Okullarda yabancı dil eğitimi konusunda tartışmaların ardı arkası kesilmeden, MEB Arapça'yı da yabancı dil eğitim paketi içine aldı. Ana Okulları'nda ingilizce, İlköğretim'de Arapça'yı öğretmeye çalışan Milli Eğitim Bakanlığı'nın Türkçe'yi nasıl öğreteciği merak konusu oldu. Türk Dil Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sevgi Özel bu konuda yaptığı açıklamada bakanlığın bile Türkçe'yi yanlış kullandığını belirterek şu görüşlere yer verdi;
Ülkemizin öncelikli dil sorunu, resmi dil Türkçenin öğretilememesidir. Kitle iletişim araçlarında (özellikle TVlerde), TBMMde kullanılan dil, Türkçenin eğitim ve öğretiminin ne denli yetersiz olduğunu göstermektedir. Sözcüklerin yanlış seslendirilmesinin, arka arkaya doğru, tutarlı, açık tümceler kurulamamasının, anayasal kural ve yasaların bile her konuşana (uygulayıcıya) göre değişerek yorumlanmasının, kendini yeterince anlatamayanların demokratik öz ve kültürden uzaklaşmasının başka bir açıklaması olamaz. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına Türkçeyi öğretmekle yükümlü olan MEB bile Türkçeyi yanlış kullanmaktadır. MEBnin karma bir dille oluşturulan, misyonunu ve vizyonunu gösteren bilgisunar sayfaları anlatım ve yazım yanlışıyla doludur.
Çocuk ve gençlerimizin, yetenek ve olanakları elverdiğinde birden çok dil öğrenmesi, ülkemizin yararınadır. Ne ki Türkçeyle düşünmeyi öğretemediğimiz bireylere eğitimin her aşamasında İngilizceyi dayatan bundan önceki siyasal iktidarların yanlışını bugünkü iktidar, daha büyük bir yanlışla derinleştirme yolundadır. İlköğretimlerin 4. sınıfından başlayarak çocuklara Arapça dersi verilecektir.
Önce sosyal bilim liselerine, Osmanlı Türkçesi adıyla Osmanlıca dersi kondu; Arap abecesine dayalı abeceye Osmanlı Türkçesi alfabesi dendi. Bu uygulama, arşivleri okuyacak elemana gereksinim olduğu gibi yapay bir savla destek buldu. Oysa fakültelerin hepsinde Türk dili ve edebiyatı bölümleri var; bu bölümlerde Osmanlıca ve eski yazı öğretilir; bu bölümleri bitiren onlarca genç de işsizdir.
Şimdi de yapay gerekçelerle ilköğretimlere Arapça dersi konuyor. İlköğretimlerde Türkçe ders saati azaltılmıştır; yabancı dil dersi 4-5. sınıflara haftada 3er, 6-7-8. sınıflara 4er saat; TC inkılap tarihi ve Atatürkçülük dersi yalnız 8. sınıflara haftada 2 saat; vatandaşlık ve demokrasi eğitimi yine 8. sınıflara haftada 1 saat; din kültürü ve ahlak bilgisi 4. sınıftan 8. sınıfa haftada 2şer saat okutulmaktadır. Ancak Arapça Dersi Öğretim Programı, 4 ve 5. sınıflar için haftada 3 ders saati, 6, 7 ve 8. sınıflar için 4 saat üzerinden toplam 648 ders saati olarak yapılandırılmıştır.
Ülkemizin komşu ülkelerle gelişen ticari, ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkileri nedeniyle iletişimi sağlayacak yetişmiş insan gücüne ihtiyaç duyulmaktaymış; Esasen ülkemizde Arapça öğretimi köklü bir geleneğe sahip olmasına rağmen bir yabancı dil olarak bu dilin öğretiminde öğrenci merkezli, iletişim odaklı ve görev temelli yaklaşımlardan henüz yeterince yararlanılmış değilmiş. Bütün bu etkenler ve ihtiyaçlar, ülkemizde Arapça öğretiminin yeni bir yaklaşımla ele alınmasını zorunlu kılmış
Bu gerekçe açıkça kandırmacadır; çünkü birçok fakültede Arap dili ve edebiyatı bölümü bulunmaktadır; ayrıca imam hatip liselerinde de bu dil öğretiliyor.
MEB, çocuklara Arap alfabesi, ünsüzler, uzun ünlüler, kısa ünlüler (fetha, damme, kesra), ilk okuma için yardımcı işaretler (şedde, sukûn vb.), şemsî ve kamerî harfler vb. türü bir yığın kuralla birlikte Arap abecesini öğretecektir. Bu programda her şey ince ince düşünülmüştür. TBMM kürsüsünden Arabın medeniyeti benim medeniyetimdir diyenlerin ardılları, çoğu bizimkiler gibi İngilizce konuşan Arap ülkelerinde Arapça konuşamamanın ezikliği içinde olmalılar ki ağacı yaşken eğmek istiyorlar. Arapça öğrenen çocukların çok kazanımı olacakmış; bunlar tablolarla uzun uzun anlatılıyor; tablolar sıralanırken birden karşımıza Atatürkçülükle ilgili Kazanımlar ve Konular başlığı çıkıyor. Programa böylece Atatürkçü eğitim süsü de verilmiş oluyor.
İlköğretimlere Arapça dersi koymak doğru değildir; İlköğretim Arapça Dersi Öğretim Programının vizyonuyla yazı ve eski dile kapı açılmaktadır. Bir türlü çözüm bulunamayan Kuran kursları da bilimsel kılıfla okullara sokularak MEB güvencesi altına alınacaktır. Bütün ülkeyi saran İngilizce tabelalara, yakın gelecekte Arapçaları da eklenecektir.
Okullarımızda bir yandan İngilizce, öte yandan Arapça öğretimle Türkçe kendine yer bulamayacak duruma düşürülmektedir. Yabancı dille, İngilizceyle eğitime olduğu gibi Arapçanın ilköğretimlere sokulmasına da tepkiliyiz. Tek sözcükle kınıyoruz! Bu kadarı çizmeyi aşmaktır! Ulusal eğitimi sulandırmaktır! Dileriz MEB, vizyon ve misyonuna aklın öncülüğünü de katar. Bu yanlıştan döner!