Tasarruf tarih oldu, kriz kapıda

Tasarruflarımız Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesinde... alarm zilleri çalıyor

10 Ekim 2013 Perşembe 07:42
Tasarruf tarih oldu, kriz kapıda






Tasarruf tarih oldu, Kriz Kapıda
 
İster inanın, ister inanmayın. Türk milleti tarihinin en düşük tasarruf dönemini yaşıyor. Harcamaya, avmlerde gezmeye, ihtiyacı yokken alışveriş yapmaya, eskimeden yenisini almaya, kampanya deyip taksit taksit deyip karttan geçirmeye alışmış bir toplum tabi ki tasarruf edemez. Şimdi kime sorsak kenarda üç kuruş parası yoktur. Morpi kurullarında bile kazancının tamamını harcama yüzde 5'ini tasarruf et diye bir kural vardır. Ancak bizler maaş arkası kullanmaya, kredi kartı ekstrelerimizi arttırmaya, sürekli yenişeyler almaya o kadar alıştık ki, Bakan Ali Babacan bile Cumhuriyet tarihinin en düşük tasarruf düzeyindeyiz tesbitini yaptı. Tasarrufu olmayan bir milletin, geleceğini bile harcayan bir milletin başına her an herşey gelebilir. 
 
Büyükler gibi çocuklar da tasarruf etmeye yönelmeyip belli bir harcama alışkanlığını sürdürme çabası içindeler. Kimse benim gardrobum dolu, bu ürüne ihtiyacım yok demiyor. Kampanya idi, taksit idi, indirim idi derken kartlardan çekiliyor, krediler alınıp kullanılıyor, uzun dönemli banka borçları ise için cabası. Pek çok  aile bundan sonraki 10 veya bilemedim 5 senesini çalışıp bankaya kredi taksidi ödeyerek geçirmek zorunda. Milli Eğitim çoktandır yerli mallarını, tasarruf öğütleyen eğitim sistemini müfredattan çıkarmış durumda. Ailenin zor günleri için para biriktirilmiyor. Çalışıp bankaya faiziyle ödemek varken tasarruf yeni neslin pek alışık olmadığı bir davranış biçimi. Çift çift ayakkabı, dolaplar dolusu giysi, bir sürü işe yarar-yaramaz çin malı eşya, alınıp bazen de bozulduğu için çöpe atılan yiyecek  yani tüketimin bini bir para. Ancak tarih tasarruf etmeyen toplumların eninde sonunda bir krizle karşılaştıklarını, geleceğini ipotek altına aldıran nesillerin bir sonraki nesillere felaket bıraktıklarını bize öğretiyor. 
 
Her bolluğun ardından bir yokluk vardır
 
Türk ailesi eski neslin tasarruf alışkanlıklarına geri dönmeli. Tasarruf edemeyen bir toplumun ekonomik istikrarını sürdürmesi mümkün değil. Avrupa kapitalizmin ilk gelişim yıllarındaki ekonomik büyümesini Hıristiyanlığın biriktirme, tasarruf etme düşüncesine sarılıp harcamayıp tasarruf eden insanlarla temin etmişti. Tasarruf çocuklarımıza da öğretmemiz gereken bir davranış biçimidir. Aldığa paranın her kuruşunu harcayıp sonra da kart vs ile harcamalarına devam eden bir nesil var artık. Bu davranışlarının sonunun nereye gittiğinin de hiç farkında değiller. Tasarruf geleneğini sürdüren nesiller gerçek kalkınmayı sağlayabilir. Geleceğimizi ipotek altına almadan ülkedeki dönüşümü temin etmek için tasarruf yapmak durumundayız. En önemlisi de tasarrufa alışmak zorundayız. Yoksa sıcak para, o ülkenin sermayesi bu ülkenin sermayesi derken kendi kaynaklarımızı doğru yönlendirmeyi ve kendi yağımızla kavrulmayı unuturuz. Eğer hane harcamalarında tasarrufu esas almazsak kehanet değil kriz kapıda. Çünkü gerek ülkemizin gerek bizim zor günlerimiz için elimiz avucumuz boş kalır. Kapitalizmin harcamayı teşvik politikasının mağduru olmamak için tasarruflarımızı arttırmaya daha doğrusu tasarruf yapmaya alışmalıyız
. Yoksa zor günler kapıda.....
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.