Kadın erkek eşitsizliği 200 yıl sonra bitebilir!
Kadın ve erkeklerde ücret eşitliği en iyi ihtimalle 200 yıl sonra...Birleşmiş Milletler tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün bu yılki teması ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği’ olarak belirlendi. Cinsiyet eşitsizliğinde ücret farklılıklarının ilk sırada geldiğini belirten Doç. Dr. Birsen Talay Keşoğlu, 'Ücrette eşitliğin sağlanabilmesi için en iyi ihtimalle 200 yıl geçmesi gerekiyor' dedi. Bugün birçok ülkede hukuken eşit haklara sahip olmanın, erkek şiddetini ve kadın düşmanlığını sonlandırmaya yetmediğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Seval Ünlü de 'Cinsiyetçilik ve ayrımcılıkla mücadele evlerimize, sofralarımıza inmeli' diye konuştu.Birleşmiş Milletler, 1921 yılından beri ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak kutlanan 8 Mart’ta bu yıl ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ temasının öne çıkarılacağını ilan ederek sloganlarının ise 'Düşünürken eşitlik ilkesini, hayatı kurarken aklın rehberliğini, değişim için yenilikleri hiç unutma' sloganının belirlendiğini duyurdu.Kadınlar mücadele içinde

Ücret eşitsizliği ilk sırada
Dünya Ekonomik Forumu’nun ‘Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2018 Raporu’na göre dünyada toplumsal cinsiyet eşitliğinin siyaset, ekonomi ve eğitim alanlarında hala çok sorunlu göründüğünü belirten Keşoğlu, 'Eşitliğin ücret alanında sağlanabilmesi için en iyi ihtimalle 200 yıl geçmesi gerektiği ifade edilmiş. Eşitsizliğin en yoğun olduğu alanlar ücret eşitsizliği, özellikle kamu kurumlarında ‘cam tavan’, eğitim ve sağlık olanaklarına ulaşmadaki eşitsizlik, siyaset ve ekonomi alanındaki gücün dengesizliği, bakım hizmetleri ve sosyal aktivitelere katılım oranlarındaki uçurum olarak belirlenmiş. Bu eşitsizliğin giderilmesi yönündeki önerilerin başında bütçelerin toplumsal cinsiyet temelli değerlendirilmesi de yer alıyor' dedi.Yasa şart
Bunun yanı sıra tüm dünyada cinsiyet ayrımcılığını önlemek için en başta kız çocuklarına yönelik ayrımcılığın sebeplerinin ortaya koyularak bu nedenlerin ortadan kalkması için çalışılması gerektiğini söyleyen Keşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Hiçbir çocuk cinsiyeti üzerinden eğitim almamalı. Tüm dünyada kadına yönelik şiddet, cinsel istismar gibi meseleler ciddi yaptırımlar getiren yasalarla önlenmeye çalışılmalı. Erkek çocukların dünyaya gelir gelmez elde ettiği haklar, kız çocukları için de geçerli olmalı. Kadınların sağlık ve eğitim gereksinimleri bütünsel bir anlayışla ele alınmalı. Toplumun tüm kesimlerini kapsayan ‘farkındalık’ eğitimleri ve çalışmaları yapılmalı.'
Ataerki son bulmalı

Eğitimler küçük yaşta başlamalı
Ataerkiyle mücadelenin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının, kurumlarda ve yasalarda köklü değişiklikleri kapsayan çok boyutlu ve çok katmanlı düzenlemeler gerektirdiğini belirten Ünlü, şunları kaydetti:'Basit tacizden kadın cinayetine hiçbir eril şiddet biçiminin cezasız kalmaması ya da yeterli bir cezalandırma sistemi uygulanması, erkek ayrıcalıklarına son vermek için hayati önem taşıyor. Toplumsal cinsiyet eğitimlerinin mümkün olduğunca erken seviyelerde başlatılması ve yetişkinler için de kurumsal eğitimlerin yaygınlaşması, mücadelenin bir başka önemli boyutu.
Ancak kadınlara yönelik ayrımcılıkla mücadelede en etkili yöntemin kadınlar için onlar yerine yapılan koruyucu düzenlemelerden çok, kadınların kendi yaşamlarını savunan ve şekillendiren özneler olduğu unutulmamalı. O nedenle yasal-kurumsal düzenleme ihtiyacının yanı sıra tüm toplumsal ilişkilere nüfuz etmiş cinsiyetçilik ve kadına yönelik ayrımcılıkla mücadelenin bizzat kadınlar tarafından gündelik yaşamın her alanında sürdürülmesi gerekiyor. Çağdaş düşünür Sara Ahmed’in de belirttiği gibi cinsiyetçilik ve ayrımcılıkla mücadele evlerimize, sofralarımıza inmeli; oyunbozan olma pahasına en masum görünen ifadelerdeki cinsiyetçilik bile teşhir edilmelidir.'