Suriye'de düşürülen uçak aslında turizmcilerin başına düştü

Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı Haberetercuman.com'a yaptığı özel açıklamalarda ekonomi gündemini değerlendirdi.

21 Haziran 2016 Salı 16:59
Suriye'de düşürülen uçak aslında turizmcilerin başına düştü






Prof Karslı Türkiye Ekonomisinin giderek daha kötüleştiğini sanayicinin ve küçük esnafın ekonominin altında ezildiği belirtti. Ekonomik sorunlarının sebeplerini sıralayan Abdurrahim Karslı konuşmasına şöyle devam etti;

"Bizim tüccarımızın öncelikle bir öz sermaye yetersizliği var. Yeterli öz sermayeleri olmadığından sağlıklı büyüme malesef yapılamıyor. Oysa ülke ekonomisinin ve sanayisinin büyümeye ihtiyacı var. Öz sermayesi olmayan bir sanayi sektörü düşünün, öz sermayesi olmadığı için konjonktürü iyi kullanamıyor ve dolayısıyla demin belirttiğim gibi yeterli büyümeyi gerçekleştiremiyor. Oysa AKP iktidara geldiğinde hepimizin bildiği gibi 2005' te Avrupa Fatihi olduk. O zaman dünyada şöyle bir konjonktür vardı. Özellikle ABD'deki sıkıntılar sebebiyle hep piyasaya para fonladılar. Yani piyasada bol sirkülasyon olsun bizde bu para krizini aşalım diye 2008'ten sonra ha bire para sirkülasyonu yaptılar.

Bu bahsettiğimiz para bolluğu bitti. Para bolluğu bitince piyasalarda ekonomik sıkıntılar baş göstermeye başladı. İşletmeler nakit sıkıntısına düştüler ve yeterli yatırımları ve büyümeleri gerçekleştiremediler.

Üç bizim ekonomide faizler çok yüksek. Mevcut faiz oranlarını isterseniz yüzde dokuza indirin yinede yeterli olmayacak. Oysa batıya gittiğinizde faiz oranlarının eksilerde olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla yüzde 9 faiz oranı bizde sanayici ve yatırımcı için çok önemli bir rakam. Bugün işletmelerde işletme gideri, gelir vergisi, SSK'sı, sigortası toplandığında işletmenizde yüzde 50 kazanmanız lazım ki başa baş gelesiniz. Türkiye'de şu anda işletmelerde karlıklar yüzde 5'le yüzde 10 arasında. Yüzde 50 karı elde edebilmenin normal koşullarda imkansız olduğu bir dönemdeyiz. Böyle bir durumda doğal olarak kredi kullanarak ekonomiyi ayakta tutmak mümkün görünmemektedir.

Borç yiyen kesesinden yer

Türk tüccarının bugün en büyük sıkıntısı öz sermaye olmaması, Türkiye'de faizin fazla olması. Büyümek için gerekli konjonktürün 2000'li yıllarda ki gibi olmaması. Bizde "no have" yok. Yani biz ürün üretip satmamız lazım. Bizde bilgi çok ama biz bilgi üretmiyoruz. Neden bilgi üretmiyoruz çünkü bizim bilgi üretecek programımız yok. Biz hiç biz zaman Harward tarzında bir üniversite düşünmedik. Biz hiç bir zaman yüksek teknoloji ürünü üretmeyi düşünmedik. Türkiye'de ilk 500'e giren şirketleri ele alalım, bu şirketlerden en fazla beş tanesi yüksek teknoloji ürünü üretiyor. Yüksek teknolojimiz zaten onu üretecek üründe yok. Bütün bu olumsuzlukları geçtiğimizi varsayalım karşımıza bu sefer de vergi memuru çıkıyor. "Bir inceleme yapmamız gerekiyor" diyor. Buyrun incele herşeyimiz tamam diyorsunuz "biz tembihli geldik mutlaka bir ceza kesmemiz gerekiyor" diyorlar. Bu cezanın sınırı yok altından kalkmak mümkün değil. Çünkü Türkiye'de hukuk sağlıklı çalışmıyor. Bunu AB raporu da teyit ediyor. Şimdi böyle bir psikolojik ortamda nasıl ticari faaliyet yaparsınız. Yeterli öz sermayeniz olmadığı için bankalara mahkum olan işletmeci borç alarak işletmesini büyütmeye çalışıyor. Bu da sağlıklı büyüme olmuyor. Borç yiyen kesesinden yer.

Konuşmasının diğer bölümünde turizm, inşaat ve ihracat gibi önemli sektörlerin ciddi sıkıntılar içerisinde olduğunu belirten Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı bu sektörlerin bir an evvel eski konumuna gelmeleri gerektiğini belirterek bu konu hakkında görüşlerini şu sözlerle dile getirdi.

Suriye'de düşürülen uçak aslında turizmcilerin başına düştü

Turizm ne halde görüyorsunuz. Bizim dış politikada ki yanlışlarımız turizm sektörünü olumsuz etkiledi.Suriye'de düşürülen uçak aslında turizmcilerin başına düştü. Sırf turizmcinin değil diğer tarafta yaş sebze ve meyve ihracatı yapanların kafasına düştü. Ben o bölgeyi ziyaret ettiğimde yaşlı bir adam biz Muğla'da iki şeyle geçiniriz, dağa doğru olanlar hayvancılıkla, denize doğru olan kısmımızda denizden istifade ettiği şeylerle..Denizin bize faydası kalmadı aldıkları kanunlarla denizi parselleyip parselleyip başkalarına verdiler. Bize bir faydası yok artık. Biz kendimiz denize giremiyoruz ki denizde istifade edelim. Dağdakiler de yetiştirdiğini satamamaktan şikayetçi. Biz nasıl iyi olalım.

Türkiye'de zaten çiftçilik öldü. Biz Ege ve Akdeniz'den bahsediyoruz. Bizim Doğu'ya gittiğimizde ise durum daha vahim Biz eskiden babamla tarla ekmek için köylümüzle kavga ederdik. Şimdi tarlayı ekmek için adam bulamıyorlar.

Türkiye'nin bütçesi hayali şişme bütçedir

Açıklamalarına devam eden Karslı Türkiye'nin bütçesinin hayali şişme bir bütçe olduğunu, gerçeği yansıtmadığı belirterek sözlerine şöyle devam etti;

Türkiye'nin bütçesi Türk ekonomisindeki şirketler gibib şişme bütçedir. İşletmeler bütçe hazırlarken bir aktifleri vardır, bir de pasifleri vardır. Önce aktife bakarsın neyim var? aldığımız krediyi aktife yazdığımız için aa bizim fabrikamız iki misline değer olarak arttı diye görüyoruz. Halbuki fabrikanın ikisi de bizim değil. Birisini kredi olarak aldık, diğerini de ipotek olarak verdik. Yani aldığınız krediyi ödeyemesseniz ikisi de sizin değil. Dolayısıyla şu anda şirketlerin iflas ertelemeleri gündemde. Ülke ekonomisinin gerçek durumu bu.

İnşaat sektörü de bitme noktasında

Lokomotif sektörlerden birisi de inşaat. İnşaat sektöründe satın almalar yavaşladığı hatta durma noktasına geldiği için sektördeki firmaların durumları da büyük sıkıntı arz etmekte. Proje üzerinden daire satıyorlardı. İnşaat sektörü de bitme noktasında.

Bir diğer önemli sektör de nakliye sektörü. Nakliyeciler dış politikadaki başarısızlıklar sebebiyle Irak, Rusya, Suriye pazarlarına taşıma yapamıyorlar. Piyasa bize kapandı.

Bu ekonomik tabloda kim rahat olabilir diye soran Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı sadece devletle iş yapanların mutlu olduklarını ekonomi içerisindeki diğer işletmelerin sıkıntılarının her geçen gün biraz daha arttığını belirtti.

Türkiye'nin büyümesi borca dayalı bir büyüme

"Türkiye'nin büyümesi borca dayalı bir büyüme. Devletle iş yapanlar revaşta. Mesela havalimanı.. Düşünün ki devlet ihaleyi veriyor, ihaleyi verdiği firmaya kefil oluyor, kredi sağlıyor, sağladığı krediye teminat veriyor ve bütün bunların devamında bir de yolcu garantisi veriliyor. Devletle iş yapan müteahhite bizim sağladığımız imkan çok. Şirketin boş dosyasını koltuğuna alıyor, kendisine gösterilen bankadan teminat mektubunu alıyor, şu kadar yolcu havalimanına gelecek, şu kadar araç köprüden geçecek teminatını da veriyor. Krediyi de devlet sağlıyor, bu müteahhitin gerçekten ne iş yaptığını ben hala anlamış değilim. Eskiden böyle çalışan devlet kurumları vardı bunlar kendileri bu işi yaparlardı ve ciddi devlete kar sağlarlardı. Şimdi bu iş devlet kurumlarına değil müteahhitlere yaptırılıyor. Bize ekonominin bu yönünü unutturmak için farklı konularda gündem yaratıyorlar.

Çözüm üretmek ve satmak

Ekonomideki sıkıntıları dile getiren Karslı çözümün üretmeden geçtiğini belirtti ve ;

Kesinlikle üretimin yolu açılmalı. Sanayide üretim, tarımda üretmek ve en önemlisi dış pazarlarda ki yerimizi yeniden kazanmamız lazım. Bizim kimseyle kavga etmek lüksümüz yok. Ürettiğimizi satacak pazarları hükümet olarak ayarlamak. Biz hala çare olarak Başkanlık sistemini düşünüyoruz. Oysa ekonomimizin daha acil çözümlere ihtiyacı var önceliğimiz bu olmak zorundadır.
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.