İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde ilk defa lisansüstü eğitim yapan öğrenciler için açılış töreni yapıldı.
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde ilk defa lisansüstü eğitim yapan öğrenciler için açılış töreni yapıldı. Törene Rektör Prof. Dr. Nazım Ekren, Mütevelli Heyet Başkanı İbrahim Çağlar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. İlk defa lisansüstü eğitim yapan öğrencilerle birlikte açılış yapmayı düşündüklerini dile getiren İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, “İstanbul Ticaret Üniversitesi de son yıllarda geliştirdiği program ve bölümlerle yüksek lisans ve doktora program sayısını önemli ölçüde artırdı. Son olarak hem dış ticaret enstitüsünde, hem sosyal bilimler hem de fen bilimler enstitüsünde toplam 38 dalda, alanda lisans üstü eğitim yapıyoruz. 10 alanda da doktora programımız var. Son zamanlarda üzerinde durduğumuz ana konulardan bir tanesi de küresel sistemde dünya ölçeğinde itibarı yüksek olan uluslararası üniversitelerle işbirliği yaparak çift diploma programlarına başlamak istiyoruz” dedi.
ÖNCE MAKALE, SONRA TEZ
Üniversitenin üzerinde durduğu lisans eğitimi dışında en önemli konusunun lisansüstü olması nedeniyle stratejik planda çok net vurgular yapıldığını anlatan Rektör Prof. Dr. Ekren, “Yakın dönemde stratejik planını bittiği tarihte lisansüstü alanda da iyi bir marka olmayı planlıyoruz. Bugün sizlerle paylaşmayı uygun bulacağımız bu dönemden sonra da uygulamaya koyacağımız iki tane kritik husus var. Bunlardan bir tanesi ister yüksek lisans yapın ister doktora yapın, en az bir ya da iki sene derslerde harcıyorsunuz. Bir o kadar da tez yazmakla harcıyorsunuz. Hem zamanınızı hem de paranızı harcıyorsunuz. Ortaya çıkacak ürünün de kaliteli olması için geçen dönem iki karar aldık. Bunlardan bir tanesi yüksek lisans da olsa, doktora da olsa tez savunmasına girmeden önce ilgili arkadaşımızın tezinden mutlaka bir makale üretmesi gerekiyor. İkinci önemli husus tezleri savunmaya almadan önce en az bunun kadar önemli bir başka noktada üniversitemize bir program aldık. Bu program şu anlama geliyor. Özellikle son dönemlerde intihal olarak adlandırılan başkalarından gerekli referanslar yapılmadan alınan alıntılarda ciddi problemler çıkıyor. Bunları akademisyenlerimiz, hocalarımız yakından izliyor ama gözden kaçmasın diye Sütlüce’deki programda herkesin o programdan geçirilerek intihal olup olmadığı mutlaka test edilmesi lazım” diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, şu an konuşma yaptığı kürsünün, İstanbul Ticaret Odası’nda ilk Meclis Üyesi olduğu zaman genç yaşta heyecanlı ve ayakları titreyerek konuşma yaptığı kürsü olduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Üniversitemizin 2013-2014 akademik yılının açılışını gerçekleştirdik. Pırıl pırıl genç arkadaşlarımıza ‘hoş geldin’ diyerek, iş tecrübelerimizden, yaşadıklarımızdan, yaşamdan kalan çizgilerden nasihatlar vererek düşüncelerimizi paylaştık. Onlar ‘Hedefi iyi belirleyip, iyi bir yol haritası oluşturun’ dedik. Çünkü zaman içinde o yol haritanız değişiklikler gösterse de her durumda bir haritalarının olması gerektiğini onlara anlattık. Sizlerde bugün oluşturduğunuz yol haritası ile buradasınız. Belirlediğiniz hedefe doğru ilerliyorsunuz. Sizler 4 yıllık lisans eğitim ile yetinmeyip, eğitiminize yatırıma devam eden kişilersiniz. Çünkü bilgi çağının en büyük sermayesinin yetişmiş insan gücü olduğunun farkındasınız.”
TÜRKÇE KİTAP YAZMAYA DESTEK VERİN
Toplumların gelişmesi ve yarınlara hazırlanmasında en büyük enerji kaynağının bilgi olduğunu ancak bilginin sonsuz bir kaynak değil, üretilmezse tükeneceğinden bahseden Çağlar, “Bilginin üretildiği en önemli yer de üniversiteler ve özellikle lisansüstü eğitim veren enstitülerdir. Çocukken bize otur yerine icat çıkarma derlerdi, hayır arkadaşlar icat çıkarın. Üniversitemize, İstanbul Ticaret Odası’na hatta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne gelin icatlarınızla biz orada sizlere destek verelim. İki tür bilim insanı var diyoruz, bazı bilim insanları var olan bilgiyi yeniden üretirler. Bazı bilim insanları ise yeni bilgiyi arama ve bulmanın peşindedirler. Size ikinci gruba girmenizi öneriyorum. Çünkü var olan bilgiyi yeniden üretenler kaçınılmaz olarak tekrara düşüyorlar, şaşırtıcı olmaktan uzaklaşıyorlar. Sizlerden birinci ricam araştırma ve tez konularınızı seçerken Türkiye için katma değer üretecek, gerçek sorunlardan hareket edin. Türkçe’ye gereken önemi verin, üniversiteler ve akademisyenler olarak Türkçe kitaplar yazılıp, makaleler yayınlanmasını teşvik etmeliyiz. Ancak bu şekilde bilimi topluma sunmamız kolaylaşır” dedi.
