Ahmet OKUMUŞ

            Son dönemde, yazılı ve görsel basın yayın organlarında trafik sigortalarında yaşanan kaos ile ilgili haber yoğun olarak çıkıyor. Hemen her gün zorunlu trafik sigortasına ilişkin ya bir gazetede ya da bir televizyonda ya haber ya da program var. Herkes gibi bende kendime göre sigorta primleriyle ilgili bazı incelemeler yaptım. Gördüm ki sözde sigorta primlerinin serbest bırakılması ile fiyatlarda beklenen indirimden ziyade bindirim olduğu kesin. İsteyen istediği gibi fiyatları artıyor. Şuan yaşanan dershanelerdeki kaosun bir benzeri. Nasıl ki her dershanenin kendine özgü bir fiyat politikası varsa sigorta şirketlerinin de kendine ait bir fiyat politikası var. Trafik sigortası zorunlu, fiyatı serbest. Dershaneler zorunlu değil, bundan sonra galiba kapatmak zorunlu olacak.

            Şoför esnafının yaşadığı bu durumu değerlendiren TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın’da sessizliğini bozarak şoför esnafının yaşadığı sıkıntıları yazılı açıklama ile dile getirdi. Bu konu ile ilgili TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’inde çeşitli açıklamalar oldu. İsterseniz TŞOF Başkanı Apaydın’ın açıklamalarına bir kulak verelim. “Hiçbir meslek kolunda o mesleği icra ettiği için cezalandırılmayan esnaf, şoförlük yaptığı zaman adeta cezalandırılıyor. Zorunlu trafik sigortası primlerinin serbest bırakılmasıyla beraber şirketlerin aşırı fiyat politikası şoför esnafını çileden çıkarıyor. Çünkü zorunlu trafik sigortası, esnaf için ikinci bir vergi oldu. Böylelikle şoför esnafının yükü her geçen gün artıyor. Sigorta şirketleri, taksi, tır, minibüs, otobüs ve servis aracı işleten esnafın zorunlu trafik sigortasını normal aracın 4-5 katı fazlaya yapıyorlar. Yani esnafımız sigorta şirketleri tarafından uygulanan zamlarla inim inim inletiliyor” diyor.

            Bu açıklamaların üzerine küçük bir araştırma yaptım. Ülkemizde 2013 yılı Ekim Ayı sonunu itibarıyla 17 milyon 734 bin aracın yaklaşık 4 milyon adedi ticari taşıtlardan oluşuyor. Yani toplam aracın yüzde 23’ünü bulan ticari araçlar, zorunlu trafik sigortasının yaklaşık yarısını ödüyor. Ülkemizde toplanan zorunlu sigorta prim tutarı olan 3 milyar 815 milyon 866 bin liranın 1 milyar 685 milyon 311 bin lirasını ticari araçlar ödüyor. Yani hiç hasar geçmişi olmasa dahi ruhsatta ticari ibaresi olan aracın primi en az beş kat artırılıyor. Anlayacağınız ilk sigorta olduğu zaman normal araçtan 4-5 kat fazla prim ödeyen ticari araç sahibi kaza yapınca yeniden cezalandırılarak fiyatı artırılıyor. Ama kaza yapmayınca ey taksici, dolmuşçu, minibüsçü neyse sen kaza yapmadın ben senden şu kadar fazla prim aldım bunu geri al diyen yok. Sigortayı yaparken risklisin denilerek artırılan sigorta kaza yapmayınca geri ödenmiyor. Ama kaza olunca katmerli bir şekilde artırılıyor.

Yukarıda söylediğim gibi bir araştırma yaptım. 2012 yılında otomobiller için sürücülerin ödedikleri ortalama trafik sigortası primi araç başına 205 iken bu rakam 2013 yılında 257 liraya çıkmış. Bu rakamlar ortalama rakam haberiniz olsun. Taksiler için 2012 yılında 991 lira ödenirken, 2013 yılında bu rakam 1.365 liraya yükselmiş. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. 2012 yılında yapılan toplam 13. 862.901 poliçeden ortalama 1.116.184.345 lira kar elde edilirken, 2013 yılının ilk 9 ayında yapılan 10.619.460 adet poliçeden 1.748.340.318 lira kar elde edilmiş. Tabi bu arada dava aşamasındaki ve durumu belirsiz olan tazminatlara muvazaalı tazminat diyorlar. İlgili mevzuat gereği bu muvazaalı tazminatları gider göstermeye imkân tanıyor. Bunları ekleyince 1 milyar lira zarar ettiklerini söyleyen sigorta şirketleri bu dosyaları çıkarınca 1,1 milyar lira kara geçiyor. Yani hem zarar gösterip vergiyi ya ödemiyorlar, ya az ödüyorlar. Hem de zarar gösterip sürekli esnafın primini artırıyorlar. Anlayacağınız hazinenin serbest fiyat uygulaması ilerleyen günlerde dershaneler gibi hükümetin başını bayağı yoracak gibi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.