Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da tüketilen kaçak çayın insan sağlığı açısından ciddi tehditler oluşturduğuna dikkat çeken Genel Müdür Sütlüoğlu, dünyada üzerine kar düşen çay bitkisinin yetiştiği tek ülke olan Türkiye’de pestisit olarak bilinen haşere zehri kullanılmadığını hatırlattı. Diğer çay üreticisi ülkelerin, sıcak iklim kuşakları nedeniyle pestisit kullanarak haşere mücadelesi yapmak zorunda kaldığını kaydeden Sütlüoğlu, şöyle konuştu:
"Avrupa Birliği ülkeleri artık ithal çaylarda pestisit oranlarının aşağıya çekilmesi için çalışma başlattı. Batı ve Avrupa ülkeleri çocuklar için sıfır pestisit şartı koşuyor. Çünkü pestisit çocuklara daha fazla zarar veriyor. Pestisitler başta kanser olmak üzere, kalp ve damar hastalıkları ile akciğer rahatsızlıklarına yol açıyor, zihinsel ve bedensel eksiklikler içeren doğumlara neden oluyor. Kaçak çayın içerisine yoğun dem vermesi için gıda boyası katılıyor, hızlı dem verdiren kimyasallar ekleniyor. Pestisit kullanılmayan çayımız ise dünyanın alanındaki en teknolojik fabrikalarında üretiliyor. Batılı ülkeler dışarıdan çay almak zorunda. Ama bizim böyle bir mecburiyetimiz yok. Böyle doğal ve sağlıklı çay varken, neden sağlığımızı riske ederek pestisit kullanılmış, gıda boyası ve kanserojen madde içeren kaçak çay içelim? Vatandaşlarımıza sağlıkları açısından ülkemizin doğal ve organik çayından içmelerini tavsiye ediyoruz."
FOTOĞRAFLI
