6 Mayıs 2020

“Karantinamızın 54.günündeyiz.”

Tayland Uzakdoğu’ya yaptığım ilk seyahat.Dubai aktarmalı “Yedi gün”için programlanmış tatilim nasıl oldu da uzamak zorunda kaldı.Fırsata çevirdiğim aksiliklerle dolu dolu bir tatil.Booking üzerinden hotelimi ayırmış,gideceğim ada turları biletimi almış,bir haftalık yiyeceğimi mini bir bavula hazırlamıştım,her seyahatimde bir bavulum yemek sallama çayım,kaşar peynir,zeytin,nutella ve bir büyük Trabzon ekmeğim;)

Savunuyorum çünkü buna inanıyorum.Korkmayın cesaretli olun öğrenmekten ,görmekten bıkmayın farklılığı görün ölçün.Karakteriniz birtane ama kıyafetleriniz çok olsun,her yörenin,her semtin,her şehrin kıyafetini taşıyabilesiniz.Her telden çalabildiğiniz de hayat çok daha zevkli ve çekilir hâl alıyor.Çeşit çeşit olun ki,çeşit çeşit insan tanıyıp,çeşit çeşit fikirlere,düşüncelere algılarınız açık olsun.Dünya da ki; bütün dilleri bilmeyin ama bütün görüşleri bilin,sevin saygı duyun.Saygı sevgiyi doğurur çünkü...

23 Mayıs 2017

 Dubai’de 8 saatim var aktarma uçakları özellikle tercih ediyorum böylece bir bilete ,iki seyahat almış gibi hissediyorum.Phuket vize istemediği için Dubai havalimanı  içinde  günlük vize alıp  şehre göz ucuyla bakıp geri döneceğim.Ortadoğu’nun Monaco’su burası ilk önce şehri en yüksek terasta izlemeliyim diyerek “The Dubai Mall”alışveriş merkezine geliyorum.”Burj Khalifa” 828 metrelik bu terastan şehir olağanüstü, bir kahve içip,mağazaları gezip dönüyorum.Neden bilmiyorum ama Dubai bana hep yapmacık gelmiştir zenginliğin getirdiği lüks insanların doğallığını  öldürmüş olmalı.

Dubai havalimanı için de palmiye ağaçları eşliğinde mescide gidiyorum,seyehat günlerim de özellikle  vakit namazlarımı kaçırmamaya dikkat ediyorum ,kendimi çok daha güven de  hissediyorum.Tabi burada gözlerim biraz dinlensin diyerek kapadığım da uçak saatini  kaçırıyorum,vardır bir hayır diyorum, iç  sesim ise alkışlıyor beni “Bodrum-İstanbul uçağını değil Phuket uçağını kaçırdın”dercesine.

Tekrar bir bilet alıyorum ve uçuşa hazırım on beş saat uçacağım, yanıma uyku ilacı aldığım için uçağa binmemle inmem bir olmuştu.

•Phuket Town

Buralı olmasakta buralıymış gibi yürüyorum,taksi kullanıyorum ben güvenlik konusunda harcama sınırım  olmamalı ,şanslıyım çünkü gece hayatım yok ,bu gezilerimde de işime yarıyor ulaşım da  bonkör yapıyor insanı.Ama bunu şehre indiğim ilk gün yapıyorum tabi daha sonra gün içinde toplu taşıma,bisiklet.Beni şehre kalabalığa ulaştırana kadar taksi ilk tercihim.Yol boyunca etrafı seyrediyorum ne kadar eski,evlerin dükkanların önü elektirik kablolarıyla dolu,trafik elektirikli bisikletlerden oluşuyor yağmur yağıyor sonra tekrar güneş açıyor ,deniz tatilini sevmediğim için Phuket için yanlış mevsim olmasıyla ilgilenmiyorum.Sokakta  herkes yemek yiyor yemek pişiriyor adeta.Hiç iştah açıcı olmasa da izletiyor.Tek başına eyalet olan bir yer burası,uzun yıllar Portekiz’e bağlı kaldığından Çin-Portekiz tropikal ada hoşbuldum.

Phi Phi ,Honey Moon,James Bond ,

Similian Adası,Racha Adası,Koh Rok Adası  ve yağmur ormanların da safari ,bu adaları ertesi güne bırakıp ilk gün dinleniyorum. Sabah erken saatte shuttle binip gidiyorum kolda mavi bir bileklik tekneye ,girişte güvenlik herkese poşet dağıtıyor ilk başta anlayamıyorum tabi Aman Allahım!Bu da ne böyle içeri de insanlar zehirlenmiş gibi her köşe de birileri çıkarıyor,onları gördükçe ben de Allah ne verdiyse söylemesi ayıp bir ay yediğim içtiğim çıkmıştır desem; (Tur içinde ki aktivitelere katılacak hâl kalmamıştı bende,manzarayı fotoğraflayıp hava alıyordum sanki heryer istiğfar kokuyordu ,enerjim tükenmişti bile.Otele dönüp önce çayımı  içtim oh be ;)

Ertesi gün,Tiger Park’ı ziyaret edip sonrasında  etrafı geziyorum ,bir kadın gülümsüyor dükkanın önünde ve içeriden gelen bir havlama sesi ,içeri girip köpeği sevip kadınla muhabbet ediyoruz oldukça samimi güleryüzlü.

Çantamı önümden hiç ayırmıyorum,burada en dikkat etmemiz gereken hırsızlık biraz yaygınmış.Yanımda fazla nakit bulundurmuyorum bu Türkiye’de de böyle ama özellikle yurtdışı ziyaretlerim de kart kullanıyorum.Pasaportum ve cüzdanımı sakına sakına otelin yolunu tutuyorum.Ailemle görüntülü konuşuyor iletişimimi koparıp onları merakta bırakmamak birinci önceliğim herzaman .

Bugün The LifeCo Spa'yı ziyaret edeceğim buraya kadar gelip uğramazsanız ,gelmeyin daha iyi ;) Tayland’ın Phuket bölgesinde gizli bir hazine. Yemyeşil bir doğanın içindeki Spa etkili bir arınma programı arayanlar için uzun süreli konaklama hizmeti vermektedir. Tesisin terapi odaları, yoga alanı, spor salonu, yüzme havuzları ve tamamen çiğ, taze ve organik malzemeler kullanılarak hazırlanmış birbirinden lezzetli yemekleri tadabileceğiniz benzersiz bir raw-vegan restoranı bulunuyor.Bugünü burada bitiriyorum.Yarın Patong. 

Hırsızlığın  en yoğun olduğu adadayım. Ben de o kadar dikkat etmeme rağmen ilizyonist hırsızlıktan nasibimi alıyorum tabi nasıl mı?Patong caddesi oldukça hareketli bir cadde,mekanların önünde içeriye zorla çağırılan müşteriler kaçarcasına hızlı adımlarla yürümeye çalışıyorlar,gündüz hâli buysa gece görmemem gereken bir cadde, yağmur öyle güzel yağıyor ki plaja doğru yürüyüp bir kaç kare fotoğraf alıp dönmeyi planlıyorum,cadde sonun da bir Türk Restoranı gözüme çarpıyor hemen önün de ise küçük bir Polis noktası .

Ve işte o an ,bir mağaza önündeyim, bir mont takılıyor gözüme denemek için elime alıyorum kabine girmeden olduğum yerde , direk giyiyorum sadece kollarımı geçirmemle çantamın gözümün önünden kaybolması 3 saniye olmamıştır.İlk başta algılarım kapandı adeta,sağa sola bakıyorum ortada yok nasıl olur bu kadar çabuk bu ne profosyenellik deyip anlamaya da çalışıyorum bir yandan,sonra mağaza görevlisine kameralara bakmasını söylediğim de görüyorum ki geçmiş olsun ,hemen polis geliyor ve görüntüleri telefonuna çekiyor bir kaç dakika önce gördüğüm Polis noktasına tutanak tutturup çıktım.Eee şimdi ne olacak !

İçimden okuduğum Ayetel-Kürsi’nin Fatiha‘nın haddi hesabı yok,derin bir nefes alıp saatler önce gördüğüm Türk Restoranına gidiyorum,ve durumu anlatıyorum.Telefonlarını kullanıp ilk önce aileme haber veriyorum, kartlarımı kapattırıyorum ve Türk konsolosluğu’nu  arıyorum mâlum pasaport da gitti.Konsolosluk Bangok’a gelip geçiçi pasaport almamı sonra dönebileceğimi söylüyor.Haftasonuna denk geleceği içinse geridönüş uçuş biletimi de yakmış bulunuyorum.Yine de sakinim.Ailem ve en yakın arkadaşım Bahar ,İstanbul-Tayland iletişimini çok iyi yürüttüler;)Kartım da bulunan paramın neredeyse 4 katını gönderdiler,bunu da Türk Konsolosluğu’nun hesabına attılar bende buradan çektim.Bir başkayız biz tohum olarak ,bambaşka bir milletiz ya.”Ne Mutlu Türk’üm”diyene;)  

İlk önce kendime bir telefon aldım ve tekrar başladım program yapmaya.

Bankog’a geçerken Pasaportuma giden güzergâhımı planlıyorum.

Surat Thani Tayland Körfezi’nin batı kıyısında bulunan bir il. Ko Samui,Koh Tao,Koh Phangan'ı göreceğim.Patong’dan Surat Thani’ye otobüs ile 4,5 saatte geldim.

Konaklama için Koh Phangan’ı tercih ediyorum.Vapurdan indiğim de karşımda balıkçı heykelleri.Burada  köpekler gerçekten içler acısı halde,gerçi insanları da krallarına tapan ona kölelik yapan ,sefillik içinde yaşasalar da ses  çıkarmayan bir topluluk,dünya da kız çocuklarının en değerli olduğu ülke malesef ki;bir gün bu duruma malesef diyeceğim ise hiç aklıma gelmezdi fakat koca bir malesef,burada yaşam fazlasıyla ilginç,gelelim bu yavruya  yara bere içinde karnı da açtı belli ki ,bir gözü  kapalıydı,yemek aldım sevdim  ben nereye, o oraya yanımdan hiç ayrılmadı hep benimle,ona Dost adını verdim.Booking üzerinden oldukça iyi yorumlanmış palmiye  ağaçları arasında ,denize sıfır bungalov burada konaklayacağım.Bu arada yemeklerim bitmişti günlerdir meyve yiyor ve dışarıda sadece çorba içiyordum ekmek ve çay burnumda tütüyor.

•Secret Mountain ,Dost ile buraya tam 3 saat yürüyerek geldik,yemyeşil ağaçlı yollarda evlerinin önünden satış yapan insanlar,egzotik meyveleri şekilden şekile sokmuşlar,sokak hayvanları da çok burada bir yandan Dostu diğer köpeklerden de koruyorum,

Allahtan insanlara karşı vahşi değiller  bu dikkat çekiciydi.Ayaklarım su toplamış olabilir ,yol boyunca gördüğüm manzara halk burada zor geçiniyor, hallerinden mutlu olmalılar ki ,her evin giriş kapısında krallarının fotoğrafı asılı.Buraya gelirken yolumuzun üzerinde  olan “National Park’a da uğruyoruz Dost burada serinliyor .Mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Ağaçlar arasında akan su buz gibiydi.Gün batımını izlemek için mükkemmel bir yer burası ,Yeşil cennet  ayaklarınızın altında bu kadar yürümeye değmişti.Taksiyle dönüyoruz (Dost’a da ücret aldılar)

Seni özleyeceğim Dost deyip sarıldım ,ah bu huyum çok çabuk alışıyorum ;(Onu ilk gördüğüm yere iskeleye geldik . Koh Tao için vapura bindiğim de  inanın hareket edene kadar baktı,ağlamak üzereydim gerçekten çok üzülmüştüm.(İstanbul’a döndüğüm de  Phangan’ın sosyal medya fotoğraflarına baktığımda Dostu görmenin mutluluğu,herkesin yanındaydı insanların her fotoğrafında o da vardı)...Dost insanları seviyor Dost insanlardan sevgi istiyor...

•Koh Tao kaplumbağa adası olarak da bilinen bir adadayım.Ada yolları bozuk yürümekte biraz zorlanıyorum.Burada temizlik görevlileri de yokmuş,bu yüzden şehri insanlar kendileri temizliyor çünkü çöp imha tesisi bulunmuyor.

Bir okulun içinde buldum kendimi yemek saatleriymiş,çocuklar sıraya girmiş yemeklerini alıyorlar, masasına oturan çocuklar yemeklerine başlamadan önce yemek duası ediyorlar ne güzel ,Türkiye’de yapılacak olsa bu ayağa kalkar bizim Aydın kesim,fakat şükretmek ne kadar özel birşey bunu çocukken öğrenmek çok daha özel bence.

Yanlış bir mevsim de geldiğim için sakin ada,bomboş plajlar nasıl da güzel.Doğayı dinlenirken görmek çok daha keyifli.

•Bangok Türk Konsolosluğuna gitmeden önce, bavulumun arasına sıkışmış olan pasaportumu günler sonra bulma sevinciyle burayı da görme fırsatı yakalıyorum.

Herkes bir şey satıyor,herkes bir şey alıyordu bu şehirde.Sağlı sollu sıralanmış sokak lezzetleri arkasında ,kiminde uzun kalamar şeridini kızartan bir kadın,kiminde rambutan meyvesini dikeninden fırlatıp  müşterisine sunan bir adam.Yüzen çarşılar  var Phraya Nehri’ne,küçük halk pazarında çubuğa geçirilmiş tatlı soslu,ananaslı tavuk el sallıyor mideme.Bense yarın ki dönüş uçağımın Türk Hava Yolları’nın yemeğini hayal ediyorum ...

Bongok’un 85km yakınında bulunan Ayutthaya’yı da gelmişken görmeliyim;

Ayutthaya merkezinde onlarca Budist tapınağı bulunmaktadır. Ayutthaya Tarihi Parkı isimli bu bölge 1991 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine alınmıştır. Ayutthaya'daki tarihi eserler ve müzeler Bangkok'tan günübirlik olarak ziyaret edilebilirler.

Şehirde, taş oymacılık, seramik, müzik aletleri yapımı ve tasarımı alanlarında gelişmiş bir el sanatları üretimi var....

Hoşçakal Tayland,Hoşçakal Dost