Depremin getirdiği dostluğun yerini, kin ve nefret aldı
Türkiye'yi sarsan Gölcük Depremi'nin acısını milyonlarca insan hala yüreğinde hissediyor. Aradan geçen 15 yıl sonra depremin etkileri ve bugüne ulaşan iz düşümü çok sayıda ülkede tartışılıyor. İsrail'de Gölcük depreminin anlamı oldukça büyük. Depremle birlikte iki ülke arasında ivme kazan yakınlık, bu ülke aydınları tarafından yeniden gözden geçiriliyor. Tarihi yakınlaşmanın yerini alan nefret duygularını konu olan Hastürk 15 yıl sonra okurlarına kısa bir ufuk turu attırmış. İşte o yazı..
17 Ağustos 1999 daki deprem felaketine en büyük yardımlardan biri İsrail’den gelmişti. 250 kişisi yardım kurtarma personeli, aralarında 30 doktor ve 100 hemşirenin bulunduğu 650 kişilik ekibinin çalışmaları büyük takdir görmüş, yeni doğan bebeklere “İsrail” ve “Ziona” adları bile verilmişti. Devlet yardımının haricinde İsrailde halk yardım kampanyaları başlatmış, ve İsrail halkının tonlarca yardım malzemesi depremzedelere ulaştırılmıştı.
25 Ekim 1999’da İsrail Sakaryada 320 konutlu bir köy inşa etmiş, “İsrail köyü” adı verilen bu konutların açılışını başbakanları Bülent Ecevit ve Ehud Barak yapmışlardı.
Başbakan Bülent Ecevit, 41 yıl aradan sonra Türkiye'yi ziyaret eden ilk İsrail Başbakanı olan Ehud Barak ile birlikte, İsrail Hükümeti'nin ve halkının bağışlarıyla Adapazarı'na yapılan 320 konutluk İsrail Köyü'nü depremzedelerin hizmetine açtı. Barak, İbranice yaptığı konuşmasını, Atatürk'ün, ‘‘Türk, öğün, çalış, güven’’ sözleriyle, Türkçe tamamladı. ...... Musevi ABD Derneği yöneticisi David Harris'in ‘‘Biz sadece iyi gün dostu değiliz, kara günde de yanınızdayız’’ sözleri büyük alkış aldı....... Telaviv ve Kudüs arasındaki bir köyden törene gelen bir Musevi çocuğu da depremzedeler için ‘Gecenin Meleği’ şiirini İbranice okudu.
….
Törende konuşan ve tarih boyunca Museviler'in derin acı çektiğini, ancak Türkler'in hep onların yanında bulunduğunu söyleyen Ecevit, Türkler'in de 17 Ağustos'ta büyük acı içinde kıvranırken, İsrail'in büyük desteğini yanlarında bulduğunu bildirdi...... Ecevit "Türk-İsrail işbirliğinin amacı savaş değil barıştır. Aramızdaki barışın tüm bölgeye barış getireceğine inanıyorum’’ dedi. (Hürriyet, 26 Ekim 2014)
23 Ağustos 1999 tarihli Sabah Gazetesi ise Adapazarında “İsrailli 30 doktor ve 100 hemşire can kurtarıyor, yeni canlar dünyaya getiriyor” diyordu. Kurtarma ekibi 24 Ağustosa kadar enkazdan 12 kişiyi canlı kurtarmıştı. (Hasturk)
Gelelim 17 Ağustos 2014’e. Senelerdir beslenen düşmanlığın boyutları İsraili, Hitlere benzetmeye kadar geldi. 15 sene önceki dostluk hatırlanır mı dersiniz?
Google da “17 ağustos deprem İsrail” diye yapılan bir aramada ilk çıkan sonuçlar ne bu dostluk ne doktorlar, hemşireler, kurtarma ekipleri, nede İsrail köyüyle ilgili. İlk birkaç sayfa ağırlıklı bu depremde İsrailin parmağı olduğunu iddia ediyor:
Yardım, dostluktan iz bile yok.
Google arama motoru link verdiği sayfaları önem sırasına göre dizer. Bir sayfanın önemi, başka sayfalardan o sayfaya olan linkler, sayfanın okunma sayısı ve diğer parametrelerle ölçülür. Google’a göre İsrailin 17 Ağustos depremindeki rolü, bu depreme sebep olmakmış.
1999 daki depremden 15 sene geçti. Adapazarındaki Türk İsrail prefabrik köyü görevini tamamlamış, ve evler kaldırılmışlar. O alan şimdi bir kamyon ve TIR parkı. Köyden kalan tek hatıra ise Türk asıllı İsrailli heykeltraş Bubi Hayon’un “Kaybettiklerimizin anısına” depremde yıkılan binalardan çıkan borularla yaptığı bir heykel.
Ne kadar sembolik. 15 sene sonra yapılan yardımlardan hatırlanan, günümüze kalan – hiç olmazsa digital medyada – hiç birşey yok. Onun yerini iğrenç komplo teorileri almış. “Algı operasyonu” birkaç sene sonra tamamlanır, İsrailin bu depremi yarattığı, ve o günden bu yana olan her tabii afetin arkasında olduğu kesinlik kazanır.
Antisemitizim mi demiştiniz? Yoksa planlanmış ve başarılı bir algı operasyonu mu? (KAYNAK Hasturk.com)
