Türk İstiklal Savaşı'nın zafer günü | 30 Ağustos kutlu olsun

Türk yurdunun işgal ve istilasına karşı 19 Mayıs 1919'da Samsun'da başlayan destansı yürüyüşün, Büyük Zafer'le taçlandığı gün 101'nci yıl dönümün kutlu olsun.

30 Ağustos 2023 Çarşamba 10:14
Türk İstiklal Savaşı'nın zafer günü | 30 Ağustos kutlu olsun






Türk İstiklal Savaşı'nın zafer günü | 30 Ağustos kutlu olsun


Türk Ulusu'nu doğrudan yok etmeyi, yurtsuz bırakarak tarih sahnesinden silmeyi amaçlayan İngiltere, İtalya, Fransa ve Yunan ordularının işgaliyle sonuçlanan ABD destekli işgale karşı başlatılan Türk İstiklal Savaşı'nın kahramanları 101 yıl önce bugün Afyon Kocatepe önünde, tarihin en büyük meydan savaşını başlattı. 1922 yılında kazanılan, tam bağımsızlığın önünü açan Büyük Zafer'in 101'inci yıl dönümü kutlu olsun. Bize bu vatanı emanet edenleri, Atatürk'ü, tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyoruz.

Türklüğü unutturmak isteyen, milyonlarca yabancı istilacının sinsi işgaline karşı sessiz kalan, Türk ulusunun milli değerlerini ayaklar altına almaktan çekinmeyenlerin küçümsediği, görmezden, duymazdan geldiği Büyük Zafer'in 101'nci yılında, tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz. Ruhları Şad olsun


TAARRUZ PLANI 

Atatürk, Büyük Taarruz hazırlıklarını büyük bir gizlilik içinde yürüttü. 23 Temmuz 1922 akşamı Ankara’dan ayrılıp Akşehir’deki Batı Cephesi Karargâhı’na gitti. 28 Temmuz 1922’de, bir futbol maçı bahanesiyle ordu ve bazı kolordu komutanlarını da Akşehir’e çağırdı. 28/29 Temmuz gecesi komutanlarla taarruzun ayrıntılarını konuştu. Bu görüşmeler sırasında 2. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa’nın planı çok riskli görüp itiraz etmesi üzerine Başkomutan Atatürk, bütün sorumluluğu üzerine aldığını söyledi. Her duruma yönelik senaryoların oluşturulduğu ve gerekli önlemlerin alındığı belirtilerek 2. Ordu komutanı da ikna edildi. 

Büyük Taarruz Harekât Planı, riskli ancak kesin sonuç almaya yönelik bir plandı. Eskişehir-Afyon hattındaki Yunan ordusu yaklaşık 225 bin insan, yaklaşık 420 top, 50 uçağa sahipken;  Türk ordusu, yaklaşık 208 bin insan, 320 top ve 10 uçağa sahipti. Düşman karşısında kuvvet üstünlüğüne sahip olmayan başkomutan, düşmanın en stratejik kanadına Afyonkarahisar’ın güneyinden tüm gücüyle saldıracaktı. Buradaki Türk 1. Ordusunun 40 km’lik genişlikteki taarruz bölgesine 10 gün içinde, gizlice, gece yürüyüşleriyle yaklaşık 100 bin asker yığıldı. Böylece asıl taarruz noktasında Türk ordusu Yunan ordusuna karşı ezici bir üstünlük kurdu. Asıl muharebe alanı olarak Afyonkarahisar-Altıntaş-Dumlupınar üçgeni seçilmişti. Plana göre Nurettin Paşa’nın komutasındaki 1. Ordu Afyon’un güneyinden düşmana saldıracaktı. Bu sırada Yakup Şevki Paşa’nın komutasındaki 2. Ordu düşmanın güneye kuvvet kaydırmasına engel olacaktı. Fahrettin Altay Paşa’nın süvari kolordusu da Ahır Dağları’nı aşıp düşman üzerine akacaktı. Kocaeli Grubu ise Geyve Boğazı’ndan Gemlik’e kadar olan bölgeyi savunacaktı. Atatürk, Afyon’un güneyinden yapacağı taarruzu gizlemek için kuzeyden İzmit ve Eskişehir yönünden taarruz edecekmiş gibi beklenti yaratmıştı. Düşmanın gafil avlanma nedenlerinden biri de buydu. 

BÜYÜK TAARRUZ VE SONUCU 

Başkomutan, 17 Ağustos 1922 akşamı cepheye hareket etti. Bu gidişi gizlemek için 21 Ağustos 1922’de Çankaya’da çay ziyafeti vereceğini duyurdu. 20 Ağustos 1922 tarihli gazeteler Atatürk’ün yarın Çankaya’da çay ziyafeti vereceğini yazarken, Atatürk Akşehir’deki Batı Cephesi Karargâhı’nda taarruzun son hazırlıklarını yapıyordu. 

26 Ağustos 1922, sabah 05.30’da Kocatepe’de Başkomutan Atatürk’ün başlattığı Büyük Taarruz, beş gün içinde başarıya ulaştı. Atatürk’ün Nutuk’taki anlatımıyla, “26/27 Ağustos günlerinde, iki gün içinde Afyonkarahisar’ın güneyinde 50 km ve doğusunda 20-30 km uzunluğundaki güçlendirilmiş düşman cephelerini düşürdük. Yenilen düşman ordusunun büyük kuvvetlerini 30 Ağustos’a kadar Aslıhanlar yöresinde imha ettik. 30 Ağustos’ta yaptığımız savaş sonunda (Buna Başkomutan Savaşı unvanı verilmiştir) düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve tutsak ettik. Düşman ordusunun başkomutanlığını yapan General Trikopis de tutsaklar arasındaydı. Demek, tasarladığımız kesin sonuç beş günde alınmış oldu.” 

Daha sonra Atatürk’ün, “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” emri doğrultusunda Türk orduları İzmir’e doğru kaçan Yunan ordularını kovalamaya başladı. 9 Eylül’de İzmir, 18 Eylül’de Anadolu düşmandan temizlendi. 400 bini aşkın asker-subayın karşı karşıya geldiği savaşta Türk ordusu 2 bin 543 şehit, 9 bin 976 yaralı olmak üzere -101 esir hariç- toplam 12.519 kayıp verdi. Buna karşılık -çeşitli kaynaklara göre- Yunan ordusunun kaybı -20 bin civarında esir hariç-  yaklaşık 120 bin kişiden fazlaydı. Bu nedenle Büyük Zafer, dünya tarihinin en kesin sonuçlu zaferlerinden biridir. 

GERÇEK ZAFER

Atatürk için Büyük Zafer’in büyüklüğü tam bağımsız, ulusun egemen olduğu, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yolunu açmasından kaynaklanır. Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra şöyle demişti: “Hiçbir zafer gaye değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük olan gayeyi elde etmek için gereken en belli başlı vasıtadır. Gaye, fikirdir; zafer, bir fikrin istihsaline hizmeti nispetinde kıymet ifade eder. (…) Her büyük meydan muharebesinden, her Büyük Zafer’in kazanılmasından sonra yeni bir âlem doğmalıdır, doğar, yoksa başlı başına zafer boşa gitmiş bir gayret olur.” (Ruşen Eşref Ünaydın, Atatürk’ü Özleyiş, 1, 1998, s. 66) İşte Büyük Zafer, “yeni bir âlem doğuran” zaferdi.  

Atatürk, 30 Ağustos 1924’te Dumlupınar’da, Meçhul Asker Anıtı’nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Büyük Zafer’in üç büyük amaca hizmet ettiğinin altını çizmişti. Birincisi ulusal egemenlik, ikincisi çağdaşlaşma, üçüncüsü de ekonomik bağımsızlık… (KAYNAK: Sinan Meydan Cumhuriyet Gazetesi)

Son Güncelleme: 01.09.2023 13:00
Anahtar Kelimeler:
30 AĞUSTOSZafer Bayramı
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.