3 Mayıs Türkçülük günü | Atsız Bey ve yol arkadaşları anılıyor

Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atan, Türk Dünyası fikrini canlandıran Ziya Gökalp ve Nihal Atsız'ın anıldığı gündür.. 

03 Mayıs 2019 Cuma 06:54






3 Mayıs Türkçülük günü: Atsız Bey ve yol arkadaşları anılıyor

3 Mayıs Türkçüler Günü dolayısıyla Nihal Atsız'ın mezarı başında yapılan toplantı Sanatçı Bozkurt İlham Gencer'in okuttuğu İstiklal Marşı ile başladı. Kıbrıs Milli Koordinasyon Komitesi Başkanı Yakan Cumalioğlu, Hüseyin Nihal Atsız'ın mezarı başında toplananlara seslendi.

Hüseyin Nihal Atsız'ın kabri başında sabah 11.00'de düzenlenen programın ilk sunumu ve takdimleri 68 kuşağının tanınan isimlerinden Şuayip Bozfakıoğlu yaptı, ilk konuşmayı Orkun Vakfı başkanı Yakan Cumalıoğlu yaptı, İlham Gencer kalabalığa İstiklal marşı söyletti saygı duruşundan sonra ant içirdi. Ülkütek eski başkanlarından Derviş Ortak ve Erdinç Balcı da anma toplantısına katılanlar arasındaydı. Eski Beykoz MHP ilçe başkanı ve şimdi Beykoz Türk Ocağı yöneticisi Mehmet Öncü de programa katılanlar arasında yer aldı. 

Kadıköy'den Karacaahmet'e yürüyen Türkçü Yürüşüyü Ali Baykan'ın notlarından öğrendik. Öğlen programında yürüyüşü organize eden Turancı Hareket Platformu Genel Başkanı ve katılımcı Turan Ocakları İstanbul İl başkanı konuşma yaptılar. Ülkücü camianın tanınmış isimlerinden eski Fatih MHP ilçe başkanı, şimdi İyi parti bünyesinde göze batan hizmetler üreten Ali Çolak, da oradaydı. Türkçü hareketin tanınmış isimlerinden Mehmet Demirtola da oradaydı,yaşına rağmen Kadıköy'de mkatıldığı kortejden kopmadan yürüdü. 70'li yılların bilinen isimlerinden Osman Demirel de bir arkadaşını alarak İzmit'ten geldib . Kortejin en dikkat çekeni ise okul öncesi yaşlarında dünya güzeli minik bir kız çocuğu oldu.. Muhtemelen ablası olan genç bir hanım kızımızın yanında, elindeki flamasını sallayarak ve sloganlara marşlara katılarak, küçücük adımları ile koşarcasına yürüyerek katıldığı kortejin en sevimli parçası oldu  ..

TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NDE İLK DEMOKRATİK GÖSTERİ

Burada bir konuşma yapan Yakan Cumalıoğlu, Türkçü gençlere önemli mesajlar verdi. Cumalıoğlu yaptığı konuşmada, 3 Mayıs olaylarının genç Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk demokratik gösterileri olduğunu belirterek "Türk'ü hor gören, yok sayan anlayışa, Ankara'da kendiliğinden toplanan binlerce genç gür bir sesle karşılık verdi" dedi. 

Yakan Cumalıoğlu konuşmasında şunları söyledi; 

Türkçülüğün bu coğrafyada mahkum edilmek istendiğini yaşadığımız her gün hissediyoruz ve yaşıyoruz. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Ama biz direnmek mecburiyetindeyiz. Direne direne geldiğimiz bu noktada Türk ismiyle kurulmuş bir cumhuriyetimizi, sonsuza kadar yaşatmak sonsuza kadar ona sahip çıkmak, bunun için en büyük güç Türkçülük ruhunu canlı tutmakta yatar. Zaman zaman umutsuzluğa kapınılımdığı anlar olur. Umutsuzluk Türk'e has değildir. Büyük Atatürk'ün bir sözünü hatırlamakta fayda var: 'Umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır' Bizler yıllarca mücadale ederken hep kullandığımız sloganlar vardı. 'Direne direne' diyerek, 'Bir ölür bin diriliriz' diyerek ve bu temeller üzerine kurulan cumhuriyete sahip çıkmak, bu Cumhuriyetin temel felsefesi olan Türkçülüğü canlı tutmak, Türkçülük ateşini devamlı köreltmeden harlı bir şekilde yanmasını sağlamak mecburiyetindeyiz. Bu bir bayrak yarışı    gibi bizden sonraki nesillere de intikal edilecek, büyük ve amansız bir kavgadır. Var olmak için mücadele etmek zorundayız. Bizim atalarımız, Ortaasya bozkırlıklarında var olmak için direne direne ölmüşler yine dirilmişler 'Biz varız' demişlerdir.


Aramızda bir takım etnik unsurlar yaratılmak isteniyor. Kardeş kavgasına çekilmek isteniyornuz. Malesef dışarıdan yapmadıklarını içeriden yapmaya çalışıyorlar. Ne yazikki bütün siyasi oluşumların içerisinde yer alması gereken Türkçülük fikri söndürülmeye çalışılmaktadır. Bugün 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözü veya andımızın okunması yasaklanıyorsa, bu ruhu canlı tutmak işlerine gelmeyenlerin bir oyunudur. Biz Türkler her zaman varız, gelecekte de var olacağız. Bizi yok farzedemeyecekler. Devlete hakim unsur olan siyasi iktidarlar, bizim varlığımızı öyle veya böyle kabul etmek zorundalar. Her kurulan siyasi parti, Türkçülük fikrini dolgu malzemeli olarak görüyorlar. Bir takım ayak oyunları, kadrolaşmalarla tasfiye edildiğini görüyoruz, üzülüyoruz. Bu şahıslardan ileri gelen bir durum değil, önemli olan Türkçülük ateşinin büyük bir yangına dönmesi. Ayak oyunlarıyla ülke idare etme alışkanlığı içinde olanların hesap verme vakti geleceğinin an olduğu için tehlikeli görüyorlar.
Sırası geliyor bir terörist başına 'Sayın' ifadesi kullanılıyor, şehitlere kelle diyorlar, Türk milliyetçiliğinin ayaklar altına alınmasından ezilmesinden söz ediliyor, ama yeri geliyor, yakalara Türk bayraklı rozetler takılıyor. TV'lerde ve değişik yerlerde göndere çekilen Türk bayrağına koşan insanlar bir mizansen olarak kullanılıyor. 
Gerçekçi olalım, satır aralarını okumaya alışalım ve bunu görelim. Bu samimiyetle yapılan bir hareket midir? Türkü ve Türkçülüğü kabul etmek midir? Yoksa günü kurtarmak mıdır?

Liselerden gelen öğrenciler, Hüseyin Nihal Atsız'ın mezarı başında Andımız'ı okuyarak saygı duruşunda bulundu.

3 Mayıs'ın seçilmesi tesadüf değildir. Türkçülük Günü, Hüseyin Nihal Atsız'ın yargılandığı 1944 yılında yaşanan olayların arkasından başlayan süreçle birlikte ortaya çıktı. Atsız ve arkadaşları yargılanırken Ankara'da düzenlenen gösteriler Türkiye genelinde büyük yankı uyandırdı. 7 Eylül 1944'te başlayan ve 29 Mart 1945'e kadar süren dönemde, Türk siyasetinde önde gelen 23 isim Türkçülük-Turancılık suçlamasıyla yargılanırken 3 Mayıs 1945'te Türkçü'ler Cumhuriyet Tarihi'nde ilk kez sokaklara indi. Daha sonraki yıllarda 3 Mayıs Ruhu'nu ayakta tutmak için her yıl aynı günde Türkçü'ler bir araya gelmeye başladı. Türkçülük Günü sonraki yıllarda Türk Ocakları başta olmak üzere çok sayıda kurum tarafından etkinlikler düzenlenerek diri tutuldu.

3 Mayıs Türkçüler Günü dolayısıyla Karacaahmet Mezarlığı'nda Hüseyin Nihal Atsız ve Necdet Sancar'ın kabru başında düzenlenen anma törenlerinde eski dostlar da bir araya geldi.

Yakan Cumalıoğlu ve Ali Baykan


ATATÜRK VE TÜRKÇÜLÜK

Türkçülük, Osmanlı İmparatorluğu'nun son yüzyılında ortaya çıkan fikir akımlarından biri olmuş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefelerinden birini teşkil etmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Türkçülüğün önemli temsilcilerinden olan Ziya Gökalp için "Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, hislerimin babası Namık Kemal, fikirlerimin babası Ziya Gökalp’tir" ifadesini kullanmıştır. 

Türkçülük Günü'nün ortaya çıkışı ise, Hüseyin Nihal Atsız-Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944'teki duruşmasının ardından yaşanan gelişmeler sonucu olmuştur.

TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ TARİHÇESİ 

7 Eylül 1944'te başlayan ve 29 Mart 1945'e kadar süren dönemde, Türk siyasetinde önde gelen 23 isim Türkçülük-Turancılık suçlamasıyla yargılanmıştır.

Türkçülük-Turancılık davasının gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız-Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasında sonra Türkçüler, "Ankara Nümayişi"ni düzenlemiştir.

Dava nedeniyle Tophane'deki Askerî Cezaevinde tutuklu bulunan Türkçülüğün önemli temsilcileri Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar, Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 kişilik grup, 3 Mayıs'ın ilk yıldönümü 1945 senesinde toplandı.

Sonraki yıllarda yapılan toplanmalar "Türkçülük Günü" olarak kutlanmaya başladı.

ATSIZ VE ARKADAŞLARI'NA YÖNELİK SUÇLAMALAR

Türkiye Cumhuriyeti’nde devletin tüm kadrolarına komünist kişilerin yerleştiğini iddia eden edebiyat öğretmeni Hüseyin Nihal Atsız başbakan Şükrü Saracoğlu’na Orhun dergisi üzerinden 1 Mart 1944 ve 1 Nisan 1944 tarihlerinde iki açık mektup yazmıştır. Bu mektuplardan dolayı Hüseyin Nihal Atsız mahkemeye verilir. Kamuoyunda Irkçılık-Turancılık Davası olarak da bilinen dava 26 Nisan 1944’te Ankara’da başlamıştır. Milliyetçi gençlerin mahkeme salonunu hınca hınç doldurması üzerine dava 3 Mayıs 1944 tarihine ertelenmiştir.

29 Mart 1945’e kadar süren davanın sonucunda Zeki Velidi Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar ve Alparslan Türkeş gibi kişiler ırkçılık suçlamasıyla çeşitli cezalara çarptırılmıştır.

3 Mayıs Olayları olarak da bilinen Ankara Nümayişi, Hüseyin Nihal Atsız’ın, hakkında açılan dava için Ankara’ya gelmesiyle başlamıştır. 3 Mayıs 1944’te milliyetçi gençler komünizm karşıtı bir gösteri düzenleyerek Hüseyin Nihal Atsız’ın yargılandığı mahkeme salonuna girmeye çalışmışlardır. Mahkeme salonuna alınmayan gençler Ulus Meydanı’na doğru yürüyüşe geçerek burada yine komünizm karşıtı eylem düzenlemişlerdir. Başbakan Şükrü Saraçoğlu ile görüşmek isteyen milliyetçi gençlerin eylemleri sert biçimde önlenmiştir. Bu olaylarda üniversiteli 165 milliyetçi genç tutuklanmıştır.

3 Mayıs Türkçülük Günü Nasıl Ortaya Çıktı?
Türkçülük günü ilk olarak 1945 senesi Mayıs ayının üçüncü gününde kutlanmıştır. Topkapı Askeri Hapishanesinde 10 mahkum tarafından örtüsüz bir masa etrafında bir toplantı yapılarak gerçekleşmiştir. Türkçülük-Turancılık Davası veya Irkçılık-Turancılık Davası Türkçü camia için 23 önemli ismin yargılanmasına verilen isimdir.

Sabahattin Ali-Hüseyin Nihal Atsız arasında yaşanan sürtüşmeler sonucu Sabahattin Ali’nin, Nihal Atsız’ı dava etmesi bu davanın başlangıcı olarak gösterilmektedir.

Sabahattin Ali ve Nihal Atsız davası 3 Mayıs 1944 yılında gerçekleşmiştir. Bu duruşma sırasında yaşanılan olaylara “Ankara Nümayişi” denmiştir. Ankara Nümayişi’nde bir araya gelip gösteri yapan Türkçü gençler birer birer belirlenip acımasızca dövülmüşlerdir. Alparslan Türkeş kendisi de bu olaylara üstteğmen olarak katılmış ve gözaltına alınmıştır. Kendisine düşünceleri sorulduğunda “3 Mayıs günü heyecanla sokağa fırlayan gençler kıyasıya dövüldüler ” demiştir.

1942’de dönem başbakanı Şükrü Saraçoğlu, Türkçülük ile bir konuşma yapmış ve bir çok insana hitap etmiştir.

Biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız.

Başbakan konuşmasında biz Türkçüyüz demiştir. Azalan ve azaltan Türkçüler olmadıklarını, çoğalan ve çoğaltan Türkçüler oldukları konusunu vurgulamış ve bu istikamet üzerinde devam edileceğinden bahsetmiştir. Bu olayları takip eden olaydan (Ankara Nümayişi) sonra yargılama süreci sonunda Zeki Velidi Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal birbirlerinden farklı cezalara çarptırıldılar. 3 Mayıs 1945 yılında hapishanede bu isimler bu sefer tarih sahnesine Türkçülük günü kutlamaları ile ortaya çıkmışlardır. Örtüsüz bir masada bu kutlama ve anmayı gerçekleştirmiş ve bir geleneği başlatmışlardır.


ANKARA VE İSTANBUL'DA ETKİNLİKLER

Ankara'da uzun bir aradan sonra Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkçülük Günü etkinlikleri düzenleniyor. 
Türkçüler Günü'ne bu yıl katılan kuruluşlar şunlar

Başkent Aydınlar Ocağı
Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği
Genç Akademisyenler Derneği
Gazi Eğitim Mezunları Eğitim – Kültür Vakfı Eskimeyen Dostlar Topluluğu
Azerbaycan Kültür Derneği Anadolu Kültürünü Araştırma ve Koruma Vakfı
Türk Hareketi Derneği Bilim Düşünce ve Strateji Derneği
Türkiye Türkmenistan Dostluk Derneği
Türk Boyları Federasyonu
Avrasya Kültür Derneği Sendikalar Derneği
Yörük Türkmen Vakfı
Atayurt Yayınevi 

Son Güncelleme: 04.05.2019 18:55
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.