Afrin ve El Bab'ta istikrar Arap ülkelerine battı
Suriye'de Cerablus, El Bab ve Afrin'de sağlanan istikrar Suud ve BAE veilaht prenslerini çılgına çevirdi. Kaşıkçı cinayetinden sorumlu tutulan Suud prens Salman ile arkadaşı BAE prensi Zayed'in destek verdiği çeteler bu bölgeleri karıştırmaya kalktı. Bu arada PKK'ya destek vermek üzere bu iki ülkeye ait çok sayıda asker Türkiye sınırına yakın bölgelere gönderildi.
Suriye'de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sağladığı istikrarlı bölgeler, Kaşıkçı cinayeti ile köşeye sıkışan Arap prens Muhammed bin Selman ile Birleşik Arap Emirlikleri veliaht Prensi Muhammed bin Zayed'in milyarlarca dolarlık parayla destek verdiği çetelerin karıştırmaya kalktığı ortaya çıktı. Afrin, Cerablus ve El Bab merkezlerinde son haftalarda aniden ortaya çıkan yağma, gasp ve adam kaçırma olaylarını gerçekleştiren Ahrar el-Şarkiye ve Abu Havle örgütlerine yönelik başlatılan operasyonlar devam ediyor. ÖSO ve TSK'nın ortaklaşa düzenlediği operasyonlarda bu örgüt üyesi çok sayıda terörist yakalandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından düzenlenen zeytin dalı harekâtıyla terörden arındırılan Suriye'nin kuzeyindeki Afrin'i yağmalamaya, karıştırmaya yönelik çıkan olayların terör örgütü PYD/PKK'yı fonlayan Körfez ülkelerinin desteğiyle gerçekleştiği öğrenildi
Türkiye'nin Fırat'ın doğusunu da işgalcilerden temizlemeye yönelik hazırlıkları, terör destekçilerini rahatsız etti. El Bab ve Cerablus'un ardından hafta sonu Afrin'de aniden çıkan yağma ve şiddet olaylarını Körfez ülkelerinin desteklediği çetelerin gerçekleştirdiği belirlendi. Bölgede sabaha karşı düzenlenen operasyonlarla provokasyon önlendi ve çete liderlerinin tamamına yakını tutuklandı.
ANİDEN ŞİDDET VE YAĞMA YAŞANDI
Star gazetesinde yer alan habere göre Suriye'de, terör örgütü PKK/PYD'yi açıkça fonlayan Körfez ülkelerinin istihbarat ve yağma operasyonu şöyle hayata geçirildi. Önce Fırat Kalkanı harekâtıyla terörden arındırılan El Bab, Cerablus gibi kentlerde terör saldırıları ve bombalı eylemler ard arda yaşandı. Ardından geçtiğimiz hafta sonu Afrin'de aniden yağma ve şiddet olayları ortaya çıktı.
'KÖRFEZ'İN DESTEKLEDİĞİ İKİ GRUP
'Yağma-çete' hareketi gibi lanse edilen olayların arkasında ise Körfez ülkelerinin maddi destek verdiği Ahrar el-Şarkiye grubuyla Abu Havle grubunun olduğu ve bu iki grubun Afrin'de yağma, gasp, adam kaçırma, organize suçlar işlediği belirlendi. Bunun üzerine de TSK ve ÖSO, sivil halkın zarar görmemesi için saat 05.00'te başlayan sokağa çıkma yasağının ardından düğmeye bastı. Gerçekleştirilen operasyonla her iki örgüte mensup aralarından çete liderlerinin de olduğu çok sayıda şüpheli gözaltına alındı.
TÜRK ASKERİNE KARŞI ARAP ORDUSU
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Suudi Arabistan’ın Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK/YPG işgalindeki bölgeye asker gönderdiği iddia edildi. Askerler ABD şemsiyesi altında konuşlandı. TSK Fırat’ın doğusunda harekata hazırlanırken iki ülkenin bu adımla Türkiye ve Arap ülkelerini karşı karşıya getirebileceği belirtiliyor.
CUBEYR DOĞRULAMIŞTI
Geçtiğimiz Nisan ayında, Amerikan Wall Street Journal gazetesi, Washington’da Suriye’nin kuzeydoğusuna Amerikan askerlerinin yerine bir “Arap Gücü’nün” yerleştirilmesinin tartışıldığını iddia eden bir iddiayı gündeme taşımıştı. Habere göre Suudi Arabistan, BAE ve Mısır ordusundan askeri güçler, Fırat’ın doğusunda Amerikan askerlerinin yerini alacaktı.
Suudi Dışişleri Bakanı Adil Cubeyr de o dönem yaptığı açıklamayla, “teklif gelirse geniş çaplı bir koalisyon kapsamında Suriye’ye asker göndermeye hazır olduklarını” belirterek iddiaları doğrulamıştı. Suud ve BAE askerlerinin PKK/YPG işgali altındaki bölgeye konuşlandığı iddiası, “Arap Gücü” planının devreye sokulması olarak değerlendirildi.
ESED İLE İŞBİRLİĞİ
Son dönemdeki gelişmeler Suudi Arabistan ve BAE’nin Suriye’de işbölümüne gittiğine yönelik işaretleri güçlendiriyor. Bu işaretlerden birisi, Riyad’ın PKK işgalindeki bölgelere “yeniden inşa” adı altında yüzmilyonlarca dolar göndermesiydi. İkinci gelişme ise Abu Dabi’nin Esed rejimiyle yeniden diplomatik ilişkileri tesis etmek ve işbirliğini geliştirmek amaçlı geniş kapsamlı görüşmeler yaptığının medyaya sızmasıydı. İddialar arasında BAE’nin Şam Büyükelçiliğini yakın zamanda yeniden açacağı da bulunuyordu. BAE’nin, Esed rejimini kurulacak “Arap NATO”suna da dahil etmek istediği iddialar arasındaydı.
