ABD'nin öne sürdüğü Çin Kartı'ndan Uygur Hakları Tasarısı çıktı

Demokrat Senatör Bob Menendez ve Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio tarafından sunulan "Uygur İnsan Hakları Politikası Yasası" başlıklı yasa tasarısının ABD Senatosu'nda ve Temsilciler Meclisi’nde hem Cumhuriyetçilerin hem de Demokratların ortak oyları ile kabul edilmesi şüphesiz diasporadaki Uygurları memnun kılmıştır.

ABD'nin ilgili kurumlarından, "Çin hükümetinin Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesi'nde uyguladığı baskı" ve "yaklaşık 1 milyon Uygur Türkünün yerleştirildiği toplama kamplarına" ilişkin kapsamlı bir rapor hazırlamasının talep edildiği “Uygur Hakları Yasası”na göre; ABD'de yaşayıp Çin'in uyguladığı söz konusu baskılara karşı harekete geçen Uygurların bölgedeki aile fertlerine yönelik tehdit ve kaçırma eylemlerinin de soruşturulmasının istendiği anlaşılıyor.

10 maddeden oluşan yasa tasarısında; Doğu Türkistan ‘da insan Hakları ihlalleri, kültürel değerler ve inançlara yönelik baskıların izlenmesi gerekirse yaptırımlar uygulanması belirtiliyor.
İyi niyetlerinden şüphe etmediğimiz ve şükran duyduğumuz Amerikalı senatörlerin bu insani girişimlerinin siyasete kurban edileceği endişemizi de kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Arzumuz; bu yasanın Trump tarafından da onaylanarak yürürlüğe girmesidir. Aksi halde Amerika’nın bir kez daha kendi çıkarları için Uygurları yem olarak kullandığı ortaya çıkacaktır.

Gerçekten de eğer bu tasarı imzalanır ve onaylanırsa diasporadaki Doğu Türkistan davası için dönüm noktası olacaktır; Çünkü, bu durum, Doğu Türkistan davasının “küresel sorunlardan” biri olarak dünya gündeminde sürekli yer almasını sağlamış olacaktır. Eğer imzalanmaz ise bir kez daha Amerikan menfaatleri uğruna Uygurlar “kullanılmış” olarak hatırlanacaktır.

Ancak; “Uygur Yasa Tasarısı”nın onaylanmaması, Uygurları moral olarak üzmesinin ötesinde en önemlisi Pekin’in elini güçlendirecektir. Pekin’in elinin güçlenmesi demek, sadece Doğu Türkistan’da değil, özellikle Uzakdoğu’da ve Rusya ile birlikte Avrasya coğrafyasında istediği gibi at oynatması demektir. Çin’in elindeki kozları kullanarak “ortak çıkarlar” uğruna birbirlerine “barış çubuğu” uzatarak bir süre daha “Doğu Türkistan” sorununun üstünü kapatacakları endişesini taşıyoruz.
Arzumu  insanlık aleminin; vicdanın sesini dinleyerek, Doğu Türkistan’da var olma mücadelesi veren 30 milyon insan için de “barış çubuğu” uzatmasıdır…