Çevre Yatırımlarını Yapmayan Santraller Acilen Durdurulmalı
Temiz Hava Hakkı Platformu'nun basın açıklamasında yer verdiği çarpıcı görüntüler, geçici faaliyet belgesi alarak 2020 yılından beri çalışmaya devam eden santrallerin bazılarından hala siyah dumanlar yükseldiğini gözler önüne serdi.
Ayrıca pek çok santralin, kül depolama sahasının yol açtığı kirliliğin suya ve toprağa karışmasını önleyemediği halde çalışmaya devam ettiğine vurgu yapıldı. Santrallerin geçirimsiz zeminli kül depolama sahası olmadan çevre izni almalarına olanak tanıyan “Atıkların Düzenli Depolanmasında Dair Yönetmelik”in Geçici 3’üncü maddesinin iptali talebiyle açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararı verildiğini hatırlatan Platform, çevre yatırımlarını tamamlamamış tüm santrallerin faaliyetlerinin acilen durdurulmasını talep etti.
Santraller Salgın Zamanı Halk Sağlığını Tehdit Ediyor
Platform temsilcileri, muafiyet süresi dolan santrallerin çevre izni alabilmek için gerekli yatırımları yapıp yapmadığının kamuoyuyla paylaşılmadığını belirtti. Geçici izinlerle çalıştırıldıkları sürede ortaya çıkan emisyon verilerine de aynı şekilde ulaşmanın mümkün olmadığını eklediler. Gerekli yatırımlar tamamlanmadan santrallerin çalışmaya devam etmesinin, temiz havanın hayati değerinin daha iyi anlaşıldığı COVID-19 salgını sürecinde halk sağlığı öncelikleriyle bağdaşmadığının altı çizildi.
Muafiyetler veto edilmişti ama yatırımlar hala yapılmadı
Atlı, kül depolama alanlarını mevzuata uygun hale getirmeyen santrallere de değinerek; “Mevcut kömürlü termik santrallerin küllerin geçirimsiz zeminli sahalarda depolanması konusunda da altyapı yatırımlarının yapılması gerekiyordu. Fakat, santrallere tanınan altı yıllık muafiyetin bitmesine beş gün kala yapılan ani bir yönetmelik değişikliğiyle kül depolama alanlarında gerekli çevre yatırımlarını sağlamayan santrallerin çalışabilmesinin önü açılmıştı. 2020 yılında sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri tarafından açılan davalarda söz konusu yönetmelik değişikliğinin; çevreye telafisi mümkün olmayacak zararlar verecek olması gerekçesiyle madde hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Kül depolama sahası yatırımları yapılmadığı halde yönetmelik değişikliği kapsamında çevre izni alabilmiş santrallerin izinleri artık geçerli değildir ve derhal faaliyetlerinin durdurulması gerekmektedir” dedi.
Afşin’de Kara Kar Yağdı
Kahramanmaraş Elbistan - Afşin Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu Üyesi İbrahim Yalçın “Filtre yapıldığı söylenerek açılan Afşin A santralinin iki ünitesi de Haziran ayından beri her gün eskisi gibi kül saçmaya devam ediyor. 2020’de santral kapandığında yıllar sonra ilk defa beyaz kar görmüştük ama bu kış yine Afşin’e kara kar yağdı. Çevre ve Şehircilik Bakanı “biz izliyoruz, eğer limitler aşılırsa kapatırız” demişti. Fakat burada santrallerin çalıştığı her gün zehirleniyoruz. Temiz hava için daha kaç yıl beklememiz lazım? Gerekli yatırımlar yapılmadan, sürekli yeni izinler vererek bu santrallerin çalışmalarına izin vermeyin” dedi.
Makine Mühendisleri Odası Enerji Grubu Üyesi Orhan Aytaç, “2019 yılından beri çevre izni veya geçici faaliyet belgesi alan santrallerin hangi yatırımları yaptığını ve ulusal limitlere uyup uymadığını bilmiyoruz. Sahadan, yerel basından ve sektör dergilerinden aldığımız bilgilere göre, yılbaşında kapatılan ancak Haziran 2020’de tüm veya bazı ünitelerine geçici faaliyet belgesi verilen Afşin-Elbistan A, Seyitömer, Tunçbilek, Çatalağzı, Soma B ve Kangal santrallerine yalnızca kükürt giderimi için geçici “kuru soğurucu püskürtme” sistemi monte edilmiştir. Başka bir iyileştirme yapılmamıştır. Santrallere buldukları bu ‘geçici’ çözüm, ülkemizdeki kömürün kükürt oranı ve yandıktan sonra oluşan kül miktarı çok fazla olduğu için verimli değildir” dedi.
Aytaç, Kahmaramanmaraş’ın Afşin ilçesinde artık kronik hale gelen hava kirliliğine de değindi: “Afşin’de Greenpeace Akdeniz tarafından 5 Ekim - 11 Kasım 2020 arasında dört farklı yerde yapılan 24 saatlik hava kirliliği ölçüm sonuçları, bazı günler kanserojen olan kirleticilerin Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği limitlerinin (PM10) tam 16 katına kadar aşıldığını gösteriyor. Türkiye’deki santrallerde kullanılan elektrofiltreler, kurulan “geçici” sistemin getirdiği ilave toz yüküne göre tasarlanmadığı için, hem kükürt salımı gerektiği kadar azalmıyor hem de eskisinden de fazla toz salımı olabiliyor”.
Temiz Hava Hakkı Platformu, 30 yılı aşkın süredir çalışan ve ekonomik ömrünü doldurmuş kömürlü termik santrallerin; yıllarca tanınan muafiyetler nedeniyle Çanakkale, Kütahya, Manisa, Muğla, Zonguldak, Kahramanmaraş, Sivas ve Muğla illeri başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok yerinde hava, toprak ve suyu kirletmeye devam ettiğini vurguladı. Bu illerdeki çevre kuruluşları tarafından muafiyetlerin uzatılmaması için 2019 yılında başlatılan ve 105 bin kişiye ulaşan imza kampanyasının devam ettiği belirtildi. Şubat ayında duyurulan bir araştırmaya göre, her gün 13 kişinin yaşamını kaybetmesine sebep olan Türkiye’deki kömürlü termik santrallerin; kimsenin istihdam sorunu yaşamayacağı adil bir geçiş planı ile emekli edilmesi çağrısı yapıldı.