9390,51%1,20
38,74% 0,39
43,40% 0,27
4146,90% 1,06
6711,63% -0,27
Barış Pınarı Harekatı'nın 3. gününde Türkiye'ye yönelik batılı ülkelerin baskısı yoğunlaşırken, Ankara bu konuda en üst düzeyde cevap verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Fırat'ın doğsundaki Barış Pınarı Harekatı için şu ifadeleri kullandı: Sorunu kaynağında kurutma kararı aldık. Türkiye olarak 911 km. sınırımız olan Suriye rejiminin dahi kabul etmediği YPG/PYD'ye karşı attığımız bu adımı asla durdurmayacağız. Artık geri atmayacağız. Güvenli bölge olarak ilan ettiğimiz bölgeyi güneye doğru terk edecekler..
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Terörle Mücadele ve Bölgesel Bağlantılılığın Güçlendirilmesi' konulu 3'üncü Parlamento Başkanları Konferansı Açılış Resepsiyonu'nda konuştu.
Erdoğan'nın açıklamalarından satır başları:
Bugün havan topları atışıyla 1 yaşındaki Suriyeli çocuk öldü. 10'a yakın insanımız öldü. Daha önce yüzlercesi öldürüldü. Biz bunu ne zamana kadar bekleyeceğiz? Türkiye olarak 911 km. sınırımız olan Suriye rejiminin dahi kabul etmediği YPG/PYD'ye karşı attığımız bu adımı asla durdurmayacağız. Kim ne derse desin durdurmayacağız. Bize sağdan soldan tehditler geliyor, durdurun diye. Sayın Trump'a ve diğerlerine dedim. 'Bunu durduracaksanız durdurun' dedim, durdurmadılar. Şimdi kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Teröristlerin tamamıyla sayın Trump'ın ifade ettiği 32 km. sınırdan daha ileri gidene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Biz bu bölgeyi ülkemizde yaşayan 4 milyona yakın mülteci için güvenli bölge ilan ettik. Bunların içinde Kürt, Arap var mı? Var. Biz bunların hakkını koruyoruz. Dünyadan kaç ülke Suriye'den ne kadar insanı alıp da bakıyor. Bakan biziz, en ufak destek vermiyorlar, konuşmaya gelince konuşuyorlar. Öyleyse bu kararlı duruşumuzu devam ettireceğiz.
Yaşadığımız sıkıntılar coğrafyamızın kaderi değildir, bu kötü gidişi durdurmak bizim elimizdedir. Uzun terörle mücadele dönemimizde, güvenlik güçlerimizden ve masum vatandaşlarımızdan binlerce şehit verdik. Çocukları, kundaktaki bebekleri, okulları, kütüphaneleri hedef almaktan çekinmeyen bir barbarlığa şahit olduk. Bu kadim coğrafyanın huzurunu, güvenliğini, esenliğini dünya barışının anahtarı olarak görüyoruz. Maalesef uzunca bir süredir bu kadim coğrafyanın en azından önemli bir bölümü acıyı ve sefaleti sırtlanmak zorunda kalmıştır.
Şu anda Suriye'de yaşananlar, 10 bin kilometre uzaktan Suriye'de yer alanlar bir şeyi ihmal ediyorlar. Bizim defaetle söylediğimiz PYD/YPG, DEAŞ bir terör örgütüdür. Ne yazık ki Batı PKK'ya terör örgütü diyor ama onların yan kolları olan PYD/YPG'yi kabul etmiyor. Bütün belgeleriyle kendilerine verdiğimiz halde kabul etmiyor. Batı ve Amerika ne diyor? Söyledikleri şu, 'Siz Kürtleri öldürüyürsunuz'. Bizim mücadelemiz Kürtlerle değil, terör örütleriyledir. Kürtler bizim kardeşlerimizdir. YPG/PYD, DEAŞ terör örgütüdür. Bütün belgeler her şey elimizde. Biz Suriye'yi bölmeye, parçalamaya değil orada tüm yaşayanları Arap, Kürt, Ezidi, Keldanisiyle hepsinin hukukunu korumak için orada yer almış bulunuyoruz. Şu anda koalisyon güçlerinin, diğerlerinin böyle bir derdi yok. Biz sürekli oralardan tehdit alıyoruz. 911 kilometre sınırımız var.
