SAMSUN (CİHAN)- Gazeteci Gülay Göktürk, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda 'Demokrasinin Neresindeyiz?' konulu konferans düzendi. Konferasta konuşan Göktürk, bugüne kadar anayasaların hep darbeler sonucunda yapıldığını ancak ilk defa sivil bir anayasa yapma fırsatının doğduğunu dile getirdi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Düşünce ve Atılım Kulübü tarafından düzenlenen konferansa Rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan, rektör yardımcıları Prof. Dr. Mahmut Aydın, Prof. Dr. Halis Ölmez, dekanlar, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Gazeteci Gülay Göktürk konuşmasında Türkiye son 10 yılda çok büyük bir dönüşüm geçirdiğini, esas temel olarak rejimin niteliğine ilişkin önemli bir değişim yaşandığını belirtti. Bu ülkedeki rejimin temel karakteri Türkiye'nin elitlerini kendilerini cumhuriyetin kurucu ve aynı zamanda koruyucusu ve kollayıcısı zannettiler. Bugün demokrasinin neresindeyiz, şimdi Türkiye bunca yıllık çok partili hayatından sonra hakikaten vesayetten kurtulmuş bir toplumsal yapısıyla, vesayetten kurtulmuş siyasal yapısıyla, vesayetten kurtulmuş bir yargıyla demokrasiyi inşa sürecine girebilir. diyen Göktürk, Önümüzde 10 yılı demokrasinin inşasının oluşturulması, hem toplumsal planda, hem siyasi planda demokrasinin inşası süreci olarak görüyorum. Türkiye'de ilk defa sivil bir anayasa yapma imkanımız var. Anayasa hep darbeler tarafından yapıldı. Bu anayasa ile birlikte biz 21. yüzyılın Türkiye'sinin toplumsal sözleşmesini yaratmak zorundayız. şeklinde konuştu.
Bu bizim demokrasinin inşası sürecindeki birinci görevimizdir. diyen Göktürk şöyle konuştu: Anayasa; devleti değil bireyin haklarını kutsayan, belli bir ideolojik anlayışı olmamış yeni bir idari yapı getiren; özgürlüklerin, esas kısıtlamaların fani olduğunu vurgulayan, doğru bir renk anlayışını oturtan ve insan aklına ipotek koyan, insanların Türkiye vatandaşlarının ve ideolojik seçme şansına ipotek koyan maddelerden arınmış, özgürlükçü bir anayasa olmak zorundadır. Demokrasinin inşasının ikinci temel görevi, askeri mahkemelerin kaldırılmasıdır, Genelkurmay Başkanlığı'nın İçişleri Bakanlığı'na bağlanmasıdır, jandarmanın yerine kır polisinin getirilmesidir, 35. maddenin kaldırılması ve benzeridir. Eski rejimin hukuki kalıntılarını, taammül anlamındaki kalıntılarını, geleneksel anlamdaki kalıntılarını, zihni kalıntılarını temizlememiz gereken bir süreç içindeyiz. Mesele demokrasinin icrası için çok hayati önem gördüğü Kürt meselesinin barışçıl bir yolla çözülmesidir. Tabiî ki çok ana başlıklarıyla özetleyebildiğim bu düşünceleri, önümüzdeki dönemin demokratik inşa sürecinin temel taşları olarak görüyorum. Biz çok önemli bir iş başardık, İşin zor kısmını başardık. Önümüzdeki dönem daha tatlı tatlı, kavga etmeden, tartışarak, kafa kafaya vererek, yanlışları beraber düzelterek, zaman zaman hata yaparak deneyerek ilerleyebileceğimiz bir süreç olmalıdır.
Konferansın ardından Rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan, Gazeteci Gülay Göktürk'e plaket ve çiçek takdim etti. CİHAN
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Düşünce ve Atılım Kulübü tarafından düzenlenen konferansa Rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan, rektör yardımcıları Prof. Dr. Mahmut Aydın, Prof. Dr. Halis Ölmez, dekanlar, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Gazeteci Gülay Göktürk konuşmasında Türkiye son 10 yılda çok büyük bir dönüşüm geçirdiğini, esas temel olarak rejimin niteliğine ilişkin önemli bir değişim yaşandığını belirtti. Bu ülkedeki rejimin temel karakteri Türkiye'nin elitlerini kendilerini cumhuriyetin kurucu ve aynı zamanda koruyucusu ve kollayıcısı zannettiler. Bugün demokrasinin neresindeyiz, şimdi Türkiye bunca yıllık çok partili hayatından sonra hakikaten vesayetten kurtulmuş bir toplumsal yapısıyla, vesayetten kurtulmuş siyasal yapısıyla, vesayetten kurtulmuş bir yargıyla demokrasiyi inşa sürecine girebilir. diyen Göktürk, Önümüzde 10 yılı demokrasinin inşasının oluşturulması, hem toplumsal planda, hem siyasi planda demokrasinin inşası süreci olarak görüyorum. Türkiye'de ilk defa sivil bir anayasa yapma imkanımız var. Anayasa hep darbeler tarafından yapıldı. Bu anayasa ile birlikte biz 21. yüzyılın Türkiye'sinin toplumsal sözleşmesini yaratmak zorundayız. şeklinde konuştu.
Bu bizim demokrasinin inşası sürecindeki birinci görevimizdir. diyen Göktürk şöyle konuştu: Anayasa; devleti değil bireyin haklarını kutsayan, belli bir ideolojik anlayışı olmamış yeni bir idari yapı getiren; özgürlüklerin, esas kısıtlamaların fani olduğunu vurgulayan, doğru bir renk anlayışını oturtan ve insan aklına ipotek koyan, insanların Türkiye vatandaşlarının ve ideolojik seçme şansına ipotek koyan maddelerden arınmış, özgürlükçü bir anayasa olmak zorundadır. Demokrasinin inşasının ikinci temel görevi, askeri mahkemelerin kaldırılmasıdır, Genelkurmay Başkanlığı'nın İçişleri Bakanlığı'na bağlanmasıdır, jandarmanın yerine kır polisinin getirilmesidir, 35. maddenin kaldırılması ve benzeridir. Eski rejimin hukuki kalıntılarını, taammül anlamındaki kalıntılarını, geleneksel anlamdaki kalıntılarını, zihni kalıntılarını temizlememiz gereken bir süreç içindeyiz. Mesele demokrasinin icrası için çok hayati önem gördüğü Kürt meselesinin barışçıl bir yolla çözülmesidir. Tabiî ki çok ana başlıklarıyla özetleyebildiğim bu düşünceleri, önümüzdeki dönemin demokratik inşa sürecinin temel taşları olarak görüyorum. Biz çok önemli bir iş başardık, İşin zor kısmını başardık. Önümüzdeki dönem daha tatlı tatlı, kavga etmeden, tartışarak, kafa kafaya vererek, yanlışları beraber düzelterek, zaman zaman hata yaparak deneyerek ilerleyebileceğimiz bir süreç olmalıdır.
Konferansın ardından Rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan, Gazeteci Gülay Göktürk'e plaket ve çiçek takdim etti. CİHAN
