104 yıl önce dünya devleri Çanakkale'de diz çöktü
Türk ordusu ve milleti, yedi düvele karşı tam 104 yıl önce yazdığı destanın adıdır Çanakkale. Çanakkale geçilmez! Bir asır önce en modern savaş aletleri, güclü donanmaları ve kat kat üstün ordularıyla Türkiye'yi işgal için yola çıktalır. Çanakkale önlerinde kurulan milli siper, İngiliz ve Fransız ordularının çarptığı çelikten iman dolu zırh oldu. Türk ordusu Çanakkale Savaşları boyunca hem karadan hem de denizdebüyük bir zafer kazandı. Şehitlerimizin aziz hatırasını yaşatmak için şiirler, destanlar yazıldı. Düvel-i Muazzama'nın önünde diz çöktü Türk ordusunun zaferi Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale'de haykırdığı 'Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum' emriyle milletimiz için adeta yeni bir başlangıcın habercisiydi..ÇANAKKALE'DE NELER OLDU..
Çanakkale Savaşı bir savunma zaferidir. İtilaf Devletlerinin çok uzun süredir göz koyduğu topraklarda, dozu giderek artan saldırılarına karşı, bir ulusun kanı ve canıyla topraklarını, namusunu korumak adına yaptığı direniştir. Direnirken ölen, yaralanan, yaralansa da tekrar cepheye dönen subayın, askerin, Mehmetçiğin, Anadolu insanının emperyalistlerle şanlı mücadelesidir. Birinci Dünya Savaşı’nda kurulan ittifakların bir cephesinde Almanya, Avusturya-Macaristan, İtalya ve Türkiye, diğerinde ise İngiltere, Fransa, Rusya, Avustralya ve Yeni Zelanda bulunmaktaydı. Rusya’ya pay olarak Boğazlar sözü verilmişti.ÇANAKKALE SAVAŞI
3 Kasım 1914 günü, Mondros Limanı’nda (Limni Adası) üslenen İtilaf Devletlerine ait savaş gemileri, Çanakkale Boğazı’ndaki Türk savunma gücünü ve topların menzilini ölçmeyi amaçlayan bir deniz saldırısı gerçekleştirmiş ve sonra çekilmiştir. Ancak pusuda bekleyen donanma, 19 Şubat 1915’te, 12 savaş gemisi ile geri döndüğünde, Çanakkale Savaşı başlamış oldu. Yoğun top düelloları, hatta Seddülbahir’e yapılan başarısız bir çıkarmayla sonuçlanan bir dönemin sonunda Birleşik Kuvvetler Boğaza hakim olamadılar. Tüm şiddeti ile tekrar 18 Mart’ta taarruz eden ve Türk batarya ile tabyalarını yoğun ateş altına alan düşman, yine bir netice alamamış ve büyük bir hezimete uğratılmıştır. Taarruzlarını aşamalar halinde denizde ve deniz altında sürdüren Birleşik Donanma, ilk kara çıkarmasını ise 25 Nisan’da, güneyde Seddülbahir’e, batıda Arıburnu Koyu’na yapmıştır. Arıburnu yöresinde, Mustafa Kemal’in yerinde müdahaleleri sayesinde, Anzak kuvvetleri hedefledikleri hakim tepeleri alamamış, buna karşılık her iki taraf büyük kayıplar vermiştir.Aynı şekilde, Seddülbahir bölgesinde, beş ayrı noktadan yapılan düşman çıkarması sert Türk direnişi karşısında çaresiz kalmış, yarımadanın içerlerine doğru ilerleyememiştir. 2 Ağustos’a kadar sürecek deniz destekli kara taarruzlarından sonuç alamayan İtilaf Kuvvetlerinde hayal kırıklığı yaşanacaktır. Bunun üzerine, donanma komutanı General Hamilton, çok gizli ve etkili, sürpriz bir planı devreye sokacaktır.Buna göre düşman, 6 Ağustos’ta, şaşırtıcı olabileceğini düşündüğü bir hareketle, Arıburnu ve daha kuzeyde Suvla Körfezi’ne çıkmayı planlamıştır. Plan dahilinde Seddülbahir’de ve Saros Körfezi’nde oyalayıcı taarruzlar da düşünülmüştür. Maksatları önce kuzeye ilerlemek, ardından ani bir dönüşle güneybatıya yönelerek Anafartalar ve Kocaçimen Tepeleri ile Conkbayırı’nı almak, Kilitbahir’e ulaşmaktır. Bu ise Boğaza hakim Türk savunmasının tamamen çökmesi demektir.Türk kurmayı ve Mustafa Kemal için şaşırtıcı olmayan, zaten beklenen hareket tarzı, Boğazların savunmasından mesul, çapsız ve deneyimsiz I. Ordu Komutanı Mareşal Liman von Sanders’in karar ve emirlerinde ne kadar hatalı olduğunu göstermiştir (Ona göre düşman başta Saros ve Asya yakasında Beşige’ye çıkacaktı). Düşmanın amacını derhal farkeden Mustafa Kemal’in, yerinde ve zamanında yaptığı müdaheleler, karaya çıkan kuvvetleri önce durdurmuş, sonra ise tutundukları tüm mevzileri terketmek zorunda bıraktırmıştır. Savunmanın zaferi, donanma komutanı General Hamilton’ın 15 Ekim’de görevden alınması ile sonuçlanır. Hamilton’ın ayrılmasıyla, işgalci İtilaf Kuvvetleri, Türklere hissettirmeden toparlanıp sessizce ve kayıpsız kaçacaklardır. Bir Türk subayı arkalarından “Savaşta kötü değiller ama kaçmada dahiler” diyecektir.