlaştığı bir olay aşağıda açıklanacaktır. Efsaneler çağında bir gün ormanda yangın çıkar. Yangından kaçan hayvanlar, kendi başlarını kurtarma derdine düşerler. Bu arada bir yılan ağaca tırmanarak “Can kurtaran yok mu?” diye yardım çağırır. Alevler ağaca yaklaştıkça yılan feryadını artırır. Bu feryadı bir insanoğlu duyar.

    İnsanoğlu yardım çığlığının geldiği tarafa yaklaştığında dalın ucunda alev topundan kurtulmaya çalışan yılanı görür. Yılan can havliyle yardım istemektedir. İnsanoğlu yılanın haykırışlarına dayanamaz; alevlerden atlayarak yılanı daldan bir sopa yardımıyla aşağıya indirerek kurtarır.

    Yangından kurtulan yılan insanoğluna teşekkür davranışları yaparken insanoğlunun boynuna dolanır. İçinde bir kıpırtı duyar. İçerden gelen ses, yılana insanoğlunu öldürmesini emretmektedir. Yılan birden teşekkür tavrını bırakarak insanoğluna “Artık dayanamıyorum. Seni sokup öldürmem isteniyor” der. İnsanoğlu az önce canını kurtardığı yılanın davranışına bir anlam veremez. “Böyle şey olur mu? İyilik yapana kötülük yapılır mı?” dese de, yılandaki kararlılık insanoğlu ürkütür. Çaresiz kalan insanoğlu yılanla anlaşma yolu arar. Lakin yılan insanoğlunun boynunda, onu sokmaya hazır bir hâlde beklemektedir.

    İnsanoğlu yılana bu davranışının adil olup olmadığı konusunda hâkimlere danışılması gerektiğini, üç hâkimin üçünün de ortak olarak vereceği karara göre hareket edilmesini teklif eder. Yılan kabul eder. Fakat insanoğlunun boynundan inmez.

    Yılan ve insanoğlu önce öküzü hâkim olarak belirlerler. Öküz, yılan ve insanoğlunu dinledikten sonra insanoğlundan şikâyet etmeye başlar.  İnsanoğlu için çalıştığını, ona her türlü yardımı yaptığını; fakat insanoğlunun öküzün kadrini bilmeyip ona bıçak çekip onu kestiğini ileri sürer ve yılanı haklı çıkarır. Öküz “İyilik iyilik olsa koca öküze bıçak olmaz” ilkesinin insanoğluna uygulanmasını ister.

    İnsanoğlu öküzün hâkimliğinden memnun olmaz. Durumu bir de köpeğe sormalarını ister. Yılan, kabul eder. İkisi birlikte köpeğe durumlarını arz ederler. Köpek her iki tarafı dinledikten sonra insanoğlunun kadir bilmezliği, yapılan iyilikleri anlamadığını, köpeği hep kışın dışarıda, soğukta aç-susuz bırakıp eziyet ettiğini söyler ve yılanı haklı çıkarır.

    İnsanoğlunun ümidi iyice azalmıştır. Yılana yaptığı iyilikten pişman olmaktadır. Son bir ümitle yılana hâkim olarak kediyi teklif eder. Yılan hâlinden memnun ve davayı kazanacağı umuduyla insanoğluna “Evet, gidelim” der. Boynuna yılan dolanmış hâlde gelen insanoğlunu gören kedi durumun vahametini kavrar. Önce yılan, sonra insanoğlu durumu kediye anlattığında kedi “Ben ihtiyarım. Kulaklarım fazla duymaz. Ağır işitiyorum” der.
Yılanı dinlerken sürekli yılanın söylediklerini duyamadığını söyleyip durur. Yılan derdini anlatmak için insanoğlunun boynundan kafasını çıkarıp kediye olayı anlatmaya çalışırken kedi ani bir hareketle yılanın kafasını ısırır ve koparır.
İnsanoğluna dönerek “Bu dava bitmiştir” der. İnsanoğlunun ayakları dibinde yılan can çekişirken kedi insanoğluna “Bir daha iyilik yaparken iyi düşün” der ve mahkemeyi bitirir. Yılan oracıkta ölür.

    Rekabet toplumunda herkes birbirine rakipken yılan karakterli olanlar öküz ve köpekler tarafından yüceltilmektedir. Bu efsaneden alınacak çok dersler vardır.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.